EDISYON:

Yine “İsrail terörü” diyemediler…

04:0022/09/2024, Pazar
G: 22/09/2024, Pazar
Abdullah Muradoğlu

İsrail Lübnan’da binlerce çağrı cihazı, telsiz, güneş panelleri ve ATM’leri patlatarak “terör” tarihinde yeni bir sayfa açtı. Batı medyası İsrail’in akla hayale gelmez bu son derece iblisçe terörünü daha çok bir istihbarat ve savaş başarısı olarak markalamayı seçerek iğrençleşti. Dünyayı “Demokrasiler ve Otokrasiler” diye ayıran, kendini de sözde “demokrasilerin öncüsü ve cephaneliği” olarak niteleyen Biden Yönetimi bu teröre de bir isim koyamadı, ne “ İsrail ” diyebildi, ne de “ terör ” diyebildi.

İsrail Lübnan’da binlerce çağrı cihazı, telsiz, güneş panelleri ve ATM’leri patlatarak “terör” tarihinde yeni bir sayfa açtı. Batı medyası İsrail’in akla hayale gelmez bu son derece iblisçe terörünü daha çok bir istihbarat ve savaş başarısı olarak markalamayı seçerek iğrençleşti.

Dünyayı
“Demokrasiler ve Otokrasiler”
diye ayıran, kendini de sözde
“demokrasilerin öncüsü ve cephaneliği”
olarak niteleyen Biden Yönetimi bu teröre de bir isim koyamadı, ne “
İsrail
” diyebildi, ne de “
terör
” diyebildi. Diyemez de. Zira İsrail Gazze’de ve Lübnan’daki katliamlarını ABD’nin askerî, siyasî, malî ve diplomatik yardımlarıyla gerçekleştiriyor.
Cihazlar pazar yerlerinde, hastanelerde, okullarda, evlerde, yollarda, marketlerde, cenaze törenlerinde, sivil hayatın devam ettiği diğer özel ve kamu alanlarında eşgüdümlü patlatıldı. İçlerinde küçük yaşta çocukların bulunduğu kırka yakın insan katledildi, binlercesi yaralandı. Bu iğrenç tuzaklamalar İsrail’in
“savaş hukuku”
dahil hiçbir sınır tanımadığının kanıtıydı.
“Siber terör”
olarak da nitelenen bu tuzaklamaların hangi yollarla, nasıl gerçekleştirildiği anlatının en basit tarafı. Asıl üzerinde düşünülmesi gereken husus, İsrail’in insanlık değerlerinden kendisini soyutlamayı nasıl becerdiğidir. Diğer bir husus ise İsrail’e sınırsız öldürme gücü veren Batı yönetimlerinin bunu hâlâ neden yapmaya devam ettikleridir.
İsrail’in sınır tanımazlığı Batı’nın sözde kurallara dayanan uluslararası hukuk düzeninin çöktüğünün tescilidir. Artık
“göze göz, dişe diş düzeni”
nin bile ötesine mi geçiliyor? Yoksa
“Tuzaklamalar- teknolojik
çağı”na mı giriyoruz? Batı dünyasının sakinlerinin nasıl bir çağa girmek üzere olduğumuzu çok iyi düşünmeleri ve seçtikleri yönetimleri hesaba çekmeleri gerekiyor. En masum cihazlar, evlerimizde, işyerlerimizde kullandığımız aletler bile bubi tuzaklarına dönüştürülebiliyorsa eğer, böyle lanet bir dünyada kimse güvende olmayacaktır.
Hangi fiilin “terör” kapsamına girdiği hep tartışıldı. Ancak İsrail’in bu son saldırıları
“halk arasında korku ve panik meydana getirmek”
dahil, terörün tüm tanımlarını içeriyor. İsrail
“Uluslararası insancıl hukuk”
bir yana Birleşmiş Milletler’in sözleşmelerini çiğnemekten de zerre miskal kaçınmıyor. Sivil cihazlarda
“bubi tuzakları”
nın kullanılmasını yasaklayan BM Sözleşmesi bunlardan sadece biri. Çağrı cihazlarının, el telsizlerinin, güneş panellerinin patlatılması tam anlamıyla, İsrail’in hiçbir ayrım gözetmeyen nitelikteki bubi tuzaklarıdır.
BM’nin
“Aşırı Derecede Yaralayan ve Ayırım Gözetmeyen Etkileri Bulunan Belirli Konvansiyonel Silahların Kullanımının Yasaklanması veya Sınırlandırılması Sözleşmesi”
bubi tuzaklarının sivillere karşı kullanılmasını yasaklıyor. Bu Sözleşmenin eklerinden
“Protokol 2 Değişikliği”
olarak anılan
“Mayınların, Bubi Tuzaklarının ve Diğer Teçhizatın Yasaklanması veya Sınırlandırılması Hakkında Protokol’
ünde hangi fiillerin yasaklandığı son derece açıktır.
Adı geçen Ek Protokol’de
“Bubi tuzakları”
nın bir insanın görünürde zararsız olan bir nesneye dokunması, yaklaşması veya görünürde güvenli bir eylemi yapması neticesinde, beklenmedik bir şekilde faaliyete geçen, öldürmek ve yaralamak üzere tasarlanmış, imal edilmiş veya uyarlanmış her türlü cihaz anlamına geldiği belirtiliyor. Öldürmek, yaralamak veya zarar vermek üzere tasarlanmış, elle veya uzaktan kumanda ile harekete geçirilen veya otomatik olarak harekete geçen, özel imal edilmiş patlayıcı cihazlar da yasak kapsamına giriyor.

Ek Protokol’e göre bubi tuzaklarının ve diğer teçhizatın, özel olarak patlayıcı madde koymak için tasarlanmış ve yapılmış, zararsız-taşınabilir nesne görünümünde kullanılması yasaktır. Peki tüm bu sınırlamalar, yasaklamalar BM tarafından süs olsun kabilinden de mi konulmuş?

Filistinli yerli halkın oylarına bile başvurulmadan, tek taraflı olarak, hukuksuz şekilde cebren dayatılan bir karar neticesinde BM tarafından kurulan İsrail’in BM Sözleşmeleri’ni hiçe sayan fiilleri cezasız mı bırakılacak? Yoksa İsrail uluslararası hukuktan “
istisna
” mı tutuluyor?

İsrail’le terör, katliam ve soykırım amaçlı olarak kullanılması muhtemel her türlü teknolojiyi paylaşan ülkeler bu fiilleriyle masum insanların öldürülmesine iştirak edeceklerini bilmeliler. İsrail’i kuran “BM”, insanlığın geleceği adına İsrail’in barbarlığını durdurmalıdır. Hemen.

#İsrail
#Soykırım
#Terör
#Abdullah Muradoğlu

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.