Daha önceki yazılarımızda sınavsız atamalar ve yükselmelerle ilgili kamu kurumlarında ciddi sorunlar yaşandığını belirterek sıkı önlemler alınması gerektiğini ifade etmiştim. Sayıştay kararlarında bu konu açıkça görülmektedir. Ancak geçen zamana rağmen ciddi çözümler üretilememiştir. Bu konuyla ilgili olarak bir belediyenin Bakanlığa sorduğu soruya bakınca hala dudak uçuklatan yöntemlere başvurulmaya çalışıldığı görülüyor. Açıklayalım.
Bir belediyede 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi olarak görev yapmakta iken Belediyede 5393 sayılı Kanunun 49 uncu maddesi kapsamında 6 ay süre ile belediye başkan yardımcısı olarak görevlendirilen personelin görevlendirme süresi sonunda kendi Kurumunda veya Belediyenize naklen atanma talebinde bulunması halinde Belediyenizde münhal bulunan müdür unvanlı kadrolara sınavsız atanıp atanamayacağına soruluyor.
Öyle ya başkan yardımcılığının gücünü tatmış bir personelin tekrar eski görevine döndürülmesi de olacak şey değildir herhalde.
Bakanlık muhtemelen bu soruyu görünce şaşırmıştır. Normal şartlar altında böyle bir soru sorulmaz. Çünkü sorunun cevabı bellidir. Ancak aşırı ısrarın ortadan kaldırılabilmesi için en iyisi Bakanlığa konuyu soralım da kurtulalım denilmişe benziyor.
Bazen idareciler astlarını usulsüz taleplerle aşırı derecede bunaltınca personel çıkar yolu görüş sormakta bulur. İşte böyle sorulan soru bu cinsten. Şimdi de soruya bakanlığın verdiği cevaba bakalım.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 49 uncu maddesinde, “... Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen memurlar, belediye başkanının talebi, kendilerinin ve kurumlarının muvafakatiyle, belediyelerin birim müdürü ve üstü yönetici kadrolarında geçici olarak görevlendirilebilirler. Bu şekilde görevlendirmelerde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 68 inci maddesinin (B) fıkrasında öngörülen şartlar dikkate alınır. Belediyelerde bu şekilde istihdam edilen personel kurumlarından izinli sayılırlar. Bu personelin görevlendirildikleri süre zarfındaki, görevlendirildikleri kadroya ait her türlü malî hakları ile kurumları tarafından karşılanması gereken sosyal güvenlik ve benzeri diğer hakları belediye tarafından ödenir. İzinli oldukları müddet, terfi ve emekliliklerinde hesaba katılır ve terfi haklarını kazananlar başkaca bir işleme lüzum kalmaksızın terfi ettirilirler. Bu şekilde görevlendirilenler, görevlendirme süresinin sona ermesinden itibaren onbeş gün içerisinde yazılı olarak kurumlarına başvurmaları hâlinde en geç bir ay içerisinde kadrolarına veya müktesebine uygun başka bir kadroya atanırlar. ...” hükmü yer almaktadır.
Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmeliğin 19 uncu maddesinde;”... c) Bu Yönetmelik kapsamı dışında bulunan daha üst görevlerde en az altı ay süreyle çalışmış olanlar, alt görevlerde çalışma süresi şartı hariç olmak üzere, aranan diğer özel şartları taşımaları kaydıyla, 5 inci maddede yer alan yönetim hizmetleri grubu, araştırma, planlama ve savunma hizmetleri grubu ve hukuk hizmetleri grubunda gösterilen kadrolar ile unvan değişikliğine tabi kadrolara sınavsız, genel hükümlere göre atanabilirler. Diğer hizmet gruplarında yer alan kadrolara atanmada en az altı ay çalışmış olma şartı aranmaz. ...” hükmü yer almaktadır.
Bu itibarla, belediye başkan yardımcısı kadrosuna asaleten atananların bu kadrolarda en az 6 ay çalışmış olmaları ve aranılan diğer şartları taşımaları kaydıyla sınavsız ve genel hükümler çerçevesinde müdür unvanlı kadrolara ve mezkûr Yönetmelik hükmünde belirtilen diğer kadrolara atanması mümkün olup belirtilen bu kadrolarda geçici görev, görevlendirme ve vekâleten atanma gibi görev yapanların ise bu haktan yararlanması mümkün değildir.
Görüleceği üzere belediyeler sonuçları belli olan soruları sorabilmektedir. Şayet bu sorunun sonucu bilinmiyorsa belediye personelinin ciddi bir eğitime tabi tutulması gerekmektedir. Sorunun cevabı bilindiği halde belediye personeli bu tür bir soruyu Bakanlığa sormak zorunda kalıyorsa çalışanların nasıl bir baskı altında kaldığını da düşünmemiz gerekiyor. Bu nedenle belediye personeli üzerindeki baskıları azaltacak, şeffaf ve objektif yöntemler geliştirmek için harekete geçilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Bazen belediye personelinin geleceği başkanların iki dudağı arasına sıkışıp kalabilmektedir. İşte bu konulara çözüm üretilmesi için başta memur sendikaları olmak üzere harekete geçilmesi sıkı kurallar ve güvenceler getirilmesi gerekiyor.
Yıllık izin kullanırken iznin dini bayramlara veya ulusal bayramlara denk gelmesi halinde bu sürelerin yıllık izinden düşmesi gerekir mi?
Bu konuyla ilgili olarak kaldırılan Devlet Personel Başkanlığı son noktayı koymuştu. Kaldırılan kurumun görüşleri şu an dahi kamu kurumlarına yol göstermektedir. Hal böyle iken bu kurumun kapatılmasını anlamak mümkün değildir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 103 üncü maddesine göre yıllık izinlerin toptan veya ihtiyaca göre kısım kısım amirin uygun bulacağı zamanlarda kullanılacağı hükmünden dolayı personelin 2429 sayılı Kanunda düzenlenen ulusal, resmi ve dini bayramlar ile genel tatil günleri öncesi almış olduğu yıllık iznin söz konusu tatil günlerinin bitiminden sonra işe başlamadan tekrar izin kullanması mümkün değildir.
Kaldırılan Devlet Personel Başkanlığının 04.11.2013 tarihli ve 18657 sayılı görüş yazısında; “Yıllık izin talebinde bulunan personele verilen iznin bitimine tekabül eden ve yıllık izin süresinin içerisinde kalmayan Cumartesi Pazar günlerinin yıllık izne dahil edilmesinin uygun olmadığı şöyle ki; Pazartesi de dahil 5 gün izin talep eden bir personelin Cuma günü mesai saati itibari ile izin kullanımı sona ereceğinden devamında Cumartesi ve Pazar günlerinin dahil edilmeyeceği, ancak Pazartesi de dahil 10 gün izin talep eden bir personelin ilk haftanın son mesai günü olan Cuma gününü –yani izninin beşinci gününü– takip eden Cumartesi ve Pazar günlerinin yıllık izin suresinin içerisinde kalması sebebiyle –altıncı ve yedinci izin günleri olarak– dahil edilmesi gerektiği,” ifade edilmiştir.
İşçiler işgünü hesabı ile yıllık izin kullanırken ve izinler hiçbir şekilde yanmazken memurlarda iki yıldan fazla izin süresi kullanılamamakta ve iki yılın sonunda artan izinler yanmaktadır.
Bu nedenle memurların izin kullanımında adaletsiz bir durum olduğunu ve kanunen bu duruma çözüm üretilmesi gerektiğini ifade etmemiz gerekiyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.