Turizmi zora sokan AB hamlesi

04:008/07/2020, Çarşamba
G: 8/07/2020, Çarşamba
Ahmet Ulusoy

Turizm; Türkiye’ye en fazla net döviz girdisi sağlayan, cari açığın kapatılmasına ve istihdama büyük katkısı olan kritik önem taşıyan bir sektör.Turizmde yükseliş 1980’li yıllarda başlamış, 2015 yılında Türkiye dünyanın en fazla turist çeken altıncı ülkesi olmuştur.2019 yılı turizm gelirleri yaklaşık 35 milyar dolara ulaşmıştır. GSYİH’ya oranı %3,5-4, ihracat gelirlerine oranı da yaklaşık %20 civarındadır.2019 yılında ülkemize 45 milyon yabancı turist gelmiştir. Avrupa ülkelerinden gelen turistlerin

Turizm; Türkiye’ye en fazla net döviz girdisi sağlayan, cari açığın kapatılmasına ve istihdama büyük katkısı olan kritik önem taşıyan bir sektör.

Turizmde yükseliş 1980’li yıllarda başlamış, 2015 yılında Türkiye dünyanın en fazla turist çeken altıncı ülkesi olmuştur.

2019 yılı turizm gelirleri yaklaşık 35 milyar dolara ulaşmıştır. GSYİH’ya oranı %3,5-4, ihracat gelirlerine oranı da yaklaşık %20 civarındadır.

2019 yılında ülkemize 45 milyon yabancı turist gelmiştir. Avrupa ülkelerinden gelen turistlerin toplam turistler içerisindeki payı ise 2019’da %44,67’dir. Yani 20 milyona yakın turist Avrupa ülkelerinden gelmiştir.

**

Yukarıdaki özet göstergeler Avrupa ülkelerinin Türk turizmi açısından önemini göstermek için verilmiştir. Bilindiği gibi Avrupa Birliği (AB), coronavirus (Covid-19) salgını nedeniyle mart ayında kapattığı sınırlarını bazı ülkelere açtı. Listedeki 15 ülke arasında Türkiye yer almadı.

Bu karara başta Cumhurbaşkanı olmak üzere hükümet yetkilileri siyasi bir karar diye tepki gösterdi. Çünkü, Türkiye’nin salgınla ilgili verileri belli ölçüde virüsün kontrol altına alındığını ve yayılmasının önüne geçildiğini ve mücadelenin aksamadan devam ettiğini göstermektedir.

Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında “Başta Dünya Sağlık Örgütü ve uluslararası toplum tarafından örnek gösterilen başarının dikkate alınması ve kararın objektif kriterler temelinde verilmesi gerekirdi” ifadeleri kullanıldı.

Konunun uzmanları söz konusu kararın AB’nin salgından ekonomik açıdan çok olumsuz etkilenen Hırvatistan, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’a turizm konusunda destek sağlama amaçlı siyasi bir karar olduğunu belirtmekteler.

Öte yandan, 2019 yılında 6 milyon vatandaşının Türkiye’ye geldiği Almanya da Türkiye’yi seyahat açısından riskli 130 ülke arasında göstermiştir. Türkiye, Almanya’nın seyahat uyarısını kaldırması için de yoğun bir diplomasi trafiği içerisine girmiştir.

**

Doğrusu turizm sektörü 2019 yılı rekorundan sonra 2020 yılında çok büyük bir atılım (kişi başı harcama ve turist sayısında önemli artış) beklentisi içine girmiş, ona göre de yatırımlarını yapmıştı.

2020 başında dünyayı saran koronavirüs olayı sınırların kapanmasına, uçuşların durdurulmasına, otellerin kilitlenmesine neden olarak doğrudan turizm sektörünü etkilemiştir.

Dünya Ulaşım ve Turizm Konseyi 2020 yılı itibari ile turist sayısının %50’den fazla düşeceğini, mevcut şartların 2008 ekonomik krizini aratacak düzeyde olacağını açıkladı. Uluslararası ajansların tahminlerine göre Türkiye’nin turizm gelirlerinde %30-35 arasında bir kayıp söz konusu olacaktır. Bu da yaklaşık 10-11 milyar dolar civarında bir turizm geliri demektir.

Türkiye’de en önemli kırılganlık göstergesi olan cari açığın büyük bir kısmını turizm gelirlerinin azalttığını düşündüğünüzde, yeni durum cari açığı zorlayan bir tablo olarak karşımıza çıkacaktır.

Açıklanan destek paketleri, yaptıkları yatırımlar ve virüse karşı alınan önlemler turizm işletmelerinin yaz ayına umutla bakmalarına neden olmuş. Haziran ayından itibaren yavaş yavaş normale dönülmesi ve turizm hareketliliğinin artma beklentisi içine girilmişken AB konseyinin seyahat yasakları açıklaması moralleri bozmuştur.

**

AB Konseyi tavsiye kararına göre, Türkiye’nin güvenli ülke olarak sınıflandırılması COVID-19 vakalarına ilişkin verilerin şeffaf şekilde paylaşılmasına, güvenilir testlere, tedavi yöntemlerine, vakaların teknik takibine, sosyal mesafe ve izolasyon önlemleri gibi kriterlere bağlanmış.

Kültür ve Turizm Bakanlığı turizm sektöründeki işletmelerin karşılaması gereken 132 kriter belirleyerek turistlerin risk algısını azaltmaya çalışmış (Güvenli Turizm Sertifikası için başvurulmuş), ancak alınan karar söz konusu uygulamaların AB ülkelerine yeterince anlatılamamış olduğunu göstermektedir (ya da siyasi gerekçelerle görmezden gelinmiş).

Yine, bu kapsamda Sağlık Bakanlığı salgın durum raporunu internet sayfasından İngilizce olarak yayınlamış, ayrıca Dışişleri Bakanlığı da vaka yoğunluğuna göre kentlerde kısıtlamalar yapılması yönünde çalışmalar yürütmektedir. Böylece vaka sayılarının azalma eğiliminde olduğu turistik iller için serbesti tanınması düşünülmüştür.

**

Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye yönelik turizm faaliyetlerini engelleyen bu kararı yeniden gözden geçirmesi (belirli aralıklarla güncellenecek), Türkiye’nin hak ettiği değerlendirmeyi görmesi için bir yandan üst düzey siyasi girişimler sürdürülürken, diğer yandan başta şeffaflık olmak üzere çekinge konulan hususları (haklılığı tartışılsa da) giderecek hamlelerin yapılması gerekir. Yoksa turizm sektörü büyük bir yıkımla karşı karşıya kalır.

#AB
#Turizm
#Türkiye
#Sağlık Bakanlığı
#Almanya