Rusya ile uçak hadisesinin ardından yaşanan krize birileri ne kadar sevindiyse İsrail ile başlatılan normalleşme sürecine o birileri bir o kadar üzüldü.Irak ve Suriye'nin hali ortadayken, topraklarında terör örgütleri cirit atıyorken ve o örgütler kendisine en büyük tehdit olarak Türkiye'yi görüyorken elbette savunma ve mücadeleden taviz verilmesi düşünülemez.Taviz verilemeyen bu önem o ülkelerdeki mazlumlara sessiz kalınmasını da beraberinde getirmez.Getirmedi de.Mavi Marmara'nın ardından gerilen
Rusya ile uçak hadisesinin ardından yaşanan krize birileri ne kadar sevindiyse İsrail ile başlatılan normalleşme sürecine o birileri bir o kadar üzüldü.
Irak ve Suriye'nin hali ortadayken, topraklarında terör örgütleri cirit atıyorken ve o örgütler kendisine en büyük tehdit olarak Türkiye'yi görüyorken elbette savunma ve mücadeleden taviz verilmesi düşünülemez.
Taviz verilemeyen bu önem o ülkelerdeki mazlumlara sessiz kalınmasını da beraberinde getirmez.
Getirmedi de.
Mavi Marmara'nın ardından gerilen İsrail ile ilişkiler atılan ortak adımlarla normalleşme sürecine girmişti. İki başbakan eşzamanlı basın toplantısı düzenledi ve varılan mutabakatı açıklamıştı.
İki ülke arasında İsrail'in Mavi Marmara'da hayatını kaybedenlere tazminat ödemesi, Türkiye'nin Gazze'ye yapacağı yardımların önünün açılması gibi konularda uzlaşı sağlanmıştı. İşte Türkiye ile İsrail arasındaki bu anlaşma kâğıda dökülecek ve her iki ülkenin parlamentosunda onaylandıktan sonra resmi olarak hayata geçecek.
Gel gelelim asıl meseleye…
Konu, İsrail ya da Rusya değil; konu barış ya ilişkilerin normalleşmesi de değil.
Aslına bakarsan onun adı da barış değil.
Stratejik derinliğin en berrak hali.
Okuyan bilir.
İsrail'le normalleşme sürecinin başladığı aynı anlarda Rusya ile varılan mutabakat bir şeyler anlatıyordu elbet.
(Anlayana)
Daha dün yaşanan krizleri kendilerine malzeme yaparak hükümete çalım atmaya çalışan muhalefet partileri bugün yaşanan olumlu havayı teneffüs etmemekte ısrarcı.
Daha dün İsrail haber kanallarında boy gösterip ilişkilerin düzelmesi konusunda nutuklar atan Kılıçdaroğlu bugün varılan mutabakatı, İsrail ile anlaşma bir teslimiyet sözleşmesi sözleriyle değerlendiriyor.
Yine daha dün İsrail ve Rusya ile gerilen ilişkileri iyi gidişat değil cümlesi ile değerlendiren Bahçeli, altı ay önce Gazze'deki ablukayı neden kaldıramıyorsunuz? diye soruyordu. Bugün ise ablukanın kalktığı mutabakatı eleştiri yağmuruna tutuyor…
HDP'sine ya da diğer malum çevresine hiç girmeyeceğim.
Birbirinin aynı seslerin oluşturduğu uğultu hep aynı kapıya çıkıyor:
Mesele aslında çok net anlaşıldı:
Mesele üç-beş kelimeyi sakız bilenlerin attıkları nağraların kör kuyudaki yankıları.
Mesele AK Parti karşıtlığı; paralelinde Türkiye karşıtlığı…
Anlamayanın da canı sağ olsun; ya da anlamak istemeyenin de.
Onlar var oldukça doğru yolu görür hale gelmedik mi bu vakite kadar?
Belki hayatlarında farkında olmadan etrafına ışık saçan organizmalara son örnek olarak karşımızdalar.
