“Godfather Doktrini” ve Yeni Dünya..

01:0014/05/2023, Pazar
G: 13/05/2023, Cumartesi
Abdullah Muradoğlu

Bu yazının hem eğlenceli, hem bilgilendirici olmasını istedim. Bu kez hepinizin bildiği kült bir filmden, Yönetmenliğini Francis Ford Coppola ’nın yaptığı, Marlon Brando ve Al Pacino ’nun başrollerini paylaştığı “ Godfather-(Baba) ” filminden anlatacağım. 1972’de gösterime giren filmde Marlon Brando, New York’un mafya ailelerini yöneten “Vito Corleone” isimli karakteri oynuyor. Vito Corleone sayesinde bu suç dünyasının aileleri ‘barış’ içinde yaşıyorlar. Ancak etraflarındaki dünya değişmekte,

Bu yazının hem eğlenceli, hem bilgilendirici olmasını istedim. Bu kez hepinizin bildiği kült bir filmden, Yönetmenliğini Francis Ford Coppola’nın yaptığı, Marlon Brando ve Al Pacino’nun başrollerini paylaştığı “Godfather-(Baba)” filminden anlatacağım. 1972’de gösterime giren filmde Marlon Brando, New York’un mafya ailelerini yöneten “Vito Corleone” isimli karakteri oynuyor. Vito Corleone sayesinde bu suç dünyasının aileleri ‘barış’ içinde yaşıyorlar. Ancak etraflarındaki dünya değişmekte, ‘Corleone Barışı’nı tehdit eden yeni suç aileleri sahaya çıkmaktadırlar. Görece barış içinde devam eden bu suç düzeni kaosa doğru gitmektedir.

Vito Corleone’nin kontrol ettiği suç dünyasının nimetlerinden kendisine pay isteyen bir yeni aile istediğini alamayınca suikaste başvurur. Vito suikastten ağır şekilde yaralanarak kurtulur. Asıl hikâye böyle başlar. “Corleone Ailesi” saldırıya karşı yürütülecek strateji konusunda üçe bölünmüştür. Vito Corleone’nin suç dünyası içinde kurduğu ittifaklar da çatlamış haldedir.

Baba Corleone’nin büyük oğlu Sonny, derhal ve en şiddetli biçimde “misilleme” yanlısıdır. Baba’nın oğulluğu, danışmanı, avukatı ve diplomatı olan Tom Hagen ise saldırgan aileyle müzakere yoluyla uzlaşma sağlanmasından yanadır. Hagen ısrarla “onlarla konuşmalıyız” demektedir. Rakipleriyse Sonny’nin öfkeli kişiliğinden istifade ederek onu bir tuzağa çekip ortadan kaldırırlar. Hem Tom Hagen’in uzlaşmacı politikasını ve hem de ağabeyi Sonny’nin hesapsız güç kullanma yöntemini benimsemeyen Michael ise yumuşak güç ve sert gücün bileşiminden müteşekkil bir stratejiyle hareket ederek gemiyi sakin sulara çekmeyi başarır.
Devam filmlerini izleyenler hikâyenin nasıl seyrettiğini de hatırlayacaklardır.” Corleone İmparatorluğu” yeniden tesis edilmiştir ama bunun bedeli ağır olmuştur. Michael kurduğu düzen içinde boğulmuştur. Kendisi için tasarlanmış bir suikastçının kurşunuyla öldürülen kızını kucakladığı sahnede Michael’ın çığlığını hatırlayın! Şeytan ile sözleşme yapan Michael sözde hedefine ulaşmış, ancak neredeyse bütün ailesini bu uğurda kaybetmiştir. Yeni bir filmde bir karakter “Şeytan ile anlaşma yaparsan hakkını almak için mutlaka geri döner” diyordu. Michael Corleone’nin yaşadığı korkunç trajedi de bu sözleşmenin bir sonucuydu.
Bu kült filmin, Amerikan dış politikasını belirleyen ekolleri anlatmak için kullanılacağı kimin aklına gelirdi ki! Peki “Michael Corleone” adının George Kennan ve Henry Kissinger gibi kült “Gerçekçiler”le birlikte anılacağını düşünebilir miydiniz? Bu benzetme “Gerçekçiler”e yakınlıklarıyla tanınan iki dış politika analisti tarafından yapıldı. John Hulsman ve Wess Mitchell önce bir dergide “Pax Corleone(Corleone Barışı)” başlığıyla yayınladıkları makalede “Baba” filmini bu ekolleri açıklamak için kullandılar. Yazarlar makaleyi genişleterek 2009’da “Godfather Doktrini: Bir Dış Politika Meseli” adıyla da kitaplaştırdılar. Bu kitap o kadar çok ses getirdi ki, 2009’dan bu yana hakkında yüzlerce makale yayınlandığını belirtmeliyim.
Amerikan dış politikasının “suç dünyası”yla karşılaştırılarak açıklanması bir bakıma dünyanın yeni durumuna ışık tutuyor. “Yerleşik hegemon güç(Amerika)” ile” Yükselen güç(Çin)” arasındaki büyük güç rekabeti, bu rekabetin etrafında oluşan koalisyonlar ve sürecin nereye evrileceği konusunda benzetmeler yararlı olabilirler. Adı geçen yazarlar da bunu yapıyorlar.
Bu yazarlara göre Vito Corleone, “Soğuk Savaş döneminin Amerikası”nı, Sonny Corleone ise George W. Bush döneminin şahin Neoconlar’ını temsil ediyor. Tom Hagen’e düşen rol ise “liberal enternasyonlist” olmaktır. Tom, eski kuralların hâlâ geçerli olduğunu ve çözümün müzakerede olduğunu düşünüyor. “Gerçekçi” olan Michael Corleone ise hızla değişen ve risklerle dolu yeni dünyada “Aile”nin, yani Amerika’nın eski gücüne yeniden kavuşması için “Havuç ve Sopa” politikasının ahenkli bir karmasına başvuruyor. “Godfather Doktrini” Coppola’nın bir mafya hanedanlığı hakkındaki destansı filmi üzerinden Amerika’nın 21. Yüzyılda hayatta kalmasını sağlamak için hangi ekolün başarılı olabileceğini tartışıyor.
Amerikalılar antik Yunan ve Roma trajedilerinden pek hoşlanırlar. Şeytanla anlaşmanın yansıması olan “Godfather Doktrin”i de aslında bir “Amerikan trajedisi” değil midir?
#God Father
#Sinema
#film
#Abdullah Muradoğlu
Yorumlar

Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

Henüz yorum bulunmuyor

İlk yorumu siz yapın.

Kapat

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.