Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi "Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi" bölümü mezunu. 15 yıldan uzun zamandır basın camiasının içinde yer aldı. 1997 yılından bu yana Yeni Şafak Gazetesi Haber Merkezi'nde özel haberler, dizi yazıları, araştırma yazıları, röportajlar, tarih sayfaları ve köşe yazıları yazdı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 2004 Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri Röportaj Dalı'nda ödüle layık görüldü. Biyografi alanında dört kitap yayınladı. Sivil toplum kuruluşlarında çeşitli görevler üstlendi.
Evvel zaman içinde hikayelerine bayıldığım, belki küfürbazzz bir adam olduğu, benim de fena halde desarjjj ihtiyacı duyduğum sıralardı, bunun gibi birşeyler işte, anlarsınız, Charles Bukowski.. Başlıktaki Bukovski ile ilgisi yok bu Bukowski''nin. O halde Bukowski fanatikleri durduk yerde deli dana sendromuna kapılmasınlar. Toprağı bol olsun Bukowski''nin babası Polonya asıllı Amerikalı bir çavuştu.. Ren nehri kıyısındaki Andernach kasabasında vazife yaparken ikide bir çizmelerine tüküren baldırıçıplak Alman kızıyla evlenmişti. Birinci Dünya Savaşı yeni bitmişti, kıtlık vardı. Her akşam etle kızı ikna etmişti çavuş. “Eti ver, kızı al” stratejisi.. Şimdi de öyle ya, “tak tek-taşı, düşsün başına göktaşı..”
Charles Bukowski 1920''de Andernach''taki ilk zırıldamasıyla dünyayı şenlendirdiğinde Gedikli Onbaşı Hitler ordudan henüz terhis edilmişti..
Hitler 1921''de Alman İşçi Partisi''nin Führer''i seçildiğinde, Bukowski yüzükoyun hareket edebilme yeteneğine sahipti. Hitler işi azıtmadan önce Çavuş Bukowski, karısı ve Amerika''nın en kült, en zonk yazarı olacağı daha o yaşta alameti farikalanan Küçük Bukowski''yle çooktan Los Angeles''e ulaşmıştı. Ufarak teferek Hitler''in 1924''de Münih''teki bir birahanede tabureye tünemek suretiyle teşebbüs ettiği, lakin paldır küldür indirildiği darbeyle ilişiği yok Bukowski''nin. Olsaydı da şaşmazdım. Ancaak bu açıklamayı yapmak durumundaydım. Aksi halde Bukowski manyakları canıma okurdu..
Bukovski Sendromu''nun zuhuru 1972 yılındadır. Bıçak altındaki koyunu sersemletme işindekileri yakalar. Şöyle derler koyuna: “Sus! Feryad ü figan etme.. Elalemi başımıza toplayacaksın. Ola ki cellat insafa gelir..” Böyle başlar.
Sendrom tabiati icabı Türkiye''ye sirayet ettiğinde Nihat Erim, İkinci Erim Hükümeti''ni kurmuştu. Bu arada 12 Mart darbesinden “Devrim” bekleyen Sol''un başına ''Balyoz Harekatı'' bütün zonklaması gonglamasıyla inmekteydi. Solcu aydınlar Ziverbey Köşkü''nde tedaviye alınırken, Komünist Moskova yönetimi de muhalif aydınları tımarhanelerde iyileştirmeyi bilimsel yöntemlerle sürdürüyordu. “Devletlü doktora bursu”nu kaybetmemek için Paris sokaklarında devrimci arkadaşlarıyla kör ebe oynayan Ertuğrul Özkök, Mahler''in “Ölmüş Çocuklar Şarkısı” aryasını keşfetmemişti henüz.. Çünkü Filozof Ragıyb Duran''ın “Hiçbir zaman ''Marhabaa başkaldırı'' dememiş Ertuğrul Özkök''ün ''Elveda başkaldırı'' diyemeceği teorisi”ni açıkladığı tarih çoook yenidir(İkibin Altı)..
Yazımın başlığını işgal eden Bukovski Sendromu''nun kahramanı Vladimir Bukovski''dir. Gözyaşartıcı adalet duygusuyla gerçekleştirilen iyileştirme ameliyatından bozuk çıkmış bir numunedir. Sekiz yıl hapiste, çalışma kampında, tımarhanede tüm bu insancıl iyileştirmelere aptalca direnen Bukovski, bakıldı ki olmuyor, salıverilmiştir.. O da tutmuş, rejime muhalefet eden akılsız Rus aydınlarının hapishane yerine tımarhanelere tıkıldığını ''Batılı gazetecilere'' ifşa etmiştir. Buyrun! Seni sekiz yıl emziklesinler biberonlasınlar, kalk mimet-i küfran et.. Şu yabancılar yok mu, deli saçmasını ciddiye almışlardı. Deli de olsa veli de olsa, suç suçtu. Sovyet mahkemesi Bukovski''ye “yıkıcı propaganda” ve ''yabancılara rejimi jurnallemek''ten yedi yıl hapis beş yıl sürgünü çakar. Buldun mu belanı! Ağlama, kendin ettin kendin buldun birader! Dedim ya Sovyet rejiminin resmi haber ajansı TASS, ''Bukovski''ye TOSS''lama Olayı''nı TISS''ladığında Türkiye''de kimsenin ne duyacak kulağı ne görecek gözü vardı.
