Tasarruf tedbirlerinin yer aldığı 2024/7 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile kamu personelini ve adaylarını ilgilendiren birçok hususa yer verilmiştir. Bu yazımızda Genelge’nin kamu personeli ve adaylarını ilgilendiren hususlarını açıklamaya devam edeceğiz. Torba kadro atamalarına uygulanan sınırlama devam edecek Tasarruf Tedbirlerine ilişkin 2024/7 nolu Cumhurbaşkanlığı Genelgesi'nde torba kadro uygulamasına ilişkin olarak; “14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 68 inci maddesinin
Tasarruf tedbirlerinin yer aldığı 2024/7 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile kamu personelini ve adaylarını ilgilendiren birçok hususa yer verilmiştir. Bu yazımızda Genelge’nin kamu personeli ve adaylarını ilgilendiren hususlarını açıklamaya devam edeceğiz.
Tasarruf Tedbirlerine ilişkin 2024/7 nolu Cumhurbaşkanlığı Genelgesi'nde torba kadro uygulamasına ilişkin olarak; “14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 68 inci maddesinin (B) bendine göre yapılacak atamalar sadece yönetici kadroları (şef dahil) ile sınırlı tutulacak, yönetici kadroları dışındaki kadrolara anılan bent çerçevesinde atama yapılmayacaktır.” ifadelerine yer verilmiştir.
Aynı ifadeler 2021/14 nolu Genelgede de aynen yer verilmişti. Buna göre, torba kadro atamaları şefler dahil olmak üzere sadece yönetici kadrolarına yapılacak, yönetici kadroları dışındaki kadrolara torba kadro ataması yapılmayacaktır. Yapılan düzenlemenin önceki tartışmaları devam ettireceği anlaşılmaktadır. Genelgeye göre şefler yönetici kadrosunda kabul edilerek torba kadro uygulamasından yararlandırılırken kariyer uzman kadrolarının durumunun ne olacağı hala açıklığa kavuşturulmamıştır.
Bize göre, 657 sayılı Kanunun 36/A-11 inci maddesinde yer alan kariyer uzmanlar yönetim hiyerarşisi içerisinde yer almaktadırlar. Kaldı ki bunların şeflerin emrinde çalıştırılması da mümkün değildir ve uygulamada da şefler bunların emrinde çalıştırılmaktadır. Aynı durum kariyer uzmanlar arasında yer almayan uzmanlar için de geçerlidir. Hatta birçok kurumun görevde yükselme yönetmeliklerinde şefle uzmanın hiyerarşik durumu açıkça görülmektedir. Dolayısıyla Genelgede yer almadığı için kariyer uzmanların torba kadro uygulaması dışında tutulması doğru olmayacaktır.
Kariyer uzmanlar için bunları söylerken maalesef müfettişleri yönetim kademesinde değerlendirmemiz mümkün değildir. Dolayısıyla Genelgeye göre müfettişlerin ve diğer denetim elemanlarının torba kadro uygulamasından yararlandırılması mümkün değildir.
657 sayılı Kanunun 68/B maddesinde düzenlenen torba kadro uygulamasında amirlerin çok büyük takdir hakları vardır. Ayrıca, madde metnine bakıldığı takdirde torba kadro uygulaması kendi içerisinde sübjektif unsurlar taşımakta ve atamada idareye geniş takdir hakkı tanımaktadır. Kanuna göre, idare istemediği takdirde torba kadro uygulaması yaptırılamaz.
Kanunla idarelere verilen geniş takdir hakkının genelge ile kısıtlanmasının mümkün olup olmayacağı düşünülebilir. Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılan Genelge ile idarelerin takdir haklarında kısıtlama yapılmasında herhangi bir hukuki sorun bulunmamaktadır. Yani Cumhurbaşkanı idarelerin takdir hakkı uygulamasını belirli kurallara bağlayabilir.
Uygulamada kamu kurumları torba kadro uygulamasında çok nazlı davranırken Genelge ile bu nazlı davranış biraz da muğlak hale getirilmiştir. Diğer yandan, kamu kurumlarının en kritik işlerini yapan müfettişlere yıllardan beridir uygulanan torba kadro uygulamasının kaldırılması mali olarak çok büyük mağduriyet oluşturacağı için büyük motivasyon kaybına sebep olacaktır.
Örnek üzerinde açıklamak gerekirse; A kurumunda 10 yıllık hizmeti ve 5-2 derecede bulunan bekâr bir müfettiş 666 sayılı KHK gereğince 50.522,63 TL net maaş almaktadır. Bu müfettişin 657 sayılı Kanunun 68/B maddesi gereğince 1/1 inci dereceli müfettiş kadrosuna atanması halinde alacağı ücret 57.757,83 TL olacaktır. Aradaki fark ise yaklaşık 7.235,2 TL olacaktır.
