Tuz koktu!..

04:0024/10/2024, Perşembe
G: 24/10/2024, Perşembe
Ali Kemal Yazıcı

Avrupa şampiyonası öncesinde ve sürecinde yazdıklarımıza dudak bükenlerin, dudaklarının uçuklaması gecikmedi. Almanya’da yapılan şampiyonaya dönemin federasyon başkanının yancısından, yardakçısına kadar bir dizi ismi federasyon bütçesinden ‘misafir’ adı altında götürdüğü iddiamız boşlukta kalmadı. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, Almanya’ya götürülen ahbap çavuşların TFF’ye maliyetinin 4 milyon 681 bin Euro olduğunu açıkladı. Yetmedi, büyük bir yolsuzluk olarak iddia

Avrupa şampiyonası öncesinde ve sürecinde yazdıklarımıza dudak bükenlerin, dudaklarının uçuklaması gecikmedi. Almanya’da yapılan şampiyonaya dönemin federasyon başkanının yancısından, yardakçısına kadar bir dizi ismi federasyon bütçesinden ‘misafir’ adı altında götürdüğü iddiamız boşlukta kalmadı.

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, Almanya’ya götürülen ahbap çavuşların TFF’ye maliyetinin 4 milyon 681 bin Euro olduğunu açıkladı.

Yetmedi, büyük bir yolsuzluk olarak iddia ettiği İBAN adresi skandalını da gündeme getirdi. Bu konu adliye koridorlarına taşınır taşınmaz bilmem, ama bildiğim bir gerçek var ki artık tuz koktu.

Futbolun en tepesinde hal böyle iken kulüplerin durumunu varın siz düşünün. Kurumların çiftliğe döndürüldüğü günümüzde kulüplerin milyon Eurolara varan borçları artık kanıksanan bir hal aldı. Öyle kanıksandı ki artık borç batağının kolayı da bulundu. Çok çok da, “Borcumuz nedeniyle transfer tahtamız kapandı” deyip işin içinden sıyrıla biliniyor.

Düzelir mi? Hiç aklımın yeri değil.

Otokontrol sistemi oturmamış, genel kurullarda kurulmuş delegelerin ‘kabul edenler, etmeyenler’ klasiği ile çokça basite indirgenen ekonomik yapıyı legal hale getirmek yerine illegalleşmesine çanak tutanlar aslında tuzun kokmasına zemin hazırlayanlar.

Nasrettin Hoca'nın dediği gibi, “Hırsızın hiç mi suçu yok?” diyebilirsiniz ama inanın yok.

Çünkü adı ‘özerk futbol’ denilen ucubenin ürettiği sistem ve oluşturduğu ortam, yukarıda anlattıklarımızla örtüşüyor.

Adeta yamalı bohçaya dönen özerk futbolun tamamen değişmesi için adım atılmalı ve futbola yeni bir anayasa yazılmalı.

Ulusal takımın küme düşmesini bir kenara bırakarak bir alt ligde gerek ekonomik, gerekse kalitesi bizden düşük olan ülkelere karşı alınan kısır başarılarla övünen, zirveye oynamak için her şeyi mübah sayıp, sonra da üç günde bir maç oynadığı için salya sümük ağlayanlarla bu ekonomik yapı örtüşmüyor.

Sadece ekonomi mi? Değil tabii ki, buna bağlı olarak milyon Euroların havada uçuştuğu, bir transfer dönemi geçmeden bir sonrakine odaklanan kafalar ile bu işler düzelmiyor, düzelmez de...

Yapılan yanlışların her ne kadar ahlaki tarafı ağır bassa da, bu sorumsuzluğun önünün kesilmesi adına özerk yapının ivedilikle değişmesi ve sağlam temeller üzerine oturtulacak yeni bir anayasaya ihtiyacı var. Bu anayasayı sadece kulüp başkanlarıyla değil, ülke gerçeğinden hareketle; spor adamı, hukukçu, ekonomist ve eğitimcilerden oluşacak bir kurulla futbolun toplum üzerindeki etkisi ve sosyoekonomik yapısı da ele alınarak yeniden yazılmalı.


#spor
#futbol
#Ali Kemal Yazıcı