Atan çok tutan yok!..

Hay Maşallah…

Gören de duyan da Süper Lig futbolcularının iştah şurubu içtiğini sanacak…

Sözde Avrupa’nın sayılı liglerinden olan Türkiye’nin en üst düzey futbol ligi Süper Lig’in 21. haftasında golsüz maç oynanmazken, oynanan 9 karşılaşmada atılan toplam gol sayısı 42. Yetmedi bu gollerin 25’i sadece 3 maçta kaydedildi.

Siz sanmayın ki takımlar öyle kalite üstü atak organizasyonları yapıp, formasyonu bunun üzerine kurup sonuca gitti.

Bizim buraların deyimiyle gollerin büyük bir çoğunluğu garma gudal atıldı.

Bu kadar paranın döndüğü, milyon avrolarla kadrolara katılan oyuncuların bıraktık savunma oyununu, bireysel savunma özelliğinin olmadığından yola çıkarsak inanın bu ligde duracağı yeri bilmeyen, pozisyon alamayan oyuncu sayısı toplam oyuncu sayısının neredeyse üçte ikisini oluşturuyor.

Popülist yaklaşımlarla transfer dönemini hovardalıkla geçiren yönetimler, iş sonuca geldiğinde kolaycılığı seçerek teknik direktörü rahatlıkla giyotine yolluyor.

Her sezon başında "Sil baştan başlamak gerek” şarkısını mırıldanan takım elbiseliler, takımı biraz yan bastı mı eşofmanlıları bir çırpıda yiyebiliyor.

Önüne gelenin gol attığı ligimizde her ne kadar Göztepe, Samsunspor ve Eyüpspor biraz olsun Süper Lig'e renk katsa da hedefleri sınırlı.

Geçen sezonun tamamında 28 teknik adamın değişmesinden yola çıkarsak bu sezonki tablo da bu rakama doğru gidiyor.

Kendisini geliştiremeyenlerin futbolun gelişimine katkı sağlamalarını beklemek hayalciliği içinde yaşanan bu kısır döngüden çıkmak mümkün değil.

Geçen sezonu ilk 2 sırada bitiren Galatasaray ve Fenerbahçe’nin bu sezonu da geçen sezonun devamı olarak aynı sıralamada devam ettirmesi ve tüm dengelerin bu iki kulüp üzerinden kurulması yabancı hakemlerin değil hakemliğe yabancı, hakem eskilerinin eseridir.

Hakemler her ne kadar Merkez Hakem Kurulunun yetkisinde ve gözetiminde olsa da tıpkı kulüp yöneticileri gibi hakem eskilerinin yörüngesinde yol alıyor.

Futbolun en tepesinden tutun da tüm paydaşlarını sarmalayan hakem eskilerinin, aktif hakemlikleri döneminde katlettikleri futbolu şimdi düzeltecekleri saplantısıyla futbolun en tepesini bile ele geçirmişler.

Bu işlerin sadece oyunu ve oyuncuyu iyileştirmekle düzelmeyeceğini herkes kulak arkası ederek günü kurtarmanın peşinde. Yetki almayıp, sorumluluk üstlenmeyen bu eskilerin söylemleriyle hareket eden futbolun en tepesinden kulüp yöneticisine kadar herkes bu tablonun sorumlusudur.

Hakem eskilerinden medet uman, bazılarını danışmanlık adı altında maaşa bağlayan, her maç sonrasında hakemlerle ilgili bilgilerine başvuran herkes, futbolun imha edilmesinin sorumlusudur.

Anlayacağınız sahanın içi de aynı dışı da aynı.

Herkes atıyor da tutar bir yanı olmadığı gibi aslında artık tutanı da yok.

Bize, dünya turu attıktan 8 yıl sonra yeniden Türkiye’ye dönen Talisca yeter!..