Yazılı sınavdan 93,67 puan alan iki adayın sözlüde elenmesi izah edilmelidir

04:0025/08/2024, Pazar
G: 25/08/2024, Pazar
Ahmet Ünlü

Bingöl Üniversitesinin internet sitesinde yayımlanan Şube Müdürlüğü sözlü sınav sonuçları basına yansıdı. Özellikle yazılı sınavlarda çok düşük puan alan adayların sözlü sınavda yüksek puan verilerek sınavı kazanmaları dikkatlerden kaçmadı. Bu yazımızda konuyu farklı bir boyuttan ele almaya çalışacağız. YÖK Bingöl Üniversitesindeki sözlü sınavı denetime almalıdır Bingöl Üniversitesinin internet sitesinde yayımlanan Şube Müdürlüğü sözlü sınav sonuçları ister istemez basına yansıdı. Çünkü sınav sonuçlarında


Bingöl Üniversitesinin internet sitesinde yayımlanan Şube Müdürlüğü sözlü sınav sonuçları basına yansıdı. Özellikle yazılı sınavlarda çok düşük puan alan adayların sözlü sınavda yüksek puan verilerek sınavı kazanmaları dikkatlerden kaçmadı. Bu yazımızda konuyu farklı bir boyuttan ele almaya çalışacağız.

YÖK Bingöl Üniversitesindeki sözlü sınavı denetime almalıdır

Bingöl Üniversitesinin internet sitesinde yayımlanan Şube Müdürlüğü sözlü sınav sonuçları ister istemez basına yansıdı. Çünkü sınav sonuçlarında yazılı ve sözlü sınavlara yer verilince ister istemez kıyas yapılarak yazılı sınavdan 1. sıradaki adayla aynı puanı alan diğer adayların 50 puan verilerek başarısız kılınması birçok soruyu beraberinde getirdi. Bu da yetmemiş gibi yazılı sınavdan 63,29 puan alan adayın sözlü sınavdan 85 puan verilerek başarılı ilan edilmesi soru işaretlerini daha da arttırdı.

Adayların yerine kendimizi koyarak yapacağımız değerlendirmenin sonucunda sıkıntılı bir durum olduğu açık bir şekilde karşımıza çıkmaktadır. Elbette komisyon üyelerinin kendilerine göre açıklamaları olacaktır. İncelemeden kimseyi zan altında bırakamayız. Kim bilir belki de elenen adayların idarecilik vasıflar çok düşük olabilir. Ancak nereden bakılırsa bakılsın YÖK Denetleme Kurulu’nun bu konuda denetim yapması kaçınılmaz görünüyor.

Denetleme Kurulu’nun yapacağı denetleme sonucunun da açıklanmasının kamuoyunun bilgilendirilmesi açısından faydalı olacağını düşünüyoruz.

Sözlü sınavlar eş dost atamasına köprü olmamalıdır

Sözlü sınavların nihai amacı en nitelikli adayın seçilmesine yardımcı olmaktır. Ortaya çıkan sonuca bakıldığında sözlü sınavların bu amacı ulaşmaktan çok uzakta olduğu görülmektedir. Ortaya çıkan feryatta bu noktada yoğunlaşmaktadır. Hasılı sözlü sınavlarda ciddi sorunlar olduğu anlaşılıyor.

Belli ki sözlü sınavlar istenen amaca ulaştırmıyor. Bu nedenle sözlü sınavlar ya tamamen kaldırılmalı ya da şeffaf bir süreç izlenmelidir. Gerçekten yazılıda çok yüksek puan alan bir adayın idareci yapılması hem kendine hem de kuruma zarar verebilir. Ancak bu durumun şeffaf bir şekilde tespiti yapılmazsa ortaya çok ciddi bir dedikodu çıkar ve yalan rüzgarı etrafı kaplayabilir.

Üniversitelerdeki sözlü sınavlar masaya yatırılmalıdır

YÖK’ün üniversitelerdeki sözlü sınavları masaya yatırması ve objektif kontrol mekanizmaları kurması kaçınılmaz hale gelmiştir. Nitekim basında yer alan haberler bir bütün olarak incelendiğinde üniversitelerdeki her düzey sözlü sınavların bir sistem dahilinde analiz edilmesi kaçınılmaz hale gelmiştir.