İyi ki karşımızdalar.
Ya yanımızda olsalar…
Düşünsenize bir.
Allah muhafaza.
Bazılarının yan varlıkları yetiyor zaten mevcut halimize.
Ne diyorlardı argoda yancılara?
Sinek mi?
Her neyse işte...
Irak ve Suriye'nin hali ortadayken, topraklarında terör örgütleri cirit atıyorken ve o örgütler kendisine en büyük tehdit olarak Türkiye'yi görüyorken elbette savunma ve mücadeleden taviz verilmesi düşünülemez.
Taviz verilemeyen bu önem o ülkelerdeki mazlumlara sessiz kalınmasını da beraberinde getirmez.
Getirmedi de.
Mavi Marmara'nın ardından gerilen İsrail ile ilişkiler atılan ortak adımlarla normalleşme sürecine girmişti. İki başbakan eşzamanlı basın toplantısı düzenledi ve varılan mutabakatı açıklamıştı.
İki ülke arasında İsrail'in Mavi Marmara'da hayatını kaybedenlere tazminat ödemesi, Türkiye'nin Gazze'ye yapacağı yardımların önünün açılması gibi konularda uzlaşı sağlanmıştı. İşte Türkiye ile İsrail arasındaki bu anlaşma kâğıda dökülecek ve her iki ülkenin parlamentosunda onaylandıktan sonra resmi olarak hayata geçecek.
Gel gelelim asıl meseleye…
Konu, İsrail ya da Rusya değil; konu barış ya ilişkilerin normalleşmesi de değil.
Aslına bakarsan onun adı da barış değil.
Stratejik derinliğin en berrak hali.
Okuyan bilir.
İsrail'le normalleşme sürecinin başladığı aynı anlarda Rusya ile varılan mutabakat bir şeyler anlatıyordu elbet.
(Anlayana)
Daha dün yaşanan krizleri kendilerine malzeme yaparak hükümete çalım atmaya çalışan muhalefet partileri bugün yaşanan olumlu havayı teneffüs etmemekte ısrarcı.
Daha dün İsrail haber kanallarında boy gösterip ilişkilerin düzelmesi konusunda nutuklar atan Kılıçdaroğlu bugün varılan mutabakatı, İsrail ile anlaşma bir teslimiyet sözleşmesi sözleriyle değerlendiriyor.
Yine daha dün İsrail ve Rusya ile gerilen ilişkileri iyi gidişat değil cümlesi ile değerlendiren Bahçeli, altı ay önce Gazze'deki ablukayı neden kaldıramıyorsunuz? diye soruyordu. Bugün ise ablukanın kalktığı mutabakatı eleştiri yağmuruna tutuyor…
HDP'sine ya da diğer malum çevresine hiç girmeyeceğim.
Birbirinin aynı seslerin oluşturduğu uğultu hep aynı kapıya çıkıyor:
Mesele aslında çok net anlaşıldı:
Mesele üç-beş kelimeyi sakız bilenlerin attıkları nağraların kör kuyudaki yankıları.
Mesele AK Parti karşıtlığı; paralelinde Türkiye karşıtlığı…
Anlamayanın da canı sağ olsun; ya da anlamak istemeyenin de.
Onlar var oldukça doğru yolu görür hale gelmedik mi bu vakite kadar?
Belki hayatlarında farkında olmadan etrafına ışık saçan organizmalara son örnek olarak karşımızdalar.
İyi ki karşımızdalar.
Ya yanımızda olsalar…
Düşünsenize bir.
Allah muhafaza.
Bazılarının yan varlıkları yetiyor zaten mevcut halimize.
Ne diyorlardı argoda yancılara?
Sinek mi?
Her neyse işte...
#Ahmet Rıfat Albuz
#İsrail
#Türkiye
#Rusya
#Stratejik derinlik
#Gazze
#Filistin
Yorumlar
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
Henüz yorum bulunmuyor
İlk yorumu siz yapın.
Kapat
