Kumarhane sistemi hep “kasa”nın kazanması yönünde işler. Oyuncular kumarhane sistemine dahil oldukları andan itibaren kendilerinin kaybetmesi ama kasanın kazanması mukadderdir. Oyuncuların ara sıra kazanıyor olmaları ise sistemin işlemesinin bir gereğidir. İhtirasları ziyadesiyle tutuşmuş oyuncuları teşvik etmek için küçük bir ödüldür bu. Oyuncuların kazandıkları duygusuna kapılmaları ateşi canlı tutar. Nasıl olsa bu ödül de diğer kaybeden oyuncuların cebinden çıkıyor. Ödülü alan nasıl olsa bir gün daha fazlasını geri verecektir.
“
” ve etrafındaki geniş coğrafi jeopolitik çember öteden beri büyük güçlerin oyun sahasıdır. Bu saha üzerindeki askeri, politik, kültürel ve ekonomik düzenleme girişimlerine 20. Yüzyıl'ın başlarından itibaren “
“ deniliyor. “Büyük Oyun”un oyun sahası Güney Sudan'dan Kazak bozkırlarına, Balkanlar'dan Hindukuş dağlarına, Hazar denizinden Kızıldeniz'e, Atlas Okyanusu'ndan Hint Okyanusu'na kadar uzanıyor. Güya yeni keşfedilmiş doğalgaz yatakları sebebiyle şimdi Büyük Oyun'un merkezi “
” gibi görünüyor.
Başta ABD olmak üzere “Büyük Güçler”in Ortadoğu'daki ileri karakolu 'İsrail'dir. Ortadoğu hep İsrail'in kazançlı çıkmasını sağlayacak şekilde dizayn edildi. Ortadoğu'daki rejimler meşruiyyetlerini yurttaşlarının gönüllü rızalarından almıyorlar. Birçoğu ancak bir büyük gücün himayesiyle ayakta kalabilecek niteliktedir. Bu rejimler biribirileriyle hakiki ittifaklar ve dostluklar kurmalarını güçleştiren çelişkilere yaslanıyorlar. Hiçbir devlet, bölgenin diğer halklarını etrafında toplayacak siyasi, kültürel, askeri ve ekonomik bir güce sahip değil..Öte yandan 1950'lerden bu yana, İsrail girdiği hiçbir savaşı salt kendi öz gücüyle kazanmadı.
İran-Irak savaşında başta ABD olmak üzere büyük güçler, her iki devletin biribirine galebe çalmaması yönünde duruma müdahil oldular. Terazinin bir kefesi ağır bastığında gizli veya açık şekilde öbür kefeye ağırlık koyarak savaşın kendi istedikleri bir dengede devam etmesini sağladılar. 8 yıl süren savaş her iki ülkenin maddi imkanlarını ve insan kaynaklarını mahvetti. İki devlet biribirine karşı zafer kazanmadığı gibi bu savaş etnik ve mezhebi ihtilafları artırdı. Sünniler Şiilerden, Kürtler Araplardan koptular. Irak'ın işgaliyle bu durum daha da derinleşti.
Irak ve Suriye'deki iç savaşlar da hiçbir grubun ötekine üstün gelemeyeceği bir mahiyette seyrediyor. Rusya'nın müdahalesi “Esed”in elini güçlendirdi ama bu Şam'ın kazanmasını garanti etmiyor. Rusya'nın tek başına Suriye'de söz sahibi olmasından rahatsızlık duyan diğer büyük güçler bir şekilde terazinin diğer kefesine ağırlıklarını koyacaklardır Ne kadar insan öldüğü bu güçlerin umurunda değil. Önemli olan, İslam uygarlığının merkezi topraklarında yaşayan toplumların istikbalde anlamlı birliktelikler kurmalarını imkânsız hale getirmektir.
Bölgenin aslî unsurları ve güçleri bu büyük oyunda sadece '
' pozisyondadırlar. Bu güçler
'nın ve
'nin yetki, güç ve karar sahibi olacağı büyük oyunun kazananları olmayacaklar. Her iki büyük güç de İsrail'in elini zayıflatacak bir pozisyona izin vermeyeceklerdir. ABD'nin veya Rusya'nın eteğine yapışan bölge güçleri akıllarını başlarına almadıkları takdirde kirli oyunun figüranları olmaktan daha öteye geçemeyecekler. Tarih, “Osmanlı İmparatorluğu”nun tasfiyesinin bu bölge için nelere mal olduğunu bize gösterdi. Bunu söylemekten üzgünüm, tarih aynı delikten ısırılanlar için 'mutlu gelecek' vaat etmiyor.