Araştırma görevlisi sınavından tutun da görevde yükselme sınavlarına kadar bir çok sınavın masaya yatırılarak çıkan sonuca göre geleceğe dönük projeksiyon oluşturulması gerekmektedir. En fazla objektif kriterlere dikkat edilmesi gereken üniversitelerin bu tür olumsuzluklarla anılması doğrusu üzücüdür.

Talep edilmesi halinde çözüm için her türlü desteği hiçbir maddi beklenti olmadan vereceğimizi buradan belirtmek isterim.

Üniversitelerdeki sınavsız atanan kadroların masaya yatırılması gerekiyor

Sayıştay raporlarına bakıldığında üniversitelerdeki sınavsız atanan idari kadroların görevde yükselme sınavı ile atanılan idari kadrolara adeta sıçrama tahtası olarak kullanıldığı görülmektedir.

Ancak geçen bunca zamana rağmen YÖK tarafından bu konularda istenen adımların atıldığını duymadık. Daha açık ifadeyle Sayıştay raporlarının tek tek incelenerek ortaya çıkan eleştirilere nasıl bir tedbir alınacağı ve açık kapıların nasıl kapatılacağına dair bir çalışma yapıldığını duymadık.

Şu ana kadar sınavsız kadroların sıçrama tahtası olarak nasıl kullanıldığı ayan beyan ortada iken bu konuda çözüm odaklı bir çalışma olup olmadığını duymadık. Şayet varsa faydalanmak isteriz.

İdari personelin üniversiteler arasındaki becayişi

Bize gelen okuyucu yorumlarına bakıldığında üniversitelerdeki idari personelin üniversiteler arasındaki becayişi henüz sonuçlanmamıştır. Bu gidişle sonuçlanması da oldukça zordur.

Bu konuyla ilgili olarak Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nın 26.02.2024 tarihli ve 12461 sayılı yazısı ile Devlet yükseköğretim kurumlarında 657 sayılı Kanun’un 4/A maddesi kapsamında görev yapan aynı unvanlı memurların devlet yükseköğretim kurumları arasında karşılıklı naklen atanma taleplerine ilişkin hazırlık çalışması yapıldığı üniversitelere bildirilerek gerekli veriler istenmiştir. Ancak geçen bunca zamana rağmen somut bir adım atıldığını henüz duymadık.

Hatta bazı memur sendikalarının YÖK’ün gerekli adımları atmada yetersiz kaldığı için eylem yapmaya hazırlandıkları da basına yansımıştır. Bir memur sendikası 27 Eylül’de YÖK’ün önünde eylem yapacağını şimdiden duyurdu.

Bu konuda iyi bir koordinasyonla ve etkili iletişimle 375 sayılı KHK’nin ek 25'inci maddesi ve ilgili yönetmelik gereğince mevzuat değişikliği yapılmadan çözüm üretilebilir. Aksi takdirde kanun değişikliği yapılmadan bu konunun çözülmesi mümkün değildir.

Bunun içinde daha önce 657 sayılı Kanunun karşılıklı yer değiştirmeyi düzenleyen 73'üncü maddesinde değişiklik yapılması gerekmektedir. İsteyenlerin “Küçük düzenlemelerle binlerce memuru sevindirmenin yöntemi denenmelidir” başlıklı yazımızı okumalarını tavsiye ederiz. Bu yazımızda konu bütün boyutlarıyla ele alınmış ve çözüm önerileri belirtilmiştir.

KPSS (B) grubu kadrolarla ilgili anketimizden çıkan sonuç

Sosyal medya hesabımdan yaptığım ankette “Kamu personeli istihdamında önemli bir yere sahip olan KPSS sınav sonuçlarına göre sadece merkezi yerleştirme mi olmalı yoksa ayrıca mülakat yapılmalı mı?” diye bir soru yönelttim.

Ankete katılan 483 kişiden % 87,8’i sadece KPSS olmalı derken % 12,2’si hem KPSS olmalı hem de mülakat olmalı dedi. Elbette bu anket kesin bir sonuç vermez ama mülakata karşı ciddi bir tepki olduğunu da göstermektedir.

Gelinen noktada mülakat sınavı istenen sonuca götürmediği gibi büyük bir tepki kaynağı oluşturmaktadır. Özellikle yazılı sınavlardan yüksek puan alanların sözlüde düşük puanla elenmeleri adalet duygusunu zedelemektedir. Bu nedenle sözlü/mülakat sınavının masaya yatırılmasının zamanı geldi de geçiyor diye düşünüyorum.

#KPSS
#Sınav
#Ahmet Ünlü