Dün ‘Almanya’, bugün ‘Çin’..

04:0018/11/2018, Pazar
G: 18/11/2018, Pazar
Abdullah Muradoğlu

Bir önceki pazar, 11 Kasım’da, üç büyük imparatorluğun tasfiyesiyle sonuçlanan “Birinci Dünya Savaşı”nı bitiren ateşkesi anmak için Paris’te törenler yapıldı. Bu anma törenine ABD ile Avrupalı “NATO” müttefikleri arasında Trump’ın açtığı çatlakların gölgesi düştü. Trump yönetimine güvenini kaybeden Avrupa, kendi güvenliğini sağlamak için ‘yeni’ yollar arıyor.Küresel sistem içindeki çatlaklar, ABD ve Avrupa’da merkez partilerin popülist Sağ partiler tarafından erozyona maruz bırakılmaları, Çin’in

Bir önceki pazar, 11 Kasım’da, üç büyük imparatorluğun tasfiyesiyle sonuçlanan “Birinci Dünya Savaşı”nı bitiren ateşkesi anmak için Paris’te törenler yapıldı. Bu anma törenine ABD ile Avrupalı “NATO” müttefikleri arasında Trump’ın açtığı çatlakların gölgesi düştü. Trump yönetimine güvenini kaybeden Avrupa, kendi güvenliğini sağlamak için ‘yeni’ yollar arıyor.



Küresel sistem içindeki çatlaklar, ABD ve Avrupa’da merkez partilerin popülist Sağ partiler tarafından erozyona maruz bırakılmaları, Çin’in ekonomik yükselişi, Rusya’nın yeniden sahneye çıkması, silahlanma ve teknoloji rekabetleriyle ticaret savaşları ufuktaki dünya savaşının işaretleri olarak kodlanıyor. Bugünkü koşulların “1914 öncesi” ve “1939 öncesi” koşullara benzediğine dair atıflar yapılıyor. Bu atıfların ucu dünya savaşlarına gidiyor.

Çin’in yükselişini ABD’ye en ciddi tehdit olarak gören ‘Ulusalcı’ şahin bir eğilim Trump yönetimiyle birlikte ‘oyun kurma’ gücüne erişti. Trump’ın Çin ile ticaret savaşlarına bu grup yön veriyor. “Çin tarafından öldürülmek: Ejderha ile yüzleşmek-Küresel eylem çağrısı” ve “Yaklaşan Çin Savaşı” başlıklı kitapların yazarı olan Prof. Peter Navarro, Trump’ın “Ulusal Ticaret Konseyi” direktörü olarak Çin’e yönelik ticaret savaşlarında başrol oynuyor.

ABD’nin Ulusal Savunma Stratejisi’ne “Çin Korkusu” sinmiş durumda. Bu korkuyu en iyi, Prof. Graham Allison’ın antik Yunan’daki “Peleponnes Savaşları”ndan esinlenerek ürettiği “Tukidides Tuzağı” anlatıyor. Atinalı general Tukidides’e göre, egemen askeri güç (Sparta) ile yükselen güç(Atina) arasındaki rekabetin savaşla sonuçlanması kaçınılmazdı. Atina’nın deniz gücünün gelişmesiyle paralel ekonomik yükselişi Sparta için savaş sebebiydi. Trump’ın eski Beyaz Saray Baş Stratejisti Steve Bannon ise 2016’da yaptığı konuşmada 10 yıl içinde, Güney Çin Denizi’nde Çin ile ABD arasında bir savaşın patlak vereceğini söylüyordu.

Bugünkü dünya durumunu “1914 öncesi” ile eşleştirenler, 19. Yüzyılın egemen gücü İngiltere ile yükselen gücü Almanya arasındaki rekabetin savaşla sonuçlandığına dikkat çekiyorlar. “İngiltere’nin Alman korkusu”nun yeriniyse Amerika’nın Çin Korkusu” almış görünüyor. Oxford Üniversitesi profesörlerinden tarihçi Margaret Macmillan, “Barışa Son Veren Savaş” kitabında Almanya’nın “deniz gücü” olma yönündeki girişimlerinin İngiltere’de yarattığı korkunun basındaki yansımalarına da geniş yer ayırıyor. Mesalâ İngiliz gazeteci Ernest Edvin Williams, 1896’daki “Made in Germany” başlıklı yazısında bakın ne demiş:

“Dev bir ticari devlet, refahımızı tehdit etmek ve dünya ticareti konusunda bizimle çatışmak üzere yükseliyor. Çevrenize bakın! Oyuncaklar, kızlarımızın bebekleri, yavrularımızın oyun odalarında sağa sola fırlattığı peri masalları, hep Almanya’da üretilmiş, hatta en sevdiğiniz gazetenizin kağıdı bile büyük olasılıkla oradan gelme.”

1897’de “Daily Mail” gazetesi ise okurlarını “gelecek on yılda gözlerini Almanya’dan ayırmamaları” konusunda uyaran bir tefrika yayınlamış. 1902’de İngilizler VII. Edvard’ın taç giymesini kutlamak için Donanma gösterisi yaptılar. ”The Times” gazetesi, töreni İngiliz deniz gücünün sağlam bir gösterisi olarak duyurmakla kalmayarak, “rakiplerimizden bazıları aradan geçen süre içerisinde canla başla çalıştılar ve bu çabalarını halen de artırmaktadırlar. Bilmeleri gerekir ki Britanya tetikte ve savunmadadır, denizlerdeki üstünlüğünü muhafaza etmek için de gerekli her fonu harcamaya hazırdır” demiş.

Bu yazılar ABD’deki Çin karşıtı yazılarda sergilenen söylem ve üslupla birebir örtüşüyor. 1800’lerin sonları ve 1900’lerin başlarındaki İngiliz basınındaki Alman aleyhtarı yazıların, “Almanya” yerine “Çin” olarak değiştirilmesi halinde kimse aradaki farkı anlamayacaktır. ABD’nin Çin’in askeri harcamasının dört katı büyüklüğüne denk düşen 716 milyar dolarlık yıllık askeri bütçeyi bile yeterli görmemesi dünyanın ne yöne doğru gittiğini gösteriyor bize. Maalesef, barış anlaşmaları savaşın bittiğini göstermiyor, sadece bir molaya işaret ediyorlar.

#ABD
#Çin
#Savaş