Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisadi ve İdari bilimler Fakültesi İşletme Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Behçet Yalın ÖZKARA sosyal medya hesabından adeta fırtına gibi esiyor. Hocanın kabına sığmayan bir yapısı olduğu kesin. Üslup sorunu var mı derseniz yok demek oldukça zor. Son olarak dikkat çekmek için girdiği üniversite yerleştirme sınavında eksi net fizik sorusu ile fizik bölümüne yerleştirilmesi gündem oldu. Daha çok da verilen disiplin cezaları gündeme oturdu. Bu yazıda konuyu açıklamaya çalışacağız.
Hocanın özgeçmişine ve çalışmalarına baktığımızda parlak bir akademisyen olduğu anlaşılıyor. Hocanın tarzını ve kişiliğini sevmeyebilirsiniz ama önemli bir konuya dikkat çektiğini de görmezden gelemezsiniz. Dediği çok açık. Eksi fizik puanıyla fizik bölümüne yerleştiğini elindeki belgeyle açıklamaya çalışıyor.
Prof. Dr. Behçet Yalın ÖZKARA, YKS sınavında eksi 1,75 fizik netiyle fizik bölümüne yerleştiğini belgeleri göstererek iddia etti. Belli ki hoca bir farkındalık oluşturmaya çalışıyor. Yoksa durduk yere üniversite sınavına girme zahmetine katlanılmaz. Gerçekten de ciddi bir farkındalık oluşturdu.
Konuyla ilgili olarak YÖK’ün yaptığı açıklamada şu ifadeler yer almaktadır: “Adayın işaretlediği Fizik sorularının tamamı yanlış dahi olsa Biyoloji ve Matematik neti SAY puanının hesaplanmasında etkili olacaktır. Aday, söz konusu Fizik Programına yerleşmesi için yeterli SAY puanına sahiptir.
Adayın SAY puanının hesaplanabilmesi için TYT’deki ‘Türkçe’ testi veya ‘Temel Matematik’ testinin en az birinden 0,5 ham puana veya üzerinde puana sahip olması, AYT’deki Matematik testi veya Fen Bilimleri testinin en az birinden 0,5 ham puana veya üzerinde ham puana sahip olması gerekmektedir. YKS Puan hesaplamasına ilişkin yukarıda yer alan açıklamalar uyarınca, Behçet Yalın Özkara’nın Kafkas Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Fizik programına 233,72123 sayısal puanı ile yerleştiği görülmektedir. ÖSYM tarafından yayımlanan 2024 YKS Taban puanlara bakıldığında anılan programa yerleşen son adayın sayısal puanının 232,72688 olduğu görülmektedir. Ayrıca, Behçet Yalın Özkara sayısal puanı ile tercih etmiş olsaydı devlet üniversitelerinde 64 programa daha yerleşebileceği görülmektedir.…”
Bu açıklama, Behçet hocanın eksi 1,75 fizik netiyle fizik bölümüne yerleştiği gerçeğini değiştirmiyor. Hocanın dikkat çekmeye çalıştığı husus eksi 1,75 fizik netiyle fizik bölümüne yerleşmenin mümkün olduğudur. Hocanın başka alanlardan da soru çözmesi bu gerçeği değiştirmiyor. Zaten YÖK’ün açıklaması da bu durumu yalanlamıyor.
Yazmak, konuşmak ve dikkat çekmek kolay bir iş değildir. Hoca aslında zor bir iş yapıyor. Üslup sorunu olması bu gerçeği değiştirmiyor.
Hocanın kişiliğini, tarzını, olaylara yaklaşımını vb. birçok şeyi eleştirebiliriz. Ama anlattıkları şeyler dikkate alındığında akademinin iyileştirilmesi gereken ciddi yaraları olduğunu göstermektedir. Kaldı ki bu sorunlar bilinen sorunlar ama yüksek sesle dillendirilmeyen sorunlardı.
Bir programda eksi 1,75 fizik netiyle fizik bölümüne yerleştiğine ilişkin yaptığı açıklamalardan dolayı “Basın-yayın veya bilişim sistemlerini kullanarak amiri, iş arkadaşları, personeli, hizmetten yararlananlar veya öğrencileri hakkında gerçeğe aykırı açıklamada veya haksız isnatta bulunmak veya rızaları olmaksızın özel hayatlarıyla ilgili açıklama yapmak.” fiilini işlediği gerekçesiyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla tecziye edildiğini belirtti.
