Ateşkes sağlandı, ‘PR savaşları’ başladı

04:0021/01/2025, Salı
G: 21/01/2025, Salı
Ali Saydam

Herkes zaferi kutluyor… Kaybedeni yok… İsrail , bütün rehineleri kurtaracağından, Hamas ise ‘ şanlı direniş’in sonucunda tutsak Filistinlileri özgürlüklerine kavuşturacağından emin… İsrail’in üç tane rehineyi nasıl karşıladığı, helikopterle nasıl taşıdığı hastaneye nasıl yerleştirdiği ve genç rehineleri ebeveynlerine nasıl kavuşturduğu canlı yayında ballandıra ballandıra anlatıldı… Benzer bir şovu Hamas cephesinde de izledik… Teslim etmek üzere üç rehineyi getirirken ve 90 Filistinli tutsağı karşılarken

Herkes zaferi kutluyor… Kaybedeni yok…
İsrail
, bütün rehineleri kurtaracağından,
Hamas
ise ‘
şanlı direniş’in
sonucunda tutsak
Filistinlileri
özgürlüklerine kavuşturacağından emin…
İsrail’in
üç tane rehineyi
nasıl karşıladığı, helikopterle nasıl taşıdığı hastaneye nasıl yerleştirdiği ve genç rehineleri ebeveynlerine nasıl kavuşturduğu canlı yayında ballandıra ballandıra anlatıldı…
Benzer bir şovu Hamas cephesinde de izledik… Teslim etmek üzere üç rehineyi getirirken ve 90 Filistinli
tutsağı
karşılarken yeri göğü inlettiler…

Oysa gerçek şu:

İsrail, Gazze’yi dümdüz edip ele geçirme ve yayılma konusunda ciddi bir adım atarken, Lübnan’a dersini verdi(!) ve Golan Tepeleri’nin Kuzey’inde Şam’a doğru yürüdü.

Hamas ise dünya tarihine geçecek biçimde; zayıfın güçlüye karşı yenilmeyeceğini, ölümüne direnebileceğini dosta, düşmana kanıtladı.

İnşallah insanlık, PR faaliyetlerine pek de itibar etmeden, bu trajediden kendine bir ders çıkarır…

Damlaya damlaya…

173 milyon insanın yaşadığı, dünyanın en yoğun nüfuslu ülkelerinden, ancak temiz suya erişimden yoksun Bangladeş’te, özellikle kırsal bölgelerde, su bulmak için her gün uzun mesafeler kat ediliyor ve çoğu zaman sağlıksız su kaynakları kullanılıyormuş.

Uluslararası Su Kuyusu Derneği, bugüne kadar Bangladeş’te 37 köye su kuyuları ve çeşmeler açarak 24.927 kişinin temiz suya erişimini sağlamış. Derneğin 2025 hedefi, 37 köyde daha sondaj yapmakmış.

Deryada bir damla gibi gözükse de böyle hayırlı işler vesilesiyle yabancı ülke halklarıyla kurulan ilişkilerin Türkiye’nin algılaması ve itibarına olumlu etkisini düşünürken bir detay daha öğrendik. Dernek, yardım projelerinde, suyun sadece bir ihtiyaç değil, aynı zamanda kültürel bir değer olduğu anlayışını benimsemiş ve inşa ettiği çeşmelerde Osmanlı ve Selçuklu mimarisini esas almış.

Bizi hem insancıl değerlerimizle hem de kültürümüzü yansıtan estetik anlayışımızla tanıtmak için doğru bir iş gibi görünüyor.

Manasız iletişim

Pazar günü, “Dünya Patlamış Mısır Günü” imiş… Kahve Dünyası da bu vesileyle, menüsünde tuzlu karamelli ve yer fıstıklı, tuzlu karamelli ve bitter çikolatalı patlamış mısırlar olduğunu hatırlatan bir bülten göndermiş…

Yazılarımızda ‘Özel Gün’ iletişimine zaman zaman yer veririz. Genel tablo için tespitimiz; markalar hem rakiplerinden hem de kendilerinin yıllar içinde yaptığı iletişimden farklılaşmış aksiyonları pek ortaya koyamazlar. Sonunda, birbirinin aynıymış görünen, tüketici nezdinden diğerlerinden daha üstün özelliği yokmuş gibi algılanan ürün/hizmet tanıtımları çıkar.

