Bir ‘kriz’ bolluğudur gidiyor

04:0014/01/2025, Salı
G: 14/01/2025, Salı
Ali Saydam

Üniversitede ders verdiğimiz yıllarda ‘kriz iletişimi yönetimi’ bahsinde, güncel örnekler bulmakta hayli zorlanırdık… Kırk yılın başı bir kriz olacak da biz de onun iletişiminin nasıl yönetildiğine dair sınıfta çalışma yapacağız… Kolay iş değildi… Bildiğiniz üzere ‘ krizin yönetimi’ ile ‘krizin iletişiminin yönetimi’ iki ayrı faaliyet ve uzmanlık alanıdır. O nedenle ‘farazi’ olaylardan yola çıkarak analiz yapmak akıl kârı olmaz… Yıllarca iletişim kitaplarında dönüp dolaşıp sadece 1989’da Exxon Valdez

Üniversitede ders verdiğimiz yıllarda
‘kriz iletişimi yönetimi’
bahsinde, güncel örnekler bulmakta hayli zorlanırdık… Kırk yılın başı bir kriz olacak da biz de onun iletişiminin nasıl yönetildiğine dair sınıfta çalışma yapacağız… Kolay iş değildi…
Bildiğiniz üzere ‘
krizin yönetimi’
ile
‘krizin iletişiminin yönetimi’
iki ayrı faaliyet ve uzmanlık alanıdır. O nedenle ‘farazi’ olaylardan yola çıkarak analiz yapmak akıl kârı olmaz…
Yıllarca iletişim kitaplarında dönüp dolaşıp sadece 1989’da
Exxon Valdez
adlı petrol yüklü geminin Alaska’da yer alan Bligh Kayalıklarına çarpması ve 120 milyon litreye yakın petrolün denize dökülerek bir çevre felâketine yol açmasıyla ortaya çıkan krizden söz edildi.
Oysa şu sıra krizden bol bir şey yok… İçine
Serenay Sarıkaya
ve
Mert Demir
’i de alan menajerlik ajansı
ID İletişim
’in sahibi Ayşe Barım’ın krizi;
Beşiktaş Belediye Başkanı’
nın “İhaleye fesat karıştırma” ve “rüşvet” suçlamalarıyla göz altına alınması; terör soruşturması nedeniyle Mersin’deki
Akdeniz Belediyesi Başkanı
ve 4 Belediye Meclisi üyesinin tutuklanmaları…
Uluslararası boyutta ise
Elon Musk
’ın İngiltere ve Almanya başbakanlarına hakaret yağdırarak faşist partileri desteklediğini açıklaması;
Los Angeles’
taki söndürülemeyen yangın nedeniyle California Valisi ile diğer yetkililerin suçlanması;
Papa
’nın evlenmemeleri koşuluyla eşcinsellerin rahip olabileceğini açıklaması; Fransa uçuşlarına yeniden başlayan Pakistan hava yolu şirketi
PIA
’nın, Eyfel Kulesi’ne doğru ilerleyen bir uçak görseliyle hazırladığı ve elbette 11 Eylül saldırılarını hatırlatan iletişim kampanyası…
Oysa hepsinde, iletişimi yönetecek profesyonelin yapacağı iş aynı:
1
. Olay gerçek mi, öğren; gerçekse kafanı kuma gömme, yanlışın varsa kabul ettiğini açıkla.
2
. Maddi ve manevi hasarı tespit et.
3
. Hasarın büyüklüğü oranında bir kampanyayı, krizin geldiği kanaldan yürüt.
4
. Hasarın yayılmasını engelle, mevcut hasarı tazmin et, mağdurlarla ilgilen.
5
. Kamuoyu ve sosyal paydaşları, en üst düzeydeki profesyonel yönetici vasıtasıyla ‘sürekli’ bilgilendir.

Ne yazık ki bu basit iletişim mühendisliğini pek az kurum ve kişi uygular. O yüzden de hasar kaçınılmaz olur. Kitaplar da kriz örnekleriyle dolup taşmaya başlar…

Bu sürdürülebilirlik, başka sürdürülebilirlik

Beymen, sürdürülebilirlik çalışmalarını “Beymen Promise” çatısı altında yürütüyormuş. Bu bağlamda lüks ikinci el satış platformu Beymen Reborn’u hayata geçirmişler. Ardından da temiz.co iş birliğiyle temizlik ve tadilat hizmeti sunan Beymen Repair’i duyurmuşlar. Bu yolla müşteriler, Beymen.com üzerinden ayakkabı ve çanta temizlik ve tadilat servislerinden yararlanabiliyormuş.

