Merkez sağ ve MHP

00:004/06/2000, Pazar
G: 12/09/2019, Perşembe
Ahmet Rıdvan

Daha dün sayılacak günlerde, Türk dış politikasının dengelerini sarsacak terör-İran yorumlarıyla hop oturup-hop kalkan Türkiye kamuoyu; şimdi yeni bir spektruma kendisini kaptırmış, dümensiz bir gemi gibi dalgalarla boğuşuyor.Kimisinin karnında, kimisinin şuuraltında birikmiş ve çoğu zaman kendilerinin de farkına varmadığı bir- takım karanlık dürtülerin klavuzluğunda icrâ-yı siyaset ve tulûat eyliyor güya Türkiye!.. Herkes bir alışverişte ki sormayın.Bu kördöğüşünden hasıl olacak neticeleri derleyin

Daha dün sayılacak günlerde, Türk dış politikasının dengelerini sarsacak terör-İran yorumlarıyla hop oturup-hop kalkan Türkiye kamuoyu; şimdi yeni bir spektruma kendisini kaptırmış, dümensiz bir gemi gibi dalgalarla boğuşuyor.

Kimisinin karnında, kimisinin şuuraltında birikmiş ve çoğu zaman kendilerinin de farkına varmadığı bir- takım karanlık dürtülerin klavuzluğunda icrâ-yı siyaset ve tulûat eyliyor güya Türkiye!.. Herkes bir alışverişte ki sormayın.

Bu kördöğüşünden hasıl olacak neticeleri derleyin toparlayın! Ülkenin ve toplumun hayrına, keçiboynuzundan bal elde etmek gibi nâfile meşguliyetlerle vakit geçirdiğimizin tam resmidir.

Yüce Divan sarkacı

Kuşkusuz bu ülkede rüşvet ve hırsızlıktan geçilmiyor. Daha rahmetli Özal''dan beri de, en çok ANAP etrafında bu tür şâyiâların dönüp dolaştığı hepimizin malûmudur. 1991''den sonra Süleyman Demirel''in, ANAP''lılara yönelttiği Yüce Divan tehditlerinin âkıbetini de hepimiz biliyoruz.

Sonra artık Türk siyasetinde yol oldu bu işler!.. DYP, ANAP''ı çökertmek ve parçalamak; ANAP da Çiller''i ve DYP''yi alabildiğine zora sokmak bakımından, önüne çıkan her fırsatla Yüce Divan mekanizmasını işletmeye kalkıştılar. Bir defa iki parti ve lider arasına kara kedi girdi ya; hangisi iktidarda ise, hasmı olan muhalefetin üzerine en acımasız şekilde çullanmaktan geri kalmadı. Yok örtülü ödenekmiş, yok bilmem ne? Orta yerde her dönemin cazgırı ve maymuncuk anahtarı, sosyal demokratlarımız da olunca, seyredin siz gümbürtüyü. Ülke hayrına, toplum hayrına yapacağı birşey kalmamış ve doğrudan batılı lobiler nâmına alt-kültür gruplarını kaşıyarak siyaset icra ettiğini sanan bu grupların goygoyculuğunda; bazan Çiller-Demirel, ANAP ve Yılmaz''a ayak çelmesine giriştiler, bazan da aynı yanlış yollara Mesut Yılmaz baş vurmaktan geri kalmadı.

Merkez sağ''ın intiharı

Bu kinci, fırsat düşkünü ve asla ahlâki olmayan tutumlar; işte görüyoruz ki, Deniz Baykal''ı ve partisini Türk siyasetinden tasfiye etti. Asla, ama asla ahlâkî olmayan, muhatabını toplumsal tasvip üreterek mağlûp etmek yerine, onu lekeleyerek ve şâibeli hale getirerek zora sokmaktan medet uman "merkez sağ" şaklabanlıklarından da ne Çiller bir fayda gördü, ne Mesut Yılmaz. İşte şimdi görüyoruz ki, denize düşen zavallının yılana sarıldığı gibi, onlar da birbirinden medet umuyorlar.

Burada nefsanî bir sadizme ulaşmak yolunda, eski Yunan trajedilerini hatırlatan bir koro, durmaksızın tam tam marşları çalıyor. Siyasî hınçlar, kinler, fırsat düşkünlükleri, yeni oluşum kaprisleri için hemen herşey devrede. İsteyen istediği servise bol bol malzeme üretmekle meşgûl. Daha doğrusu hemen herkesin bir hesabı var. Fırsat bu fırsat!.. Bırak ortalık karışsın ki, bize de bir helva düşer fehvâsına icrayı tulûat eyliyoruz.

O zaman sormak lâzım gelmez mi? Hesabı olan kim, olmayan kim?

Baktım, gördüm ki, kendine göre en isabetli tesbiti Sabah grubundan Yeni Binyıl yapmış: "Merkez Sağda Savaş!.." Ankara''daki bir iddiaya göre MHP; hem Yılmaz''ı hem Çiller''i Yüce Divan''a sevkederek, bu iki partiyi başsız bırakmak ve merkez sağın patronluğuna oturmak düşüncesinde imiş!.. Spekülasyonlardan biri bu.

Peki doğru mu bu? Bize göre bütünüyle değil. Çünkü MHP''nin en büyük korkusu zaten orada yatıyor: Büyümek ve hükümeti kendisinin kurmak mecburiyetinde kalmak. Yeni Binyıl yani Sabah grubu, bu iddiayı mübâlâğa ile sunarak, âdeta bu yolda MHP''yi mayın eşeği gibi kullanmak istiyor. Verilen bu gazla MHP hızla yol alsın; başsız kalan ANAP ve DYP tarlasından Demirelci veya İlhan Kesicili yeni oluşum sevdalılarına büyük bir pasta düşsün.

Büyüyen bir MHP, yeni hükümet demektir. İşin bu aşaması, henüz MHP''nin aklına bile getirmekten korktuğu, ürktüğü bir durum. Hem nerede o günler?..

MHP ürküntüsü ve tamtamlar

İkinci spekülasyon!.. DSP ile MHP aralarında anlaştı, ANAP''ı dışlayarak hükümete devam edecekler. Biz şahsen, şimdilik, böyle bir ihtimale de açık kapı göremiyoruz. Gören varsa, bunda da bir hayır umuyorlarsa; ateşe biraz daha körük çekmekte bir sakınca yoktur.

Öyle bir hükümetle, müthiş bir demokratikleşme sürecine girer bu ülke!.. Tadından da yenmez olur ki tahmin edemezsiniz.

Öyleyse biraz daha gerçekçi olmak gerekmiyor mu? Zira, FP davası sonuçlanmadan ve bu partinin reel şartlardaki konumu iyice vuzûha ermeden, Türkiye siyasetinin genel dengelerindeki hiçbir oynamadan ciddi fayda hasıl olmaz. Dolayısıyla, kuyuya attığı taşın sonucunu bırakalım MHP hesap etsin!..