Tabii bir de ‘Dünya Patlamış Mısır Günü’ ya da ‘Dünya Havlu Günü’ gibi saçmalığın daniskası özel günler ortaya çıktı. Evet, özel günlerdeki iletişim çalışmalarının esas amacı pazarlamadır, ticaridir. Fakat bir iş ticari diye ille de yüzeysel ya da manadan, derinlikten, duygusal faydadan uzak olmak zorunda da değildir…

BP’nin neden krizi yok?

Kasım ayında Türkiye’den çekileceği ilan edilen petrol şirketi BP, CEO Murray Auchincloss’in maliyet düşürme planı kapsamında toplam 90 bin kişilik iş gücünün yüzde 5’inden fazlasına denk gelen yaklaşık 4 bin 700 kişiyi işten çıkaracakmış. Karardan, sözleşmeli pozisyonlardaki 3 bin kişi etkilenecekmiş.

Peki, biz bunu nerden biliyoruz?

Firmanın yaptığı açıklamadan, ayrıca haberlere de yansıyan, çalışanlarına gönderdiği bildirimden…

Dünya çapında bir şirket olacak, binlerce kişiyi işten çıkarmaya hazırlanacaksın ve ortalık birbirine girmeyecek öyle mi?.. Kendi ayağına sıkan işler, gittikçe büyüyen krizler de yok ha?.. Allah Allah…

Hiç yoktan kendi krizini yaratan firmalara o kadar alıştık ki; bu denli zorlu süreçlerin yönetilebilmesi şaşırtıcı geliyor artık…

Aslında iş, kitabına uygun yapıldığında sorunları kontrol altında tutmak, büyümelerine engel olmak başka bir deyişle süreci yönetmek mümkündür…

Belli ki BP, ‘kötü haberi’ tam da olması gerektiği gibi önce çalışanlarıyla paylaşmış. İç İletişim için bu çok önemlidir… Kimileri açıklık der, kimileriyse şeffaflık… Biz insan psikolojisiyle, kültürümüzle açıklayalım…

Örneğin; akşam olmuş, işten eve dönüyorsunuz, tüm hayaliniz güzelce dinlenmek. Tam apartmandan içeri girecekken komşularınızdan biri camdan size sesleniyor: “Gözünüz aydın, size misafir geldi!” Oldu mu şimdi? Olmadı! Oysa siz kapının eşiğine kadar gelmemişken, mesela işteyken ya da yoldayken eşiniz arayıp durumu haber verseydi… Hasar daha az olurdu, öyle değil mi?..

BP’nin sürecin krize evrilmesini engelleyecek pek başka refleksi vardır elbette… Yakında onları da öğreniriz… Ancak, birincil muhatap olan çalışanlar nezdinde, şimdilik süreci doğru yönetiyor gibi görünüyorlar…

Burger King ‘yine’ McDonald’s’a gönderme yapmış…

Reklamı ajansı INGO Hamburg’un hazırladığı kampanyada Burger King, McDonald’s’ın Almanya’daki 50. yıl dönümünü kutlamak için ‘açık hava’ya “Her Kralın Bir Palyaçoya İhtiyacı Var” sloganlı afişler astırmış. Reklam çalışmasında, Orta Çağ sanat eserlerinde yer alan krallar ve soytarılar, Burger King’in kral maskotu ve McDonald’s’ın palyaço maskotuyla tasvir edilmiş.

Bu türden aksiyonların genel adı ‘rakip yönelimli iletişim’dir… Adı üstünde, rakibe gönderme, taşlama içerirler… Bugüne kadar BMW ve Mercedes-Benz ya da Coca-Cola ve Pepsi, son zamanlarda da Apple ve Samsung arasında son derece başarılı örneklerine rastladık…

Burger King’in çalışması da yine başarılı örneklerden biri… Ancak başarısı, nerede, hangi ülkede yapıldığıyla çok ilgili… Çünkü iletişim çalışmaları, hedef kitlenin ‘kültür ve değerlerine’ uygun yapılır; onlarla çatışmaz… Kara kaplı defter böyle söyler…

Mesela bizde bu türden iletişimin arzu edilen sonuçlara ulaştırmasına şahit olmak pek mümkün değildir. Çalışır, ancak tersine, yani reklamı yapan firmanın aleyhine çalışır… Çünkü kültürümüzde rakibi küçük düşürmek, aşağılamak hoş karşılanan durumlar değildir… Hatta izleyicisini de incitir…

#Ateşkes
#İsrail
#Hamas
#Ali Saydam