Zaman zaman sosyal medya hesabımdan kamu personeline yönelik anket yapıyorum. Son ankette sendika başkanlarının lüks makam araçları kullanmasını masaya yatırdım. Çıkan sonuç oldukça düşündürücü. Memur sendikalarına ciddi bir tepki var. Anketler elbette her zaman gerçekleri göstermez ama ciddi ipuçları verir. Sendika başkanlarının lüks araç kullanması tepki çekiyor Ankette kullandığım “Sendika başkanlarının memur aidatlarıyla elde edilen sendika gelirlerinin lüks makam araçlarında kullanılmasını
Zaman zaman sosyal medya hesabımdan kamu personeline yönelik anket yapıyorum. Son ankette sendika başkanlarının lüks makam araçları kullanmasını masaya yatırdım. Çıkan sonuç oldukça düşündürücü. Memur sendikalarına ciddi bir tepki var. Anketler elbette her zaman gerçekleri göstermez ama ciddi ipuçları verir.
Ankette kullandığım “Sendika başkanlarının memur aidatlarıyla elde edilen sendika gelirlerinin lüks makam araçlarında kullanılmasını doğru buluyor musunuz?” sorusuna hem çok sayıda yorum geldi hem de sonuç sendika başkanları açısından üzüntü verici.
Sendika başkanlarının lüks araç kullanmasına üyelerinin tepki verdiğini bilmemeleri mümkün değildir. Ancak üyelerin tepki vermesinin çok da umurlarında olmadığı anlaşılıyor. Memurun geçim sıkıntısı ve ciddi sorunları varmış doğrusu pekte umursanmıyor. Aksi takdirde davranış kalıpları değişirdi.
Memurların ciddi bir geçim sıkıntısı içinde olduğunun bilinmesi gerekiyor. Bu nedenle de sendika başkanlarının üyelerin aidatlarından elde ettikleri gelirlerden yaptıkları harcamalarda daha dikkatli olmaları gerekiyor. Ama ben seçimle geldim, seçimlere kadar istediğimi yapar, delegelerden başka da kimseye hesap vermem denirse ona da yapacak bir şeyimiz olamaz.
Bu arada harcamalarında son derece mütevazi olanlar da yok değil. İşin en tuhaf tarafı ise sol sendikaların daha mütevazi olmalarıdır. Bunların başkanlarına verdikleri maaşların da son derece mütevazi olması üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur.
Daha önce yaptığımız başka bir ankette de sendikalara karşı ciddi bir tepki ortaya çıkmıştı. Bazen algı olgunun yerine geçebilmektedir. Ancak ateş olmayan yerden de duman çıkmaz diye düşünmek gerekiyor.
Önceki anketimizde de YHS’nin GİH’e geçirilmesi, Teknik Personelin Sorunları, Mühendislik Meslek Kanunu, Servis konusu, Koruyucu giyim yardımı gibi birçok konunun çözülüp çözülemeyeceği okuyuculara sorulmuştu.
Ankette katılan 1.287 kişiden % 12,2’si olumlu düşünce beyan ederken %87,8’i olumsuz düşünce beyan etti. Ayrıca ankete 64 yorum yapıldı. Çıkan sonuç çok iç açıcı olmasa da buradan önemli mesajlar alınması gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle ankete katılanların sendikalardan ümit kesmesinin üzerinde düşünülmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Bize göre sendikaların kendi üyelerine de benzer anketler düzenlemesi ile anket sonucuna göre de özeleştiri yapılmasının uygun olacağını düşünüyoruz. Elbette anketler kesin bilgiler içermezler. Ancak ciddi ipuçları da verdiğini bilmemiz gerekiyor. Bu nedenle anket sonucundan ve ankete yapılan yorumlardan faydalanılması gerektiğini düşünüyoruz.
