Covid-19 virüsü dünyaya yayıldı, insan hayatları tehlikeye girdi, işletmeler alt üst oldu ve dünya çapında bir ekonomik çöküşten çıkma mücadelesi yaşanıyor.
Tüketiciler yoğun bir şekilde sağlık alanına odaklandı ve enfeksiyondan kaçmak için uzun süredir devam eden alışkanlık ve tercihlerini değiştirmeye başladı.
Ulaşımda ise daha güvenli, daha hijyenik olarak algılanan ulaşım yolları tercih edilmeye başlandı. Özel araba kullanma yoğunluğu arttı, toplum taşımacılık talebi azaldı (imkanlar ölçüsünde ve şehir yapılarıyla bağlantılı olarak).
Yine iş seyahatleri ve buna bağlı tüm mobil hizmet (uçuş, taksi v.s.) talebi azaldı. Eve kapanma süreciyle evden çalışma iş şeklinin de arttığını görmekteyiz.
Bu yapı başlangıçta hareketliliğin durma noktasına geldiği izlenimi verse de, son gelişmeler daha hızlı bir insan hareketliliğine evrilmeyi yansıtmaktadır.
**
İnsanlar bulaş riski nedeniyle toplu taşımadan kaçınmaya başlayınca şehirlerdeki ulaşım yapıları değişmeye başladı.
Özellikle kalabalık metropollerde yürümeye, bisiklet, scooter ve moped kullanımına daha fazla alan açılmaya başlandı.
Bu değişime alan açmak için bazı büyük şehir yönetimleri (Milan, Paris, Seattle, Berlin v.s.) hareketliliği etkileyen altyapı değişikliklerine gittiler. Şehirlerde arabaların kullandığı bazı yollar yürüyüş ve bisiklet geçişlerine dönüştürüldü (araba şeritleri yeniden tanımlandı, araç girişi ve şeritleri iptal edildi).
Devletler karbonsuz çözümleri teşvik etti, bu nedenle elektrikli araçların kullanımı ve üretimi arttı.
**
Yine tüketiciler başta yiyecek olmak üzere birçok satınalma hizmetlerinde dijital kanallara yöneldi ve bu hareketlilik çevrimiçi rekabetin genişlemesine neden oldu.
Aynı şekilde rezervasyon, ödeme ve ek hizmet incelemeleri için dijital kanallara sahip olma (yeni satış trendi) çekici hale gelmiştir.
Müşteriler bugün güvenliğe ek olarak dijital kanallara ve sürdürülebilirlik konularına odaklanıyor.
Dijital siparişlerin karşılanmasında hafif araçlarla mikro ulaşım seçenekleri güvenlik ve sağlık sorunları kadar önemli hale gelmiştir.
Bütün bu ulaşım, tüketim ve diğer hizmetlere erişimde teknolojinin (donanım ve yazılım) kilit rol üstlendiğini de söyleyelim.
**
Tüketicilerin enfeksiyondan kaçınmaya odaklanmaları ile birlikte ulaşım hizmeti sağlayıcıları bir dizi güvenlik iyileştirmelerini hızla hayata geçirdi.
Değişen tüketici tercihleri özel araç kullanımını artırma yanında mikro hareketlilik seçenekleri (scooter, bisiklet, yürüme v.s.) de zemin kazanmış oldu.
Tüketici tercihlerindeki en büyük değişikliklerinden biri de elektrikli araçlara olan talep artışıdır. Otomobil üreticileri bu gelişmenin farkına vararak yeni modellerini elektrikli araç segmenti olarak düşünmeye başladılar.
Bunun yanında araç elektrifikasyonun da yoğun şekilde devam etmesi ve yeni ürünlerin geliştirilmesiyle araç maliyetlerinin de düşmesi bekleniyor.
Bu gelişmeler Türkiye’nin yerli otomobilinde elektrik motor seçiminin ne derece isabetli olduğunu bir kez daha tescil etmiştir.
**
Uzun dönemde hükümetlerin düzenleme farklılıkları, pandeminin yoğunluğu ve diğer faktörler ulaşım hareketliliğini belirlemede metropol şehirlerdeki farklılıkları daha belirgin hale getirecektir.
Geniş coğrafi alana sahip ve karbonsuz araç teşviki kısıtlı olan şehirlerde araç kullanımındaki azalma sınırlı kalırken; nispi nüfus yoğunluğu düşük ve karbonsuz araçların yüksek düzeyde teşvik edildiği büyük şehirlerde özel araç kullanımı büyük ölçüde düşebilir.
Yani, dünyadaki Büyükşehir yönetimleri ulaşım eğilimlerine ve sahip oldukları konuma göre ulaşım sistemleriyle ilgili düzenlemeler yapmaktadır.
**
Özetlersek; pandemiyle beraber şehir hareketliliğinin ve ulaşım sistemlerinin değiştiğini, insanlara daha çok yürüme ve hareket alanı tanıyan bir yapılanmaya gidildiğini söyleyebiliriz.
Türkiye’deki büyük şehir yönetimlerinin ise ulaşım konusunda henüz statükonun dışına çıkamadıkları söylenebilir.
Pandemi nedeniyle yoğun özel araç kullanımının neden olduğu karbon salınımı artışı için özel bir önlem alınmadığı, insanları yürümeye ve mikro ulaşım araçları kullanmaya teşvik edecek düzenleme ve altyapı arayışları olmadığı görülmektedir.
Özellikle metropol şehir yönetimlerinin salgın nedeniyle değişen ulaşım tercihlerine uygun şehir hareketliliğini yeniden dizayn etmeleri gerekiyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.