Adil yargılama her vatandaşın hakkı olup, hakimlerin de bunu yerine getirmesi kanunla verilen bir görevdir. Uygulamada adil yargılamanın olup olmadığı ise geçmişten günümüze kadar sürekli olarak tartışılmıştır. Hakimlerin iş yüklerinin adil yargılamada etkisini de gözden kaçırmamak gerektiğini biliyoruz. Bu minvalde Hâkimler ve Savcılar Kurulu İkinci Dairesi tarafından verilen aşağıdaki uyarma cezaları özelinde konuyu açıklamaya çalışacağız. Kurul kararında yer alan disiplin cezaları 2802 sayılı
Adil yargılama her vatandaşın hakkı olup, hakimlerin de bunu yerine getirmesi kanunla verilen bir görevdir. Uygulamada adil yargılamanın olup olmadığı ise geçmişten günümüze kadar sürekli olarak tartışılmıştır. Hakimlerin iş yüklerinin adil yargılamada etkisini de gözden kaçırmamak gerektiğini biliyoruz. Bu minvalde Hâkimler ve Savcılar Kurulu İkinci Dairesi tarafından verilen aşağıdaki uyarma cezaları özelinde konuyu açıklamaya çalışacağız.
Kurul kararında yer alan disiplin cezaları 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununda düzenlenmiş olup Kurulun burada yer almayan bir cezayı vermesi elbette düşünülemez. Ancak zaman içerisinde verilen disiplin cezalarına göre de kanunun ilgili maddelerinde düzenleme yapılması için öneriler geliştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Zira aşağıda yer verilen fiilleri işleyen bir kişinin savcılık yapması son derece tehlikelidir.
Aşağıda belirtilen fiilleri 657 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde değerlendirdiğimizde en azından aylıktan kesme cezası verilir ve daire başkanı ve üzeri kadrolara atanma imkanı kalmazdı. İsterseniz savcının uyarma cezası almasına sebep olan fiilleri sıralayalım:
1- ..... sayılı soruşturma sonucu şüpheliler hakkında “Mala Zarar Verme, Hırsızlık” suçlarından ..... tarihinde Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verilmesine, ..... tarihli dilekçesi ile müştekinin anılan karara karşı itiraz etmesi üzerine ..... Sulh Ceza Hakimliği’nin ..... tarih ve ..... D.İş sayılı kararı ile itirazın kabul edilerek söz konusu kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının kaldırılmasına karşın dosyanın yeni soruşturma numarası alması gerekirken ..... tarihi itibariyle henüz UYAP’a kaydedilmeyerek yaklaşık 4 ay işlemsiz bırakıldığı,
2- Tehdit suçundan yürüttüğü ..... sayılı soruşturma sonucu ..... tarihinde ..... Mahkemesine kamu davasının açması üzerine ..... Mahkemesi’nin ..... tarih ve ..... sayılı İddianame Değerlendirme numarasıyla iddianamenin iade edilmesine rağmen dosyanın ..... tarihi itibariyle henüz UYAP’a kaydını yapmayarak yaklaşık 10 ay işlemsiz bıraktığı,
3- ..... sayılı soruşturma sonucu şüpheli hakkında “Hırsızlık” suçundan ..... Mahkemesi’ne kamu davası açması üzerine ..... Mahkemesi’nin ..... tarih ve ..... İddianame Değerlendirme Numarasıyla iddianamenin iadesine karar verilmesine müteakiben ..... tarihinde iddianamenin iadesine ilişkin karara itiraz ettiği ..... Mahkemesi’nin ..... tarih ve ..... D.İş sayılı kararı ile Cumhuriyet Savcısının itirazının reddine karar verilmesine karşılık, dosyanın ..... tarihi itibariyle henüz UYAP’a kaydını yapmayarak ... ay işlemsiz bıraktığı,
4- ..... sayılı soruşturma sonucu şüpheli hakkında “Köy Tüzel Kişiliğine ait veya Köylünün Ortak Yararlanmasındaki Taşınmazlara Tecavüz” suçundan ..... tarihinde ..... Mahkemesine kamu davasının açtığı, ..... Mahkemesi’nin ..... tarih ..... İddianame Değerlendirme Numarası ile iddianamenin iade edildiği, bu karardan sonra dosyanın yeni bir soruşturma numarası alması gerekirken ..... tarihi itibariyle henüz UYAP’a kaydını yapmayarak dosyayı yaklaşık ... ay işlemsiz bıraktığı.