Okuyuculardan gelen üç yoruma aşağıda yorumsuz bir şekilde yer veriyoruz. 1- “…sendika gelirlerinin lüks makam araçlarında kullanılması…” diğer “akçalı” işlerin yanında oldukça masum kalıyor. Bu çarpık yapıyı sorguladığınız vakit ihraç edilirsiniz. Maalesef Türkiye’mizin acı gerçekleri. 2- Sendika başkanları kendileri için çalışıyorlar üyeleri için değil. Kazanılmış haklara bile sahip çıkamıyorlar. Memurlar ve emeklileri çok rencide edildi. 3- Hocam bu çürümüşlük toplumun her yerine o kadar sirayet etmiş durumdaki yapacak zerre kadar bir şey yok. Eline fırsat geçmiş çıkarcılar ve eline fırsat geçmemiş sırasını bekleyen çıkarcılar şeklinde durum. Bir avuç kalan dürüst insana yaşam hakkı yok maalesef.
Kimseyi suçlamak gibi bir niyetimiz olamaz. Sadece ortaya çıkan sıkıntılar çerçevesinde sendikaların daha şeffaf adımlar atmasını öneriyoruz. Delegelerin oylarıyla seçilen sendika başkanlarının üyelerinin aidatlarıyla oluşan sendika gelirlerinin daha şeffaf harcanmasına imkan verilmesi talebidir.
Bunun için her yıl hazırlanacak faaliyet raporlarında kalem kalem harcamaların listelenmesi ve üyelerinin huzurunda bu raporun savunulması faydalı olacaktır. Üyeler de kim oluyor ben delegelerin oylarıyla seçiliyorum ve seçim döneminde de zaten onlara hesabını veriyorum, denirse ona da saygı duymasak da bir şey yapamayız.
Yine internet ortamında üyelerine açacakları harcama bilgileriyle şeffaflıkta ileri bir noktaya gitmeleri gerekiyor. Biraz konuyu açalım: Sendikaların üyelerine verecekleri şifrelerle sendika yönetimlerinin maaşlarından tutun da harcırahlarına ve temsil tanıtım ödemelerine kadar birçok ödemeye ulaşmaları sağlanmalıdır. Zira sendikalar üyelerinden aldıkları aidatlarla hayatlarını idame ettiriyorlar. Bunun için de aldıkları aidatların kuruşuna kadar üyelerine hesabını vermek zorundadırlar. Ben hesap vermem şeref veririm denirse ona da sadece şaşırıp kalırız.
Bu konuda devletin de ciddi adımlar atması gerekiyor. Elbette kimse kendi gönlüne göre adım atmak istemez. Bunun için yapılacak kanuni düzenlemelerle sendikaların şeffaflığa zorlanmaları gerekmektedir.
Sendikaların yapacağı şeffaf uygulamalar ister istemez diğer sendikaların da benzer uygulama yapmasına ve şeffaf uygulama yapmayanların sorgulanmasına sebep olur. Yani her hareketi şeffaflık sayesinde takip edilenler hem üyelerine hem de inanıyorlarsa Allaha hesap vereceğini her an düşünecektir. Bunu düşünenlerin yanlış yapma ihtimali kalmayacaktır. Her hareketini Allah’ın ve üyelerinin gördüğünü düşünen bir başkan yanlış yapabilir mi? İşte şeffaflığın sendika yönetiminde böyle bir fonksiyonu olacaktır. Cümle alemin sendika yönetiminin her yaptığından haberinin olması halinde yanlış yapma ihtimali azalacaktır.
Düşünün ki sendika yönetim kurulu toplantıları kamerayla kaydediliyor ve isteyen herkesin izlemesi için sendikanın internet sayfasına konuluyor. Böyle bir durumda başkanın ve kurul üyelerinin yanlış yapma imkan ve ihtimali olamaz. Olması halinde ise yanlış yapanların başlarına nelerin geleceği bilinir.
Bu nedenle şeffaflığın ete kemiğe bürünmesi halinde daha rasyonel davranış sergilenecektir. Hani kapalı kapılar ardında işler yapılıyor deniliyor ya işte şeffaflık ve saydamlık sayesinde kapalı kapılar ardında kavramı da tarihe karışacaktır. Biz önerelim de isteyen yapar istemeyen yapmaz.