Ne yazık ki bu basit iletişim mühendisliğini pek az kurum ve kişi uygular. O yüzden de hasar kaçınılmaz olur. Kitaplar da kriz örnekleriyle dolup taşmaya başlar…
Beymen, sürdürülebilirlik çalışmalarını “Beymen Promise” çatısı altında yürütüyormuş. Bu bağlamda lüks ikinci el satış platformu Beymen Reborn’u hayata geçirmişler. Ardından da temiz.co iş birliğiyle temizlik ve tadilat hizmeti sunan Beymen Repair’i duyurmuşlar. Bu yolla müşteriler, Beymen.com üzerinden ayakkabı ve çanta temizlik ve tadilat servislerinden yararlanabiliyormuş.
Firmanın bu işi sürdürülebilirlik çalışması olarak kabul edilebilir. Eğer bu hizmetleri ücret almadan yapsalardı o zaman ortaya bomba gibi bir Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) çalışması da çıkardı.
Öte yandan insan yine de sormadan edemiyor: Kimin umurunda?..
Bırakın birilerinin umurunda olmasını, araştırmalar bu kavramların bilinmediğini gösteriyor… BAREM’in, global ortağı WIN Grubu ile 2022 yılında hayata geçirdiği çalışmada 39 ülkede 33 bin 236 katılımcı yer almış. Bunların yüzde 42’si KSS kavramını daha önce hiç duymadıklarını söylemişler. Türkiye’de KSS kavramını bilenlerin oranı dünya ortalamasından da düşükmüş ve 39 ülke arasında 34. sıradaymışız.
PwC’nin araştırması da konunun kimsenin umurunda olmadığının bir başka örneği… “Sürdürülebilirlik için kesinlikle ek ödeme yaparım” diyenler sadece yüzde 7… “Kesinlikle yapmam” diyenler yüzde 47…
Tüm bu nedenlerden ötürü, sürdürülebilirlik ve KSS çalışmalarından önce, kavramların, bu süreçlerin sağlayacağı faydaların anlatılması gerektiğine inanıyoruz…
Öte yandan Beymen’in çalışması bu şartlar altında yapılabilecek en doğru işlerden biri gibi görünüyor… Hâlihazırda satın alınmış ürünleri değerlendirmek, Türk kültüründe var olan bir alışkanlık olduğunda ‘beğeni’ ve ‘itibarı’ sağlamak için anlamlı olabileceği gibi anlaşılması son derece zor ‘sürdürülebilirlik’ kavramını anlatmak için de yararlı olabilir…
Bize ulaşan basın bülteninden öğrendik; Braun’un “CareStyle 7 Pro” model ütüsü, ErgoCert tarafından ‘dünyanın ilk ergonomi sertifikalı ütüsü’ ilan edilmiş.
Mutlaka iyi bir şeydir… Hele ki yazdıkları gibi; en inatçı kırışıklıklarda bile mükemmel sonuçlar ve uzun saatler süren ütü seanslarında maksimum konfor sağlıyorsa…
Bir ürünün üstün ve rakiplerinden farklı özelliklere sahip olması elbette çok önemli. Ancak bunları ifade ederken, başka bir deyişle iletişimini yaparken benzer bir farklılaşmayı sağlayamıyor, kendinizi, özelliklerinizi yalın ve doğru bir dille anlatamıyor, tüketiciye “İşte aradığım şey!” dedirtemiyorsanız geçmiş olsun…
PRAGMA Araştırma ve Danışmanlık’ın Aralık ayında sonuçlarını yayınladığı “Küçük Ev Aletleri Araştırması”na göre, ülkemizde en çok tercih edilen ütü markaları sırasıyla şöyleymiş: Philips, Arçelik ve Tefal, Beko, Fakir, Arzum ve Bosch, Karaca…
Belli ki listede üst sıralarda yer alamamış markalar için gidilecek yollar var… Braun, araştırma sonuçlarına göre, kendine çok da yanlış olmayan bir kanal açmış gibi görünüyor. Şöyle ki; ülkemizde küçük ev aletlerinin satın alınmasını sağlayan özelliklerden biri yüzde 86 oranla “Tasarım ve estetik” imiş. Tabii “Dayanıklılık” (%95) ve “Garanti süresi” (%94) kadar öne çıkmış değil ama Marka’nın ergonomi sertifikası ‘farklılaşma’ için gayet yardımcı olabilir.
Ancak şu ilk şartı yerine getirmezse zor: Basın bültenini ya da diğer iletişim çalışmalarını onlarca yabancı kelimeye, anlaşılmaz teknolojik özelliklere boğmamak; hedef kitle ile yalın, anlaşılır ve mümkünse duygulara hitap eden bir dille iletişim kurmak…
Yoksa eminiz ki EloxalPlus ütü tabanı, iMode arayüz, ProSteam ya da iCare modu ve Ultimate FastClean özelliği çok önemli şeylerdir ama kimsenin bunların açıklamalarını okumaya tahammülü olmadığını unutmamak gerekir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.