Önceki yazımızda başladığımız Kıbrıs’taki seçim sonuçlarının ekopolitik değerlendirmesine bu yazıda devam edeceğiz.
Kuzey Kıbrıs Türk devleti derken, Türkiye dışında hiçbir bağımsız devletin tanımadığı, 46 yıldır izole bir yapıyla ayakları üzerinde durmaya çalışan bir devletten bahsediyoruz.
Türkiye’nin Kıbrıs Türk kesiminin tanınmasında veya Kıbrıs sorununun bir çözüme kavuşması konusunda daha aktif olması gerektiğini hemen söylemeliyiz.
**
Önceki yazımızda da belirttiğimiz Kıbrıs halkının evrilmek istediği siyasi ve ekonomik yapıyı anlamaya çalışmak lazım.
Bir yanda federal yapıyı savunan (Rumlarla Türklerin aynı devlet içerisinde iki ayrı federasyon olarak hayatiyetini devam ettirmesi) bir kesim-Akıncı taraftarları, diğer yanda iki ayrı bağımsız devlet fikrinden yana Ersin Tatar’ı destekleyen (seçimi alan) bir grup.
Birtakım toprakların Rum kesimine bırakılmasını net olarak dile getiren Akıncı ve taraftarlarının %48.3 oy almasının (Kıbrıs’ın geleceğinin Rumlarla ve AB ile entegrasyonla daha iyi olacağını düşünenler) ülkenin eğitim, kültür, sağlık ve ekonomik politikalarının üzerinde inşa edildiği-aslında edilmediği arabesk zeminin ne derece verimsiz sonuçlar ortaya çıkarttığını göstermesi bakımından anlamlıdır.
**
Kuzey Kıbrıs Türk kesiminin ekonomisine baktığımızda, 12-13 bin dolar civarında kişi başına geliri var.
İhracatı 100 milyon dolara yakın ve büyük kısmını Türkiye’ye yapıyor. İthalatı 1.5-2 milyar dolar arasında. Yani önemli bir dış ticaret açığı veriyor ve ihracatın ithalatı karşılama oranı son derece düşük.
Dış ticaret dengesi açık vermesine rağmen cari işlemler dengesi fazla veriyor. Bunun en önemli nedeni turizm ve eğitimden (yurtdışından gelen üniversite öğrencilerinin bıraktığı döviz) sağlanan gelirlerdir.
Pandemi nedeniyle turizm ve eğitim alanındaki kilitlenmeler nedeniyle ciddi bir gelir kaybı yaşandığından, Türkiye Cumhuriyeti devleti devreye girip kaynak transferi yaparak kısa süreli bir rahatlama imkanı sağlamıştır.
**
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bütçesi kronik olarak açık veriyor.
Türkiye’nin Kıbrıs’a yaptığı transferler bütçenin %35-40’ı arasında değişmektedir.
İşsizlik oranı %7 civarında seyretmektedir. İşgücüne katılım oranının yüzde 48 olması bu düşüklüğün önemli bir nedeni gibi durmaktadır.
İhraç ürünleri temel tarımsal ürünlere (işlenmiş süt ürünleri ve narenciye) dayanmaktadır.
En önemli ithal kaleminin yabancı taşıt olması da dikkat çekmektedir. Yani sanayi üretimi çok düşük, tarımsal üretim yetersiz, büyük ölçüde hizmet sektöründen ve Türkiye’den yapılan transferlere bağımlı bir ekonomide araç sahipliğinin yüksekliği dikkat çekmektedir.
KKTC’nin, uzun vadede tarım ekonomisinden kentli bir ekonomiye dönüştüğü görülmektedir. Ama bu kentleşme süreci, özel sektöre dayalı bir istihdam yapısı yerine kamu ağırlıklı bir yapı ortaya çıkarmıştır
**
Kuzey Kıbrıs Türk yönetimi halkın refahını artıracak, sahip olunan rekabetçi alanları dikkate alan (ör: turizm-kumarhane turizmi değil, eğitim ve bilgi teknolojisi temelli) yeni bir kalkınma modeli ortaya koyabilir. Hong Kong, Tayvan, Singapur gibi farklı kalkınma modellerinden esinlenerek yerel özellikleri dikkate alan bir model üretilebilir.
Aşağıdan yukarıya (bireylerden-üst devlet yönetimine kadar bütün toplumu kucaklayan, sinerjisini aktive eden ve uzun süreli uygulanabilecek bir yapı) dinamik ve üretken, ekonomik anlamda kendine yeten, bağımsız karar veren, tarihsel ve kültürel mirasına sahip çıkan bir devlet - bir toplum inşa modelini devreye alan bir üst akıl- yönetimi anlayışı gerekiyor.
Yeni, bağımsız, ayakları üzerinde duran, güçlü, demokratik, üretken bir Kıbrıs toplumu ülküsü bu yeni devlet anlayışının (kayıt dışının minimize edildiği, adil vergileme, bütçe disiplini ve gelir dağılımı adaleti sağlanan, popülizmden uzak) temel yapı taşlarını oluşturmalı.
**
Sonuç olarak; Türk halkı Ersin Tatar’ın Kıbrıs Türk kesiminin Cumhurbaşkanı seçilmesinden büyük sevinç duymuştur. Bu sevincin kalıcı olması için KKTC’nin sürdürülebilir bir temele dayalı, ülke potansiyeli ve geçmişiyle ile uyumlu yeni kalkınma vizyonunu bir an önce belirlemesi ve bu vizyonun devreye girmesiyle mümkün olacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk halkı Kıbrıslı soydaşlarının özgür, demokratik, müreffeh bir devlet inşa etme çabalarını her platformda destekleyecektir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.