Amerika çıplak!

04:0026/01/2025, Pazar
G: 26/01/2025, Pazar
Abdullah Muradoğlu

Trump, “ Amerikan anayolu ”ndan bir sapma mıdır, yoksa bu anayolun kendisi midir? Trump, “ liberal kurallara dayanan uluslararası düzen ”in yıkıcısı mıdır, yoksa bu düzenin gerçek doğasını ifşa eden bir putkıran mıdır? Trump kazandı ve Amerika’nın bundan sonra nasıl görüneceği büyük bir soru. Olduğu gibi mi görünecek, yoksa üzerine yine şal mı örtülecek? “ Amerikan müesses nizamı ” yahut Trump’ın “ Derin Devlet ” olarak nitelediği yerleşik siyasal elitler Trump’tan nefret ediyorlar. Bu siyasal elitler

Trump, “
Amerikan anayolu
”ndan bir sapma mıdır, yoksa bu anayolun kendisi midir? Trump, “
liberal kurallara dayanan uluslararası düzen
”in yıkıcısı mıdır, yoksa bu düzenin gerçek doğasını ifşa eden bir putkıran mıdır? Trump kazandı ve Amerika’nın bundan sonra nasıl görüneceği büyük bir soru. Olduğu gibi mi görünecek, yoksa üzerine yine şal mı örtülecek?
Amerikan müesses nizamı
” yahut Trump’ın “
Derin Devlet
” olarak nitelediği yerleşik siyasal elitler Trump’tan nefret ediyorlar. Bu siyasal elitler iki partilidir. Ayrıymış gibi görünseler de iki parti “
Tek Parti
”dir. Bu “tek Parti”, “
anti-Trump
”tır. “Tek Parti”nin Trump nefretinin sebebiyse Trump’ın Amerika’nın aynası olması, “Tek Parti”nin göstermek istemediği bir Amerika’yı ifşa etmesi. “Tek parti” gerçek çehresinin görünür hale gelmesinden hazzetmiyor.
Bilinen bir meseldir, evvel zaman içinde bir kral ülkenin terzilerinden kendisi için emsali olmayan bir kıyafet tasarlamalarını emreder. Kral yeni kıyafetlerin hiçbirini beğenmez. Sonunda kurnaz bir terzi en güzel kıyafeti diktiğine Kral’ı ikna eder. Gerçekte bir kıyafet yoktur, ama etrafı Kral’ın yeni kıyafetinin eşsiz olduğunda hemfikirdir. Kral çıplak olarak halka görünür. Korkuyu henüz deneyimlememiş bir çocuksa hakikati, “
Kral çıplak
” diye ifşa eder. Trump’ın “
Tek Parti Amerikası
”na yaptığı budur ve bu yüzden nefret edilmeyi hak etmiştir.
Amerika ‘
istisnai ulus
’ olduğuna, Amerika olmazsa dünyada her şeyin kötüye gideceğine, dolayısıyla ‘
vazgeçilmez
’ olduğuna herkesin inanmasını istiyor. Liberal, kurallara dayanan uluslararası düzenin hamisi olarak Amerika’nın hep üstte olması bütün dünyanın yararınadır. Dünyada ‘
iyiler ve kötüler
’ vardır. Kötüler değişir, Amerika hep iyidir. Amerikan çarkı böyle işler. Amerikan ana akım medyaları bu kurmacanın kurşun askerleridir. Görevleri dünyanın Amerikan aynasından görülmesini sağlamaktır. Bu illüzyon bir göz bağı oluşturur. Önce kendi halkları, sonra diğer halklar için. Bir kurmaca, kandırmaca, el üstünden kaydırmaca düzeni.
Ne ki küreselleşmeyle paralel giden bu kurmaca günün sonunda Amerika’ya büyük zarar verdi. Büyük bir prodüksiyon, ancak gişe hasılatı çok düşük bir film gibi. Birleştirici bir tema olarak yükselen neoliberal küreselleşme “
ufalayan küreselleşme
” ile sonuçlandı. Ekonomik, politik, kültürel, ahlaki, her anlamda, herkes dağılıyor, Amerika dağılıyor, Avrupa dağılıyor.
Küreselleşmenin patlayıcı yıkım dalgası herkesi bir biçimde etkiliyor. Trumpçılar’a göreyse küreselleşme ABD’ye akran çıkan bir ‘
Yükselen Çin
’e mal oldu. ABD akran istemiyor. Diğer herkesin ABD’den küçük olmasını istiyor. Diğer herkes küçükken küreselleşme çok güzeldi, şimdiyse çirkin. Trump’ın ‘büyük Amerika’ ve ‘küçük devletler dünyası’na hoş geldiniz.
Washington merkezli “
The Atlantic
” dergisinde 4 Aralık 2024 tarihli, “
Amerika’nın yalnız geleceği: Ulus dünyaya sıfır toplamlı bir yaklaşım sergilediğinde ne olur?
” başlıklı yazısında
David Frum
, Trump’ın Amerikalılar ve dünya için ne kadar kötü olduğunu savunuyordu.
Neocon bir Cumhuriyetçi olan Frum’a göre Trump “
Büyük Buhran
”, “
İkinci Dünya Savaşı
” ve “
Soğuk Savaş
”ın şekillendirdiği dünya görüşünü reddeden ilk ABD başkanıdır. Trump’ın ikinci gelişi, ABD’yi ‘liberal dünya düzeninin cömert koruyucusu... sadece ticaret ve savunma konularında değil, çevresel kaygılar, kanunların uygulanması, mali düzenlemeler, gıda ve ilaç güvenliği ve sayısız başka konuda uluslararası iş birliği ağının merkezi’ olarak gören dünya görüşünün reddedilmesiydi. Yani Trump, ‘Amerikan’ olarak görünen her şeye düşmandır. Trump içinse “Amerikan olarak görünen her şey Amerika’ya pahalıya mal olan bir sahtekarlık.”
İsrail’in ‘
Filistin soykırımı
’nın ABD tarafından kolaylaştırılması sözde ‘
liberal kurallara dayanan uluslararası düzen
’in gerçekte ne olduğunu gözler önüne serdi. “
BM
” dahil uluslararası hukuk düzeni ABD’nin vetoları marifetiyle İsrail’i soykırımdan alıkoyamadı. ABD İsrail’i koşulsuz destekleyerek uluslararası hukukun “istisnaları” olduğunu gösterdi. ABD bir taraftan böyle yaparken, diğer taraftan insancıl hukuku önemsediği imajı vermeye çalıştı.

Trump’a göreyse pahalıya mal olan liberal klişelerin arkasında saklanmaya Amerika’nın ihtiyacı yok. Amerika her istediğini, istediği şekilde alacak kadar güçlüdür. ABD’nin rakipleri de, müttefikleri de bu klişelerden bedavadan yararlanmamalıdırlar ve Amerika’ya ödeme yapmalıdırlar. Trump maskesiz Amerika’dır. Trump 250 yıllık Amerikan siyasi kültürünün ürünüdür. Ete kemiğe bürünen Amerika’nın Trump olarak görünmesinde bir kusur yoktur.

#ABD
#Donald Trump
#Abdullah Muradoğlu