Küresel salgınlar ve ulusal güvenlik…

04:0015/03/2020, Pazar
G: 15/03/2020, Pazar
Abdullah Muradoğlu

“Dünya Sağlık Örgütü”, Çin kaynaklı yeni tür koranavirüsü “küresel salgın” olarak ilân etti. Küreselleşmenin getirdiği kötülüklerden birinin de yöresel salgınları çok hızlı şekilde bütün dünyaya yaymak olduğu bir kez daha tescil edilmiş oldu. Tabii ki bu durum, insanlığın en eski tarihlerinden beri tanık olduğumuz salgınlardan sadece biri. Salgın hastalıkların insan topluluklarının avcı ve toplayıcılıktan tarım uygarlığına geçişleriyle, dolayısıyla şehirlerin kuruluşuyla birlikte ortaya çıktıkları

D
ünya Sağlık Örgütü
”, Çin kaynaklı yeni tür koranavirüsü “
küresel salgın
” olarak ilân etti. Küreselleşmenin getirdiği kötülüklerden birinin de yöresel salgınları çok hızlı şekilde bütün dünyaya yaymak olduğu bir kez daha tescil edilmiş oldu. Tabii ki bu durum, insanlığın en eski tarihlerinden beri tanık olduğumuz salgınlardan sadece biri. Salgın hastalıkların insan topluluklarının avcı ve toplayıcılıktan tarım uygarlığına geçişleriyle, dolayısıyla şehirlerin kuruluşuyla birlikte ortaya çıktıkları zaten biliniyor. Bugün maruz kaldığımız salgınların öncekilerden bir farkı ise yayılım hızlarıyla ilgili.
Geçenlerde
Birgit Brandau
ve
Hartmut Schickert
’in birlikte kaleme aldıkları
“Hititler/Bilinmeyen Bir Dünya İmparatorluğu”
başlıklı kitabı okuyordum. Meğer Anadolu ‘da en eski salgınlardan birisi yaklaşık 3 bin 300 yıl önce gerçekleşmiş. Onlarca yıl süren salgının felaketle sonuçlandığını bu kitapta okudum. Kral olan dedesini ve kral olan kardeşini bu salgında kaybeden Hitit Kralı
II. Murşili
yaptığı duâları yazıya bile geçirmiş. “
Murşili’nin Veba Duâları
” olarak bilinen yazıtta şu ifadeler yer alıyordu:
“Ve babam öldü… Babamdan yana olan prensler, binbaşılar, komutanlar ve subaylar da o nedenle öldüler. Hattuşa halkı da bu yüzden ölmeye başladı ve Hattuşa ülkesi felakete sürüklendi”

Hititler 20 yıldan fazla süren savaşlardan daha fazla can alan vahim bir salgının pençesindeydiler. II. Murşili salgının Suriye’de Mısır ile yapılan savaşta esir edilen askerlerle başkent Hattuşa’ya geldiğini ve hızla ülkeye yayıldığına dikkat çekiyor. Öte yandan modern zamanların salgınlarının insan eliyle tabiatın dengelerinin bozulmasıyla yakından ilgili olduğunu bilmeliyiz. Bir kelebeğin kanat çırpışının dünyanın bir başka ucunda çarpıcı bir ekolojik değişikliğe yol açabileceğini de akıldan çıkarmamalıyız.

Bir zamanlar ”
Roma”
yı da yıkımın eşiğine kadar getiren veba salgınının imparatorluğun gücünü sembolize eden meşhur “
Roma yolları
” ile hız kazandığı söylenir. “
Bütün yollar Roma’ya çıkar
” sözü buradan geliyor. İmparatorluğu İtalya yarımadasından Kuzey Avrupa ve Doğu Akdeniz’in ötesine bağlayan yollar, vebayı da yine bu yollardan Roma’ya taşıyordu. İnsanlık tarihi, salgınların da tarihi. Salgınlar gelip gidiyor, ama insanlık hâlâ mevcudiyetini sürdürüyor, kıyamete kadar da sürdürecek.

Bugünkü salgının mahiyeti tam olarak bilinmiyor. Testler, araştırmalar devam ediyor. Önümüzdeki günlerde bu virüs hakkında daha fazla bilgiye sahip olacağız. Tabii ki bilim de boş durmuyor. Bilim ve salgınlar adetâ köşe kapmaca oynuyorlar. İnsanlık önceki salgınlarla nasıl baş ettiyse bu salgına da paniğe kapılmadan direnecek. Virüsle ilgili belirsizlik ortadan kalktığında salgın geriletilecek ve hayat eskisi gibi akmaya devam edecek. Her salgında olduğu gibi bu salgından da çıkarılacak çok ders var.

Çin
” bu salgının merkez üssüydü. Şimdi “
Batı Avrupa
” merkez üs oldu. ABD
Başkanı Trump
, ulusal acil durum ilân etti ve bütün ülkeler tetikte. Bu arada birçok “
komplo teorisi
” de dolaşıma girdi. “
Belirsizlik”
komplo teorileri
” ve “
güvensizlik
” paniğin tabii müttefikleri. Çin ile ABD arasındaki güç rekabeti ve buna dayalı olarak tezahür eden karşılıklı güvensizlik, salgına karşı mücadeleyi olumsuz şekilde etkiledi. Bilgi ve veri paylaşımdaki gecikme salgının küreselleşmesine yardım etti. Bu gecikme yaşanmasaydı, belki de salgını kaynağında durdurmak mümkün olabilirdi. Maalesef bu yapılamadı.
Gelinen noktada küresel salgın her ülke için çok yönlü “
ulusal güvenlik tehdidi
” niteliği kazandı. Sadece Hükümetler değil, bireyler ve aileler olarak da paniğe kapılmadan salgına karşı mücadeleye iştirâk etmeliyiz. Bu tür durumlarda halklar için risk, ortaktır. Dolayısıyla kendimizi, ailemizi olduğu kadar komşularımızı ve diğer insanlarımızı korumak için de azamî gayret sarfetmeliyiz. Kişisel sağlık güvenliğimizin bir diğerimizin güvenliğine sıkı sıkıya bağlı olduğunu bir an için bile olsa unutmamalıyız.
#Koronavirüs
#Ulusal güvenlik
#Donald Trump
#Çin