Bu gerilim sahneleri Ekim 1962'deki “
”nin adeta yeni bir versiyonu. 13 gün süren kriz sırasında ABD, Küba'yı denizden abluka altına alırken, “
”ne ait savaş gemileri Atlantik sularında adaya doğru seyir halindeydi. Kriz, ABD Başkanı Kennedy ile Sovyet Lideri Kruşçev'in uzlaşmalarıyla son buldu. Güya dünya bu iki liderin sağduyulu davranmalarıyla nükleer savaşın eşiğinden döndü. Gerçekteyse “Küba Krizi” iki süper güç arasındaki “
” ile nihayete erdi. Bu pazarlığa göre Moskova Küba'daki Sovyet füzelerini, Washington ise İzmir'deki Jüpiter füzelerini sökmeyi kabul etmişti. Sonraları bu pazarlığın deşifre olması Küba ve Türkiye'de 'sözde müttefikler'e güveni çokça sarsmıştı.
Küba Krizi
”ın en gerilimli sahnelerinden biriydi. Şimdiyse 'Kuzey Kore krizi' gündemde. Washington, Kuzey Kore'nin nükleer denemelerinin sözde ABD'yi vuracak bir düzeye ulaşmasını engellemek istiyor. Bu kez Washington, Kuzey Kore'nin iplerini elinde tutan
”den gerilimi noktalayacak ciddi bir hamle yapmasını bekliyor. Ancak “Soğuk Savaş” döneminin kapanmış olmasına rağmen Kuzey Kore'nin neden ABD'yi vurmak isteyeceğine dair tatmin edici bir açıklamaya henüz rastlamadık. Nükleer saldırı tehdidine maruz kaldığı savunulan Güney Koreliler ise bu krizin doğrudan tarafı olmak istemiyorlar.
ABD Kuzey Kore'ye sopa sallarken Çin'i mahiyetini bilmediğimiz bir anlaşmaya zorlamak mı istiyor? ABD'nin Rusya'nın himayesindeki Suriye rejimine ait bir hava üssüne yönelik sembolik saldırısı “Putin'e mesaj” olarak yorumlanmıştı. Dün Rusya Dışişleri Bakanı
'dan Suriye'de Washington'la 'tam işbirliği' yapmaya hazır oldukları mesajı geldi. Bu tam işbirliğinin Ankara, Şam ve Tahran için ne anlama geldiğini ilerleyen günlerde göreceğiz.
ABD dış politikasının tasarımcılarından
” kitabında '
'nun yeni güç dengelerinin kurulmasında veya bozulmasında elverişli bir yöntem olduğunu anlatır. Kissinger “
” ile Fransa arasındaki bir krizi de örnek veriyordu. Bu örneğe göre 1875'te önemli bir Alman gazetesinin başmakalesi '
' başlığı taşıyordu. Kışkırtıcı bir başlıkla düzenlenmiş bir savaş korkusu biçiminde bir sözde-kriz ortaya çıkmıştı. Bu başyazı artan Fransız askeri harcamaları ve Fransız ordusu tarafından çok sayıda at satın alınmasına tepki olarak yazılmıştı. Bu savaş korkusunu, daha ileri gitme niyeti olmadan bizzat Bismarck kurgulamış olabilirdi. Zira ortada herhangi bir Alman seferberliği veya tehdit edici askeri birlik kaydırmaları yoktu. Kissinger 'kriz kurgusu'nun bir diğer faydasını ise
sözleriyle özetler.
Acaba “Kuzey Kore krizi”, karmaşık güç labirentleri arasında yolunu şaşıran Trump ve ekibi tarafından Washington'daki '
in üstesinden gelmek için kurgulanmış olamaz mı?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.