Sonuç olarak, bu kadar büyük bir maaş kaybına sebep olunacağı dikkate alınarak kariyer meslek mensuplarına getirilen torba kadro kısıtlamasının kaldırılmasının yerinde olacağını düşünüyoruz. Şayet Genelge ile kariyer mesleklere torba kadro kısıtlaması getirilmediği düşünülüyorsa anlam kargaşasını ortadan kaldırmak için bir genel yazı çıkarılarak kamu kurumlarının kafa karışıklığı giderilmelidir. Kariyer meslek mensupları için torba kadro kısıtlaması getirilmek istenmesinin kamunun en nitelikli personelini küstüreceğini ve ortaya çıkan sonucun da buna değmeyeceğini hatırlatmak isteriz.
Genelgeye göre, kamu personeli zorunlu haller dışında fazla çalışma ücreti ve nöbet ücreti alacak şekilde çalıştırılmayacaktır. Kamu kurum ve kuruluşları, fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma giderlerini asgari seviyede tutmak amacıyla 4857 sayılı İş Kanununda yer alan serbest zaman ve denkleştirme süresi hükümlerini öncelikle uygulayacaktır. 4857 sayılı Kanun kapsamında çalışan işçilerin yıl içerisinde hak kazandıkları yıllık ücretli izin süreleri, ilgili yıl içerisinde kullanılacaktır. Ayrıca, ilgililerin önceki yıllarda hak kazanıp kullanmadıkları yıllık ücretli izin süreleri, yürütülen hizmetlerde aksamaya sebep olmayacak şekilde azami 3 yıl içerisinde kullanılacaktır.
Daha önceki genelgelerde de benzer ifadelere yer verilmişti. Özellikle kamu işçileri yıllık izinlerini kullanmamakta ve emeklilikte kullanmadıkları izin sürelerinin ücretini almaktaydılar. Hatta 20 yıllık izni olup da izin parası alanlar dahi bulunmaktadır. Yeni Genelge ile işin sıkı tutulacağı anlaşılıyor.
Genelgeye göre, 3 sayılı Üst Kademe Kamu Yöneticileri ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Atama Usullerine Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine ekli (I) sayılı cetvelde yer alan kadro, pozisyon ve görevlerde bulunanlar ile belediye başkanları ve belediyelerde genel sekreterler ve genel müdürler; ikametgâhları ile görev yerleri arasındaki sadece sabah-akşam geliş ve gidişleri için hizmet aracı olarak kurumlar mevcutlarında bulunan binek veya station wagon tipi taşıtlardan yararlanabilecektir.
Bu ifadeler daha önceki genelgelerde de yer almaktaydı. Bazı kamu kurumları kurul üyelerini toplu olarak sabah evlerinden alıp akşam evlerine bırakmaktadır. Ancak bu durum istisnai olup genel durum her genel müdüre veya kurul üyesine hizmet aracı tahsis edilmesi şeklindedir. Belki de bundan sonra kamu kurumları daha dikkatli davranarak tasarruf tedbirlerine uygun hareket ederler.
237 sayılı Kanun hükümlerinin izin verdiği hâller hariç hiçbir makama arazi binek gibi taşıtlar ile yabancı menşeli taşıt, makam aracı olarak tahsis edilmeyecektir. Önceki genelgelerde de benzer hükümler olmasına rağmen çok fazla dikkate alınmamıştı. Bu sefer işin ciddi olduğu anlaşılıyor.
Temsil ve ağırlama ödenekleri, zorunlu haller dışında kullanılmayacaktır. Uluslararası toplantılar ile milli bayramlar hariç açılış, konferans, seminer, yıl dönümü ve benzeri kutlama ve organizasyonlar nedeniyle gezi, kokteyl, yemek ve benzeri davetler düzenlenmeyecek, hediye verilmeyecek ve diğer adlar altında ödeme yapılmayacaktır.
Ancak zorunlu hallerin neler olduğu kamu kurumlarına bırakıldığı için bu kapı sürekli olarak aralanacaktır. Ayrıca tanıtım harcamaları için düzenleme yapılmadığını görüyoruz. Bazı kurumların temsil ve tanıtım harcamalarında sınır tanımadığı bütçelerine bakıldığında açıkça görülecektir.
Savunma ve güvenlik hizmetleri hariç; kamu kurum ve kuruluşlarınca toplu taşıma olan yerlerde personel servisi hizmeti sonlandırılacak, hizmet alımı suretiyle sağlanan personel servisi hizmeti ise sözleşme süresinin bitimine kadar devam edebilecektir.
Servislerin kaldırılmasına rağmen personele toplu taşıt kartı verilip verilmeyeceği açık değildir. Bu konuda kanuni düzenleme yapılması gerektiğini ifade etmemiz gerekiyor.