Öğretmenlik Mesleği Kanunu öğretmenlere ve adaylarına neler getiriyor?

04:0013/10/2024, Pazar
G: 13/10/2024, Pazar
Ahmet Ünlü

Merakla beklenen Öğretmenlik Mesleği Kanunu Mecliste kabul edildi. Ancak henüz Cumhurbaşkanınca onaylanarak Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmedi. Kanunda yer alan sıkıntılı konuları dilimizin döndüğü kadar açıklamaya çalışacağız. Öğretmen adayı mı aday öğretmen mi? Arasında ne fark denilebilir diye sorulabilir. Aralarında dağlar kadar fark olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Öncelikle aday öğretmen memur iken öğretmen adayı kursiyer kapsamında olup memur değildir. Nitekim Kanunda öğretmen

Merakla beklenen Öğretmenlik Mesleği Kanunu Mecliste kabul edildi. Ancak henüz Cumhurbaşkanınca onaylanarak Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmedi. Kanunda yer alan sıkıntılı konuları dilimizin döndüğü kadar açıklamaya çalışacağız.


Öğretmen adayı mı aday öğretmen mi?

Arasında ne fark denilebilir diye sorulabilir. Aralarında dağlar kadar fark olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Öncelikle aday öğretmen memur iken öğretmen adayı kursiyer kapsamında olup memur değildir.

Nitekim Kanunda öğretmen adayı; Akademide hazırlık eğitimine alınanlar şeklinde tanımlanmıştır. Belli ki Türkiye İş Kurumu kursiyerlerine özenilerek yapılan bir düzenleme.

Ancak bunlar, hem aldıkları ücret hem de statüleri açısından öğretmen değillerdir. Ayrıca bunlar sigortalı da olmayıp hazırlık eğitimi süreleri kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinde de dikkate alınamaz. Yani bunların öğretmen adaylığı süresi emeklilikte dikkate alınmaz.


Öğretmen adaylarının hazırlık eğitimi

Kabul edilen Kanunun 8’inci maddesinde aday öğretmenlerin hazırlık eğitimi düzenlenmiştir. Buna göre bu eğitim, öğretmenlik mesleği yeterlikleri çerçevesinde belirlenen teorik ve uygulamalı derslerden oluşan hazırlık eğitimi, Akademi tarafından verilecektir.

Hazırlık eğitimi, öğretmenlik mesleğinin gerektirdiği bilgi, beceri, tutum ve değerleri içeren öğretmenlik mesleği yeterlikleri Milli Eğitim Bakanlığınca belirlenecektir.

Hazırlık eğitiminin süresi dört dönemdir. Bu süre, öğretmen adayının mezun olduğu yükseköğretim programına göre üç dönem olarak uygulanabilir. Dönemden ne anlaşılması gerektiği ise tanımlar maddesinde açıklanmıştır. Buna göre programı ve takvimi Bakanlıkça belirlenen öğretmenliğe hazırlık eğitiminin on haftadan az on dört haftadan fazla olmayacak şekilde planlanan süreye dönem denilmektedir.

Hazırlık eğitiminin içeriği, süresi ve hazırlık eğitimine ilişkin diğer hususlar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenecektir.

Görüleceği üzere hazırlık eğitimi süresi en az 10*7*4 = 280 gün, en fazla ise 14*7*4 = 392 gün olacaktır. Böyle olunca da öğretmen adayları bu süre içerisinde sadece genel sağlık sigortalısı olacaklar ve sadece belirlenen ücret ile sağlık yardımından yararlanacaklardır. Bu durumun sürdürülebilir olmadığını düşünüyoruz. Çünkü belirlenen ücret oldukça düşük olup öğretmen adaylarının bu süre içerisinde mali olarak çok büyük sıkıntıyla karşı karşıya kalacağını düşünüyoruz.


Öğretmen adaylarına ilişkin mali ve sosyal haklar

Öğretmen adaylarına ilişkin mali ve sosyal haklar Kanunun 14’üncü maddesinde düzenlenmiştir.

Buna göre, öğretmen adaylarına, hazırlık eğitimi sürecinde her ay (23.310) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda ödeme yapılır. Bu ödeme, damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaz. Öğretmen adaylarından belgeye dayalı sağlık mazeretleri sebebiyle hazırlık eğitimi süresince toplam yirmi gün ve üzeri hazırlık eğitimine katılamayan veya katılamayacak olanların, mazeretlerinin ortadan kalkmasını takip eden ilk hazırlık eğitimi programına tekrar alınmak üzere kayıtları dondurulur. Kaydı dondurulanlara bu süre boyunca ödeme yapılmaz.

Bu ödemenin parasal karşılığı ise 23.310*0,907796 = 21.160,72 TL olup, bu ödemeden binde 7,59 oranında damga vergisi kesilecektir. Bu ödemenin oldukça düşük olduğunu belirtmemiz gerekiyor.

Diğer yandan öğretmen adaylarından askerlik yükümlülüğü bulunanların askerlik hizmetleri, Akademideki eğitimleri süresince ertelenecektir.

Yine öğretmen adayları hazırlık eğitim sürelerinde 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılırlar. Bu kişiler adına Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenecek primler, öğretmen adaylarına birinci fıkrada öngörülen ödemeden bağımsız olarak Bakanlık bütçesinden karşılanacaktır.

GSS kısa vadeli sigorta kollarından olup, sadece sağlık yardımı içerdiğinden tam sigortalı sayılmayacaktır. Şuan stajyerler ısrarla bu sürelerin sigortalılıkta değerlendirilmesi için büyük bir çaba sarf ediyorlar. Hal böyle iken öğretmen adaylarını da stajyer (çırak) kapsamına sokup ilerleyen süreçte farklı ve haklı talep sahibi yapmak bize göre sağlıksız bir yöntemdir. Bu nedenle öğretmen adaylarının adaylık sürelerinin uzun vadeli sigorta kolları kapsamına alınarak ücretlerinin göreve aday öğretmen olarak yeni başlayanların seviyesine çıkarılması daha doğru olacaktır.

Bu kişilerin genel sağlık sigortası primleri, 82’nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz günlük tutarı üzerinden Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinden ödenecektir. Bu kişilerin kapsamda olan eş ve çocukları ile ana ve babaları da bakmakla yükümlü olunan kişi sıfatıyla genel sağlık sigortasından yararlandırılacaktır.

Öğretmen adaylarına öğretmenler gibi işlem yapıp ücretlerini ve sigortalarını farklı düzenlemek kabul edilebilir bir durum değildir. Yani öğretmen adaylarına öngörülen disiplin cezası gerektiren fiillere bakıldığında 657 sayılı Kanunun 125’inci maddesine göre uyarlama yapıldığı görülmektedir.


Kanuna göre öğretmenliğin sona ereceği haller

Kanunun 25’inci maddesinde öğretmenliğin sona ereceği haller düzenlenmiştir. Buna göre, 657 sayılı Kanunun ilgili hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 5237 sayılı Kanunda düzenlenen uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, hayasızca hareketler, müstehcenlik ve fuhuş suçları ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlardan mahkûm olanların öğretmenliği sona erecektir.

Maddede yer alan hayasızca hareketler, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 225’inci maddesinde alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kişi olarak tanımlanmıştır. Hayasızca hareketler yapanlara altı aydan bir yıla kadar hapis cezası verileceği öngörülmüştür. Halbuki bu tür fiilleri işleyenlerin sözleşmesi her zaman feshedilebilir ve memurlarsa da memuriyetten ihracı sağlanabilir.

#kamu
#özel
#Ahmet Ünlü