Firmanın bu işi sürdürülebilirlik çalışması olarak kabul edilebilir. Eğer bu hizmetleri ücret almadan yapsalardı o zaman ortaya bomba gibi bir Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) çalışması da çıkardı.

Öte yandan insan yine de sormadan edemiyor: Kimin umurunda?..

Bırakın birilerinin umurunda olmasını, araştırmalar bu kavramların bilinmediğini gösteriyor… BAREM’in, global ortağı WIN Grubu ile 2022 yılında hayata geçirdiği çalışmada 39 ülkede 33 bin 236 katılımcı yer almış. Bunların yüzde 42’si KSS kavramını daha önce hiç duymadıklarını söylemişler. Türkiye’de KSS kavramını bilenlerin oranı dünya ortalamasından da düşükmüş ve 39 ülke arasında 34. sıradaymışız.

PwC’nin araştırması da konunun kimsenin umurunda olmadığının bir başka örneği… “Sürdürülebilirlik için kesinlikle ek ödeme yaparım” diyenler sadece yüzde 7… “Kesinlikle yapmam” diyenler yüzde 47…

Tüm bu nedenlerden ötürü, sürdürülebilirlik ve KSS çalışmalarından önce, kavramların, bu süreçlerin sağlayacağı faydaların anlatılması gerektiğine inanıyoruz…

Öte yandan Beymen’in çalışması bu şartlar altında yapılabilecek en doğru işlerden biri gibi görünüyor… Hâlihazırda satın alınmış ürünleri değerlendirmek, Türk kültüründe var olan bir alışkanlık olduğunda ‘beğeni’ ve ‘itibarı’ sağlamak için anlamlı olabileceği gibi anlaşılması son derece zor ‘sürdürülebilirlik’ kavramını anlatmak için de yararlı olabilir…

İletişimin özü ‘anlaşılmak’tır

Bize ulaşan basın bülteninden öğrendik; Braun’un “CareStyle 7 Pro” model ütüsü, ErgoCert tarafından ‘dünyanın ilk ergonomi sertifikalı ütüsü’ ilan edilmiş.

Mutlaka iyi bir şeydir… Hele ki yazdıkları gibi; en inatçı kırışıklıklarda bile mükemmel sonuçlar ve uzun saatler süren ütü seanslarında maksimum konfor sağlıyorsa…

Bir ürünün üstün ve rakiplerinden farklı özelliklere sahip olması elbette çok önemli. Ancak bunları ifade ederken, başka bir deyişle iletişimini yaparken benzer bir farklılaşmayı sağlayamıyor, kendinizi, özelliklerinizi yalın ve doğru bir dille anlatamıyor, tüketiciye “İşte aradığım şey!” dedirtemiyorsanız geçmiş olsun…

PRAGMA Araştırma ve Danışmanlık’ın Aralık ayında sonuçlarını yayınladığı “Küçük Ev Aletleri Araştırması”na göre, ülkemizde en çok tercih edilen ütü markaları sırasıyla şöyleymiş: Philips, Arçelik ve Tefal, Beko, Fakir, Arzum ve Bosch, Karaca…

Belli ki listede üst sıralarda yer alamamış markalar için gidilecek yollar var… Braun, araştırma sonuçlarına göre, kendine çok da yanlış olmayan bir kanal açmış gibi görünüyor. Şöyle ki; ülkemizde küçük ev aletlerinin satın alınmasını sağlayan özelliklerden biri yüzde 86 oranla “Tasarım ve estetik” imiş. Tabii “Dayanıklılık” (%95) ve “Garanti süresi” (%94) kadar öne çıkmış değil ama Marka’nın ergonomi sertifikası ‘farklılaşma’ için gayet yardımcı olabilir.

Ancak şu ilk şartı yerine getirmezse zor: Basın bültenini ya da diğer iletişim çalışmalarını onlarca yabancı kelimeye, anlaşılmaz teknolojik özelliklere boğmamak; hedef kitle ile yalın, anlaşılır ve mümkünse duygulara hitap eden bir dille iletişim kurmak…

Yoksa eminiz ki EloxalPlus ütü tabanı, iMode arayüz, ProSteam ya da iCare modu ve Ultimate FastClean özelliği çok önemli şeylerdir ama kimsenin bunların açıklamalarını okumaya tahammülü olmadığını unutmamak gerekir.

#Toplum
#kriz yönetimi
#Ali Saydam