ABD ve Çin arasındaki “ Büyük Güç rekabeti ”nin en kırılgan “ jeopolitik ” noktalarından birisi Tayvan. Bu yüzden 13 Ocak’taki Tayvan seçimleri ABD- Çin ilişkilerinin seyri açısından son derece önemli. Anketlere göre Tayvan’da iktidardaki “ Demokratik İlerleme Partisi ” önde gözüküyor. Muhalefetin en güçlü partisiyse, Tayvan’ın kurucu partisi “ Kuomintang (KMT). 1949’dan itibaren Ana kara Çin’i ile Tayvan ayrı yaşıyorlar. “Çin Cumhuriyeti ” adıyla yönetilen Tayvan’ın “BM”deki koltuğu 1971’de “Çin
ABD ve Çin arasındaki “
”nin en kırılgan “
” noktalarından birisi Tayvan. Bu yüzden 13 Ocak’taki Tayvan seçimleri ABD- Çin ilişkilerinin seyri açısından son derece önemli. Anketlere göre Tayvan’da iktidardaki “
” önde gözüküyor. Muhalefetin en güçlü partisiyse, Tayvan’ın kurucu partisi “
(KMT).
1949’dan itibaren Ana kara Çin’i ile Tayvan ayrı yaşıyorlar. “Çin
” adıyla yönetilen Tayvan’ın “BM”deki koltuğu 1971’de “Çin Halk Cumhuriyeti”ne devredildi. Bu karar ÇHC’yi ‘Çin’in BM’deki tek meşru temsilcisi olarak tanıyor. Tayvan ise dış dünya ile ilişkisini resmî olmayan yollarla sürdürüyor. ABD 1979’da Pekin rejimiyle yaptığı anlaşmalar sebebiyle “
” ilkesini kabul ediyor, Tayvan’ı Çin’in parçası olarak görüyor. Ancak ABD, Tayvan’ın güç kullanılarak ilhâk edilmesine karşı. Çin “
barışçıl yollarla birleşme
”yi önceliyor, birleşmeyi sağlayacak koşulların zayıflaması halinde güç kullanımı seçeneğini ise dışlamıyor.
Tayvan, Çin’in en zayıf karnı. Ekonomik, teknolojik ve askerî yükselişi sebebiyle Çin’i ‘varoluşsal’ bir rakip, hasım veya tehdit olarak gören ABD, Pekin’le ilişkilerinde Tayvan’ı bir kaldıraç olarak görüyor. O kadar ki Tayvan artık ABD için “
” niteliği taşıyor.
Uzun yıllar Tayvan’ı demir yumrukla yöneten “Kuomintang” kendisini Çin anakarasının da meşru hükümeti olarak sunuyordu. Şimdiyse Pekin ile daha yakın ekonomik ve siyasî bağların sürdürülmesinden yana. Eski hasmı Kuomintang’ın kazanmasını isteyen Pekin,
“Demokratik İlerleme Partisi
”ni ise dış güçlere güvenerek kırmızı çizgileri aşmaması için sık sık uyarıyor.
Çin lideri Şi
Tayvan ile Ana kara Çin’inin birleşmesinin gelecek nesillere bırakılmaması gerektiğini de söylüyor. Bu yaklaşım, ABD’nin Tayvan’ı giderek daha fazla silahlandırmasıyla, pekişmiş görünüyor. Çinliler Amerikalıların taahhütleriyle eylemlerinin tezat teşkil ettiğini, “
” politikasını örselediklerini, Tayvan’ı bağımsızlık için teşvik ettiklerini düşünüyorlar.
ABD, Tayvan’ın işgal edilmesi durumunda askerî müdahalede bulunup bulunmayacağı konusunda bir şey söylemiyor. Böylece alacağı pozisyonu muallâkta bırakıyor. Bu “
” Çin’i temkinli olmaya yöneltiyor. Küresel ekonominin en önemli bileşeni olan Çin, büyümesini tehlikeye atmak istemiyor. Küresel ekonomiden ayrışmanın geleceğe yönelik hedeflerini akamete uğratmasından endişe eden Çin “
” olarak da ifade edilen uzun vadeli bir politika yürütüyor. Uzmanlara göre ABD’nin taahhüt ve eylemleri arasındaki tezatlık Çin’in stratejik sabrını zorluyor ve bölgede bir savaş ihtimaliniyse giderek artırıyor.
ABD’nin Tayvan politikası,
Lenin’in “Süngüyle yoklayın, yumuşak bulursanız ilerleyin, çelikle karşılaşırsanız geri çekilin
” sözüne uygun şekilde ilerliyor. ABD’nin stratejik hedefinin daha çok Pekin’i güç kullanmaya teşvik etmek gibi görünüyor. Bazı Çinli stratejistler ABD’nin Ukrayna’da olduğu gibi Tayvan Boğazı’nda da bir
peydahlamak suretiyle Çin’i zayıflatmak istediğini düşünüyorlar. Buna göre ABD Batı’daki ve Asya-Pasifik’teki müttefiklerini de yaptırımlara iştirak ettirerek Çin’in gelişme seyrini tersine çevirmek istiyor.
ABD’deki Çin karşıtı şahinler Pekin’in Tayvan’ı işgal edeceği yönünde yoğun bir propaganda yürütüyorlar. İddialar, üst düzey askerler tarafından da dile getiriliyor. Bu askerlere göre Çin 2027’de Tayvan’ı işgâl etmeye hazırlanıyor. Şahin düşünce kuruluşlarıysa Tayvan Boğazında olası bir “
-Çin savaşı” için “
” yazıyorlar, “
” düzenliyorlar
Tayvan yapay zeka teknolojisinin yanı sıra akıllı telefonlar, otomotiv ve kişisel bilgisayarlar dahil kritik sektörlerde kullanılan mikroçiplerde önde gelen bir üretici. ABD’deki Çin karşıtı şahinlere göre dünyanın en gelişmiş yarı iletkenlerinin yüzde 90’ından fazlasını üreten Tayvan asla Çin’in eline geçmemeli. ABD’nin stratejik belirsizliğe son vermesini isteyen şahinler Tayvan’ın diplomatik olarak tanınması gerektiğini savunuyorlar. Meşhur
Neoconlar’dan Eliot Cohen
3 Ekim 2023’te “
” dergisindeki yazısında Tayvan’ın Amerika’nın en güçlü jeopolitik rakibinin eline geçmemesi için savaşmaya hazır olması gerektiğini savunuyordu.
Dolayısıyla Tayvan’daki seçim kampanyalarında temel bölünme, “Çin” bölünmesi. Tayvanlılar asıl olarak “Çin ile yakınlaşma” ile“Çin’den uzaklaşma” arasında bir seçim yapacaklar.
#politika
#ekonomi
#Abdullah Muradoğlu