Aradan dört yıl geçti. Şili Diktatörü Pinochet''in tutsağı komünist lider Luis Alberto Corvolan Castillo(daha uzundu, sizi sıkmak istemedim)''yu azat etme karşılığında Ruslar da Bukovski''nin terk-i vatan etmesine izin vereceklerdi. Pinochet ağlaya sızlaya Castillo''yu Cennete kavuşturmayı kabul etti. Zaten Bukosvki de ''yeniden dirilme mucizesi''ni reddetmiş zındığın biriydi. Cenneti terkedecekse, onun bileceği işti. İki işe yaramaz adamı Zürih''te takas ettiler. Büyük yöneticiler hariç, Ruslar komün hayatı yaşadıklarından''serbest piyasa'' nedir bilmiyordular.. Bildikleri tek şey, takastı.. Bunun için onları suçlayamam.
Onlar erdi muradına, biz çıkalım kerevetine.. Gökten üç elma düştü. Biri Bukosvki''nin, biri Castillo''nun başına.. Öbürü de, Bukosvki Sendromu''na en fazla yakalanan her kimse onun başına düşsün. Çaktınız mevzuyu, dimi?
HAMİŞ: Londra''da sürgünde yaşayan Vladimir Bukowski Rusya''da yapılan son başkanlık seçimlerinde bağımsız aday olmuştur. Lakin adaylığı “On yıldır Rusya''da yaşıyor olmak” koşuluna aykırı bulunduğundan reddedilmiştir. Hem deliyi kim ne etsin!
Ortada “dört milyon yüzikibin Yeni Türk Lirası” sözkonusu. Halkın cebinden çıkan bu para, devlet yardımı alan CHP tarafından Kanaltürk''e verilmiş. Epeydir tartışılıyordu. İddialar muhtelifti, CHP cenahından gelen açıklamalar da öyle.. Sonunda tek bir açıklamada karar kılındı. Basına yansıdığına göre CHP parayı “Atatürk''ün kurduğu partinin öyküsü”nü anlatan bir belgesel çekimi için vermiş. Peki neden hiç kim-senin haberi olmadı? Mesela adı “Belgesel Can”a çıkan Can Dündar''ın bu projeden haberi olmuş muydu? Belgeselle uğraşanlar iyi koku alırlar..Can Dündar, Nebil Özgentürk, vs, daha pek çok belgesel yapımcıları “CHP Belgeseli” konusunda bir şeyler duymuşlar mıydı? Dahası, CHP ile Kanaltürk arasında paranın verildiği tarihleri kapsayan bir sözleşme yapılmış mıydı? Kuşkusuz belgeseli kimin yapacağına karar verecek olan, CHP''dir. Buna kimsenin diyeceği bir şey yok. Ama bilmek de hakkımız. Kanaltürk kime yaptıracaktı belgeseli? Hangi tarihte bitirecekti? Belgeselde yer alması düşünülen tarihçiler, bilim adamları kimlerden teşkil edilecekti? Bunlardan kimlerle görüşülmüştü? Belgeseli üstlenenler yükümlülüklerini öngörülen tarihte yerine getirmedikleri takdirde CHP ne tür müeyyideler uygulayacaktı? Herhalde bütün bunların kaydı kuydu vardır. Şimdiye kadar belgesel altyapısı için kaç kuruş harcanmış? Haa, “üç, dört milyon dolar bir belgesel için fazla değil mi?” diye bir soru gelebilir akla, o da ayrı. CHP, kafalarda kuşku uyandıran soruların yanıtını verse iyi olur.
Of ya, yine yanıldım. Ne çok hayal kırıklıkları yaşıyorum arkadaşlar! Yalçın Küçük de meğer Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi müşterisi değil miymiş? O kadar keskin anti-Avrupacı bir devrimcinin, Avrupa kapılarında adalet arayacağını nerden tahmin edebilirdim ki! 1999''da “Kürt sorunu”na ilişkin yazı ve konuşmalarında şiddeti teşvik ettiği iddiasıyla Ankara DGM tarafından altı yıl altı ay hapse mahkum edilmişti Küçük. Elbette edilmemeliydi. Her neyse AİHM''ye başvuran Küçük''ün davası nihayet sonuçlanmış. Türkiye Küçük''e “üç bin euro” ödemeye mahkum edilmiş.. Ah Turgut Özal, bu kapıları sen açtın, nur içinde yat yine de.. Bak Yalçın Küçük bile nasiplendi bu kapıdan. Meğer ne bereketli adammışsın sen.. Bari kıymetin bilinse, yanmayacağım..
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.