YÖK’ün öncelikle bu hocayı dinlemesi ve rapor istemesi gerekiyor. Adam üniversitelerde yaşanan sorunları anlatmak için adeta çırpınıyor. Eğer konuşturma yerine disiplin cezalarıyla susturma yöntemini seçerseniz üniversitelere iyilik yerine kötülük yaparsınız. Sorunları kimin söylediğinden ziyade ne söylenildiğine odaklanmamız gerekiyor.
Behçet hoca uzunca bir süredir sosyal medya hesabından öğretim elemanlarının üniversitede yaşadığı sorunları en yalın haliyle izah etmeye ve vahim tabloyu gözler önüne sermeye çalışıyor. Özellikle nepotizme karşı savaş açtığı görülüyor. İyi de yapıyor.
Geçmişten günümüze akademide eş dost ataması bilindik bir yöntemdir. Bu nedenle nitelikli kişilerin yönetilmesinin zorluğu dikkate alınarak öncelikle rektör atamasında hatır gönülden kaçınılarak bilimsel duruşu olan ve saygın kişilerin seçimine özen gösterilmesi gerekmektedir. Maalesef bu ülke, üniversitede eşini yönetici yapan ve bunu savunacak kadar seviyesini düşüren rektörlere dahi şahit oldu.
Elbette göğsümüzü kabartan dünya çapında başarısını ispatlamış hocalarımız da var. Ancak üniversitelerin ekosisteminin başarıyı frenlediği yönünde yaygın bir kanaat olduğunu da biliyoruz. Nitelikli hocaların yetişmesi kolay değil ve yıllar almaktadır. Ancak bunların kaybedilmesi ise çok basittir ki nitelikli hocaların kaybedildiği biliniyor.
Bu nedenle üniversitelere rektör atamasında yapılan yanlış tercihler silsile halinde her kademeye yansıyor. Özetle rektör bir üniversitenin başarısındaki ya da başarısızlığındaki en önemli faktördür. Niteliksiz ve sorunlu bir rektörün görev yaptığı bir üniversitenin kazan gibi nasıl kaynadığını, öğretim üyelerinin nasıl tedirgin olduğunu ve dedikodunun nasıl yaygınlaştığını görebilirsiniz. Son dönemdeki Sayıştay raporları da üniversitelerdeki usulsüzlükleri açıkça gösteriyor.
Üniversitelerdeki kalite sorunu ister istemez ülkenin gelişmesine doğrudan yansımaktadır. Üniversite sayısının arttırıldığı ama kalitenin istenen seviyede olmadığı genel kabul görmüş bir durumdur. Kalite de ister istemez üniversite hocalarının üniversitelere girişlerinden yükselmelerine kadar uzun bir sürece bağlıdır.
Üniversitelerde geçmişe göre büyük iyileştirmeler yapılmıştır. Ancak üniversitelerin çoğalması yapılan iyileştirmeleri yetersiz hale getirdiği için hala hakları yenilenlerin feryatları yükselmektedir.
Hoca, araştırma görevlisi olmak için girdiği çok sayıda mülakat sınavında nasıl elendiğini belirterek özellikle de bir sınavda yaşadığı olayı ironik bir şekilde açıklamıştır. Anlattığının doğru veya yanlış olduğunu test edemeyiz. Ancak anlatılan örnekler oldukça bilindik ve günümüzde de çok sayıda örneği bir çırpıda sıralamak mümkündür. Kaldı ki basına yansıyan olaylar ile Sayıştay raporları hocayı doğruluyor.
İşin eleştirisi elbette kolaydır denilebilir. Hoca kendince önerilerde de bulunuyor. Elbette konunun YÖK tarafından enine boyuna ele alınması ve çok boyutlu olarak masaya yatırılması gerekiyor. Belki de YÖK tarafından yapılan ciddi çalışmalar vardır ama haberimiz olmayabilir.
Bize göre YÖK’ün hocaların disiplin cezalarıyla susturulmasının önüne geçmesi gerekiyor. Elbette suç işleyen cezalandırılmalıdır. Hocalar can sıkıcı işlerde yapabilirler ama onların susturulması fayda yerine zarar verir. Sonuç olarak disiplin cezaları ile hocaları susturma yerine YÖK’ün imkânı varsa eleştiri satın alma yolunu tercih etmeli ve eksikliklerini bu yolla tamamlamalıdır. Sorunlar ancak eleştiri ile gün yüzüne çıkar.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.