2016’da Amerikan Başkanı seçilen Donald Trump seçmenlerine vaat ettiği “Önce Amerika” politikalarına öncelik vermedi. Trump’ın icraatlarını Amerikan halkının gerçek sorunlarıyla hiçbir ilgisi olmayan “Önce İsrail” politikaları şekillendirdi. Trump, adeta Netanyahu’nun ilhak gündemini ilerletmek için seçilmiş bir başkan gibi davrandı. Siyonistler Trump’a “Gelmiş geçmiş ABD Başkanları arasında en İsrail yanlısı başkan” unvanını yakıştırdılar. Trump’ı, Yahudiler’i Babil sürgününden kurtaran Pers İmparatoru
2016’da Amerikan Başkanı seçilen
seçmenlerine vaat ettiği “Önce Amerika” politikalarına öncelik vermedi. Trump’ın icraatlarını Amerikan halkının gerçek sorunlarıyla hiçbir ilgisi olmayan “Önce İsrail” politikaları şekillendirdi. Trump, adeta Netanyahu’nun ilhak gündemini ilerletmek için seçilmiş bir başkan gibi davrandı. Siyonistler Trump’a
“Gelmiş geçmiş ABD Başkanları arasında en İsrail yanlısı başkan”
unvanını yakıştırdılar. Trump’ı, Yahudiler’i Babil sürgününden kurtaran
İmparatoru
’a benzetenler bile oldu.
Trump’ın “Önce İsrail” politikaları Netanyahu’yu Filistinliler’i soykırıma uğratmaya kadar götüren yolun taşlarını döşedi. Biden ise İsrail’in soykırım yapabilmesi için ihtiyaç duyduğu her şeyi cömertçe Netanyahu’nun önüne serdi. Netanyahu tarafından defalarca istiskal edilmesine rağmen Biden soykırım makinesini yağlamaya devam etti. Netanyahu karşısında ezik bir Başkan olarak görülmeyi bile içine sindirdi. Bu eziklik
’e de sirayet etti.
Biden ahir ömründe soykırım yükünü taşımayı göze alacak kadar İsrail yanlısı olduğunu gösterdi. Şimdi bu vicdanî yük Trump’ın boynunda. 13 Kasım’da Beyaz Saray’da Trump ile görüşen Biden’ın mutluluğuysa çehresinden belli oluyordu. Oysa Biden’ın partisi Trump’ı Amerika’nın sonunu getirecek bir “
” olarak gösteriyordu. Biden’ın Trump’la verdiği neşeli pozlar, Demokratlar’ın Trump tasviriyle tezat teşkil ediyordu. Biden’ın Başkanlık koltuğunu Kamala Harris’tense Trump’a devretmeyi daha ehven gördüğü anlaşılıyordu.
2020’de Başkanlığı Biden’a kaptıran Trump seçim sonuçlarını kabul etmemişti. Her istediğini vererek iktidarda kalmasına yardım ettiği Netanyahu’nun Biden’ı tebrik etmesiyse Trump’ın çok ağrına gitti. İntikamcı kişiliğe sahip olan Trump’ın bunu unuttuğunu düşünmüyorum.
Trump Netanyahu’ya hep verdi, şimdiyse alacaklı durumunda. Kabinesinin kilit mevkilerini sıkı İsrail yanlısı şahinlerle tahkim eden Trump’ın Netanyahu’ya söz geçirip geçiremeyeceği yahut Netanyahu’nun Trump’a Biden muamelesi yapıp yapmayacağı merak konusu ediliyor.
Trump’ın bir Başkanlık dönemi daha olmayacak. Kendisini Başkan seçen sıradan Amerikalılara verdiği sözleri yerine getirecek mi yoksa yine unutulmaya mı terk edecek? “Önce İsrail” politikası “Önce Amerika” politikası için tehlikeler içeriyor. Trump’ın bir seçim yapması gerekiyor. Trump İsrail’in soykırım savaşının içinde olan ABD’yi bu savaştan çıkaracak mı?
İsrail ABD’yi doğrudan daha büyük bir savaşın içerisine çekmeye de çalışıyor. Trump ise
’ olarak gördüğü Çin’e odaklanmak için güyâ bölgeden çekilmek istiyor. Trump ilk döneminde müesses nizam tarafından içeriden baltalandığı için bunu yapamadı..
Francis Ford Coppola’nın “The Godfather III(Baba)”
filminde, yeraltı dünyasının en güçlü ailesini temsil eden
aile çıkarlarını korumak ve saygınlık kazanmak için işlerini yasallaştırmak istiyordu. Zamanın değiştiğinin ve “
Corleone suç imparatorluğu
”nun giderek çürüdüğünün farkına varan Michael ailesini yaklaşan yıkımdan kurtarmak istiyordu.
Babası
yönetiminde ailenin sahip olduğu parlak hükümranlık döneminin sona ermekte olduğunu gören Michael gerçekçi çözümlere dayanan anlaşmalarla yeni bir düzene geçmenin eşiğindeydi. Ne ki “
”nin “içeride” kalmasını isteyen diğer suç aileleri tarafından gerçekleştirilen saldırılarla içeriden baltalanıyordu. Filmin bir sahnesinde Michael, “
içeri çekiyorlar!» diyerek kısmî bir felç geçiriyordu. Michael’ın ailesini yıkımdan kurtarmak için yaptığı hamleler içeriden baltalanmalarla boşa çıkarılıyordu.
Amerika’nın sözde küresel imparatorluğunu “
” silsilesi içinde sürdürmek isteyen “
” ve “
” İsrail’in değirmenine su taşımaya pek heveskârlar. Trump ise seçmenlerine dışarıya kaçan işleri Amerika’ya geri getireceğine, evin içini derleyip toparlayacağına, trilyonlarca dolara mal olan sonsuz savaşlara son vereceğini vaat ediyor.
Ziya Paşa’nın “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde”
beyitinde de güzel bir şekilde ifade edildiği gibi eylemler söylemlerden daha iyi konuşurlar.
Trump Amerikalıların kanını ve parasını emen “sonsuz savaşlar”dan ABD’yi çıkarmak istiyorsa içerideki baltacılarla arasına mesafe koyması gerekiyor. Müesses nizamın kostüm değiştiren şahinleri tarafından içeriden kuşatılan Trump bunu yapabilir mi? “Önce İsrail” mi, “Önce Amerika” mı? Trump’ın ikinci dönemi “
”la yüz yüze geleceğimizi gösterecek.
#abd
#siyaset
#Abdullah Muradoğlu