“Tıbbî Soykırım”a yeşil ışık!

04:0020/10/2024, Pazar
G: 20/10/2024, Pazar
Abdullah Muradoğlu

ABD’nin İsrail’e silah sevkiyatı “ panter ” hızında devam ederken Gazze’ye insanî yardımlarsa “ karınca ” adımlarıyla ilerliyor. Biden Yönetimi’nin dünyanın gözleri önünde yaşanan “ Filistin soykırımı ”na verdiği cevap, bu. İsrail sadece havadan Amerikan bombaları atarak insanları öldürmüyor. Filistinlileri aç-susuz ve ilaçsız bırakarak hastalıktan ölmelerini de sağlıyor. ABD Dış İşleri Bakanı Antony Blinken ve Savunma Bakanı Lloyd Austin 13 Ekim’de İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant ’a ve Stratejik

ABD’nin İsrail’e silah sevkiyatı “
panter
” hızında devam ederken Gazze’ye insanî yardımlarsa “
karınca
” adımlarıyla ilerliyor. Biden Yönetimi’nin dünyanın gözleri önünde yaşanan “
Filistin soykırımı
”na verdiği cevap, bu. İsrail sadece havadan Amerikan bombaları atarak insanları öldürmüyor. Filistinlileri aç-susuz ve ilaçsız bırakarak hastalıktan ölmelerini de sağlıyor.
ABD Dış İşleri Bakanı
Antony Blinken
ve Savunma Bakanı
Lloyd Austin
13 Ekim’de İsrail Savunma Bakanı
Yoav Galant
’a ve Stratejik İşler Bakanı
Ron Dermer
’e mektup göndermişler. Mektupta Gazze’ye ilaç ve gıda dahil insanî yardımların ulaştırılmasına engellemeye devam edilmesinin silah tedarikini etkileyebileceği ima ediliyor. Yine müeyyide muğlak bırakılıyor.
Mektupta Gazze’deki insanî koşulları iyileştirmesi için İsrail’e 30 günlük süre verilmiş. Oysa İsrail geçtiğimiz Mart ayında da insanî yardımlara engel olmayacağına dair Biden Yönetimi’ne ‘
yazılı güvence
’ vermişti. Aradan altı aydan fazla bir süre geçmesine rağmen İsrail davranışını değiştirmedi. ABD’nin davranışı da değişmedi, İsrail’e silah sevkiyatı kesintisiz devam etti.
Mektubun Biden’ın Gazzeliler için bir şeyler yapmaya çalıştığı algısını beslemeye yönelik bir “
halkla ilişkiler çalışması
” olduğu anlaşılıyor. İsrail’in başından beri ilaçsızlığı, açlığı, susuzluğu bir soykırım silahı olarak kullandığını bütün dünya biliyor da Biden Yönetimi bilmiyor mu? Öte yandan Amerikan medyasının “
Blinken-Austin Mektubu
”nu insanî koşulları iyileştirmesi için İsrail’e yönelik ‘ciddi’ bir uyarı olarak göstermeye çalışmasıysa insanın midesini bulandırıyor.

ABD Dış İşleri Bakanlığı’nın insanî yardımlarla ilgili kurumları İsrail’in yardım konvoylarını kasten engellediğini, bu engellemelerin silah sevkiyatının durdurulmasını gerektirdiğine dair raporlar kaleme aldılar. Raporları kaale almayan Blinken ABD Kongresi’ne silah sevkiyatının durdurulmasını gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığı yalanını bile söyleyebildi.

30 gün sonra, yani 13 Kasım’da, Başkanlık seçimleri çoktan bitmiş olacak. Siyasî hayatı ve Başkanlığı Ocak 2025’te son bulacak olan Biden’ın “İsrail
Lobisi
”ne ihtiyacı da kalmayacak. Ancak Biden’ın İsrail’e silah sevkiyatını durdurması için siyasî hafızasını sıfırlaması, bir insan olarak kendisini yeniden formatlaması lazım. Biden bunu yapacak durumda gözükmüyor.

Biden Yönetimi’nin yaptığı tek şey İsrail’e askerî, malî ve diplomatik desteği her halükârda devam ettirmek. İçerden ve dünya kamuoyundan gelen tepkileri yatıştırmak adına İsrail’e yapılan eleştirilerse hiçbir müeyyidesi olmayan boş sözlerden ibaret kalıyor. Biden Gazze’deki insanî koşulların iyileştirilmesi için bir şeyler yapıyormuş gibi görünerek aslında İsrail’e Filistin soykırımını tamamlaması sadece zaman kazandırıyor. Biden’ın bir yıldır yaptığı şey budur.

“Siyonist olmak için Yahudi olmanız gerekmiyor
. Ben de Siyonistim” diyen Joe Biden’ın 1970’lerden bu yana İsrail’le ilgili siyasî tutumu, Lübnan dahil olmak üzere İsrail’in ayrım gözetmeyen tüm saldırılarında insanî, ahlakî ve vicdanî bir sorun görmediğini teyit ediyor.
30 günlük bekleme süresi
” ilaçsız, gıdasız, susuz, elektriksiz bırakılan bebekler, çocuklar, yaşlı ve hasta Filistinliler için sadece “ölüm” anlamına geliyor. Kanalizasyon ve içme suyu alt yapısının imha edildiği, hastanelerin bombalandığı, sağlık görevlilerinin katledildiği Gazze’de 30 günlük bekleme süresinin Filistinliler için hangi sonuçlar doğuracağını en iyi doktorlar bilir.

Siyonistlerin insanların aç- susuz-ilaçsız bırakılarak hangi organlarının iflas edeceğini yahut normal bir hayat süremeyecek ölçüde sağlıklarını yitireceklerini hesapladıklarından şüphem yok. Onlarca yıldır bir “toplama kampı”na dönüştürülen Gazze’de İsrail’in insanî yardımları engellemesindeki süreklilik “Tıbbî Soykırım” amaçlı bir plânın da işletildiğini gösteriyor.

Toplama kamplarında Yahudi bebekleri insanlık dışı deneyimlere maruz bıraktığı için “
Ölüm meleği
” olarak anılan Nazi Doktor Josef Mengele’yi bile mezarından kaldıracak nitelikte bir “
Tıbbî Soykırım
” yaşanıyor Gazze’de. Mengele’nin yaptıklarından asla pişmanlık duymadığı söylenir. Gazze’deki “Tıbbî Soykırım”dan İsrail’de rahatsızlık duyan tek bir Siyonist var mı?

Siyonistler’i geçtik, onlar Filistinliler’i “insan” olarak görmüyorlar. Peki İsrail’i arkalayan Batı yönetimleri Gazze’deki insanî facianın bir “Tıbbî Soykırım” olduğunu söyleyebiliyorlar mı?

#Gazze
#ABD
#İsrail