Bir rivayete göre ustaya sormuşlar, “Her şeyi kaybettik, ne yapacağız?” diye... Usta da cevaplamış: “Çay koy, yeniden başlayacağız." Biz de kaybettik ama kimsenin çay koyup yeniden başlama gibi bir niyeti yok. Mutlaka birileri suçlanıp, birileri kollanacak; popülist yaklaşımlarla tribüne oynanacak. A Milli Takım, Hollanda’ya yenilip elendi ya eyvah eyvah… Taktik veren mi ararsın, kadro yapan mı ararsın, teknik direktörü yollayıp teknik adam getirmenin alt yapısını yapanı mı ararsın. Sizin anlayacağınız
Bir rivayete göre ustaya sormuşlar, “Her şeyi kaybettik, ne yapacağız?” diye... Usta da cevaplamış: “Çay koy, yeniden başlayacağız."
Biz de kaybettik ama kimsenin çay koyup yeniden başlama gibi bir niyeti yok.
Mutlaka birileri suçlanıp, birileri kollanacak; popülist yaklaşımlarla tribüne oynanacak.
A Milli Takım, Hollanda’ya yenilip elendi ya eyvah eyvah…
Taktik veren mi ararsın, kadro yapan mı ararsın, teknik direktörü yollayıp teknik adam getirmenin alt yapısını yapanı mı ararsın.
Sizin anlayacağınız herkes eteğindeki taşları dökmeye devam ediyor.
Şöyle oynamaları gerekiyormuş, o neden oynamış, arkaya yaslanmış, öne gitmemiş, santrfor yokmuş gibi mişli, muşlu işkembeden atmalar havada uçuyor.
Neymiş efendim bizim çocuklar sadece çeyrek finali değil finali kaybetmiş…
İnsanda biraz arlanma utanma olur.
Daha grup aşamasında bu takıma burun kıvıranlar, televizyon karşısında keyif çatıp Gürcistan maçından sonra, “gruptan çıkamaz” diyenler, şimdi almış sazı eline şöyle oynansa, böyle yapılsa final oynanırdı gibi ipe sapa gelmeyen iddialarda bulunuyor.
Turnuva süresince koca Türk Milli Takımını Arda Güler’in yörüngesine oturtmaya çalışıp, diğer oyunculara öte yandan muamelesi yapan cenahın bu jenerasyona saygı duymasını beklemiyorum zaten.
Futbolun organize olma işi olduğunun, böylesine büyük turnuvalara ülke olarak hazır olunması gerektiğinden bihaber olanlar, bu takımın sokak takımı değil ülke takımı olduğunu unutup, bitmiş maçlar üzerinden urganı yağlayıp geçirilecek kelle arıyor.
Kimse demiyor ki tüm turnuva boyunca kendi seçimini ülke milli takımının başarısının önüne koyup, yancısıyla, medyasıyla, misafiriyle Almanya’da görücüye çıkan, koca milli takımı menajerlerin tekeline bırakan TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin yalnızlığa ittiği, milyonlarca gurbetçinin desteği ile yol alan Milli takımın tecrübesi çeyrek finale kadar yetmiştir.
TFF seçimlerini Milli takımın böylesine önemli bir organizasyonda alacağı derecenin önüne koyup, Şenes Erzik’i de oyununa alet etmeye çalışan bir federasyon başkanını koruyup kollama adına Montalla ve oyuncuları suçlama basitliğine girenlerin ne futbol, ne ülke ne de dürüstlük adına tutar bir tarafı yoktur.
Kendi zoruyla oturduğu koltukta futbol liglerini içinden çıkılamaz bir hale sokan, döneminde hakemin dayak yemesine, takımın sahadan çekilmesine, Suudi Arabistan’da ülkenin rezil olmasına, Süper Kupa finalini oynatamamasına, ülkeleri adına mücadele eden gencecik çocukların gözyaşı akıtmasına neden olan bir anlayışın gölgesinde bizim çocukların elde ettiği başarı küçümsenemez.
Bizim çocuklar her şeylerini kaybetmemelerine rağmen çayı koyup yeniden başlamaya hazırlar.
Hakan Çalhanoğlu ve arkadaşları ne kadar yalnız kalırsa kalsınlar inanıyorum ki bu filmi gözyaşları ile bitirmeyeceklerdir.