HSK Kararında ilgili savcının savunmasına yer verilmemiş ve karartılmıştır. Sonuç olarak ..... Cumhuriyet Savcısı .....’a isnat olunan eylemlere ilişkin soruşturma dosyasının incelenmesi sonucunda; ilgilinin sorumluluğunda bulunan dört adet dosyada iddianame düzenlenmek suretiyle ya da kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasına veya iddianamenin iade olunmasına müteakiben uhdesine gelen dosyaları UYAP’a kaydederek işlem yapması gerekirken, bunu gerçekleştirmeyerek dosyaların 4 aydan 11 aya varan sürelerle işlemsiz kalmasına sebebiyet verdiği, bu suretle görevinde kayıtsızlık ve düzensizlik gösterdiği anlaşılmakla, eylemine uyan 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 63’üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi gereğince uyarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Buna benzer çok fazla olay olduğunu bilmemiz gerekiyor.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu İkinci Dairesi tarafından bir hakim hakkında verilen uyarı cezasında ise daha sıkıntılı bir durumla karşılaşıyoruz. Bir hakim meslektaşı olan bir avukata adeta had bildiriyor ve hakaret ederek salondan kovuyor.
Şöyle ki …Hâkimi ..... hakkında yapılan soruşturmada; Görevi nedeniyle muhatap olduğu kişilere veya iş sahiplerine karşı kırıcı davrandığı, bu cümleden olarak; Müşteki ..... ‘in taraf vekili olarak yer aldığı, ..... Mahkemesinin ..... esas sayısına kayden görülen davanın 12.00’de başlayacak ..... tarihli duruşmasının saati geçmiş ve sırası gelmiş olmasına rağmen bir sonraki sırada bulunan ..... esas sayılı dosyanın alınması üzerine, taraf vekilleri yerlerini alıp henüz duruşmaya başlanmış iken, sırada bulunan kendi dosyası yerine başka dosyanın duruşmasının alınması nedeniyle salona giren müştekiyle arasında yaşanan diyalogun, duruşmanın bölünmemesi ve duruşma salonundan çıkılmasını istemesi üzerine salondan ayrılmamakta ısrarcı davranan müşteki ile arasında karşılıklı tartışmaya dönüştüğü, tartışmanın seyri içinde sesini yükseltip bağırarak müştekiye hitaben; “Ben öyle karar verdim”, “Defol, çık dışarı”, “Defol, terbiyesiz, sana mı soracağım”, “Güvenliği çağır çıkartsınlar şunu, benim mahkemem burası”, “Git mahallende konuş, burası benim mahkemem çıkacaksın dışarı”, “Defol git mahallende konuş, saygısız, terbiyesiz”, “sen nasıl avukat oldun” şeklinde cümleler kullandığı, yaşanan diyalog nedeniyle ..... esas sayılı dosyanın icra edilen duruşmasına ara verilerek olaya ilişkin tutanak tutulması sonrası yeniden başlayan duruşmalar sırasında da, bir avukat arkadaşına yetki belgesi verip, ..... esas sayılı dosyanın duruşmasına onun girmesini sağlayan ve tanık dinlenecek olması nedeniyle kendisi de oturup duruşmayı izleyen müştekiye, duruşma salonunda olanların duyabileceği bir şekilde “Bak bak oturmuş oradan beni izliyor, hasta bu ya, pislik” şeklinde ifadeler kullandığı belirtiliyor.
Kararda ilgili hakimin savunmasına yer verilmemiş ve karartılmıştır. Sonuç olarak Hâkime isnat olunan eyleme ilişkin soruşturma dosyasının incelenmesi sonucunda, dosya içerisindeki bilgi, belge ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; kovuşturma gerektirmeyen ve 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 63 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi kapsamında kalan eylemin uyarma cezasını gerektirdiği anlaşıldığından ilgilinin uyarma cezası ile cezalandırılmasına, geçmiş hizmetlerinin olumlu, sicil ve terfilerinin iyi olması göz önüne alınarak verilen cezanın ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kurulun internet sitesinde bu karara benzer çok sayıda karar bulunmaktadır. Bu kararlar bir bütün olarak incelendiğinde hakim ve savcıların görevlerini daha etkili ve vatandaş odaklı yapmaları için disiplin cezalarının baştan sonra gözden geçirilmesinde fayda bulunmaktadır. Birçok avukatın başına benzer şeyler gelmesine rağmen sessiz kaldıklarını düşünüyoruz. Nihayetinde avukatlar aynı hakimlerle davalar nedeniyle sürekli olarak karşı karşıya gelmektedir.
Elbette işini hakkıyla yapan çok sayıda hakim ve savcımızı tenzih ediyoruz. Ancak bunları ve benzerlerini de görerek durum tespiti yapmamız gerekiyor. Sonuç olarak hakim ve savcıların verdikleri kararlar vatandaşın hayatına doğrudan dokunmaktadır. Verilen yanlış bir kararla insanların gelecekleri kararabilmektedir. Yani hakim ve savcılar adalet terazisini elinde tutarak kimin haklı kimin haksız olduğuna karar verme gücünü elinde tutan en kritik pozisyon işgal eden kamu görevlisidir. Bunların verdikleri kararların yapay zeka kullanımı dahil birçok şekilde kontrol edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. İnanın yargının buna ihtiyacı var.