Amerikan Anayasa Mahkemesi’nin en yaşlı üyesi Ruth Bader Ginsburg’un ölümü resmen açıklandı. Resmen dememim sebebi, son bir iki yıldır kanser tedavisi gören Ginsburg’un öldüğüne dair rivayetlerin ortalıkta dolaşmasıydı. Böyle durumlarda Ginsburg yaşadığını göstermek için kısa aralıklarla dışarıya çıkıyordu. Muhafazâkârlar hastalığı sebebiyle Ginsburg’un yargı ehliyetini yitirdiğini savunuyorlardı. Buna göre Ginsburg yargıçlıktan çekilmeliydi. 1993’te Bill Clinton tarafından aday gösterilen Ginsburg,
Amerikan Anayasa Mahkemesi’nin en yaşlı üyesi Ruth Bader Ginsburg’un ölümü resmen açıklandı. Resmen dememim sebebi, son bir iki yıldır kanser tedavisi gören Ginsburg’un öldüğüne dair rivayetlerin ortalıkta dolaşmasıydı. Böyle durumlarda Ginsburg yaşadığını göstermek için kısa aralıklarla dışarıya çıkıyordu. Muhafazâkârlar hastalığı sebebiyle Ginsburg’un yargı ehliyetini yitirdiğini savunuyorlardı. Buna göre Ginsburg yargıçlıktan çekilmeliydi. 1993’te Bill Clinton tarafından aday gösterilen Ginsburg, mahkemede Liberal kanadın en popüler ismiydi. Ginsburg ismi Liberaller için kazanılmış bir siperi temsil ediyordu.
ABD Başkanları tarafından aday gösterilen yargıçlar Senato tarafından onaylandıktan sonra göreve başlıyorlar. “Kültür savaşları”nı kaybettiklerini düşünen Muhafazâkârlar için Anayasa Mahkemesi diğer her şeyden çok daha önemli. Yargıçların ömür boyu görev yapması bu önemi daha da kritik hale getiriyor. Halihazırda Anayasa Mahkemesi’nde 5 Muhafazakar, 4 Liberal bulunuyor. Trump’ın Başkanlığından önce mahkemede Liberaller çoğunluktaydı. Boşalan 2 koltuğa Trump’ın önerdiği muhafazâkâr adayların seçilmesiyle bu denge değişti.
Trump tarafından aday gösterilen muhafazâkâr Brett Kavanaugh’un Senato’da oylanması bir hayli olaylı geçmişti. Demokratlar, hakkında cinsel taciz iddiaları bulunan Kavanaugh’u seçtirmemek için bastırmışlar, ancak muvaffak olamamıştılar. Ginsburg’un ölümünün Cumhuriyetçi bir başkanın dönemine denk düşmesi seçimlere hazırlanan ABD’de yeni bir tartışmanın daha kapısını açtı. Demokratlar yeni üyenin seçilmesini Başkanlık seçimlerinden sonraya kalmasını istiyorlar. Trump ve Cumhuriyetçiler ise bu görüşe katılmıyorlar.
Oysa Senato’nun Cumhuriyetçi çoğunluk grubunun başkanı Mitch McConnell Şubat 2016’da Yargıç Antonin Scalia’nın ölümüyle boşalan koltuğa yeni bir adayın seçilmesini Kasım seçimleri nedeniyle ertelenmesini sağlamıştı. Scalia öldüğünde Başkanlık seçimlerine 8 ay kalmıştı. Şimdiyse Başkanlık seçimlerine 45 günden daha az bir zaman var. Ancak McConnell’ın, Trump’ın önereceği bir adayın en hızlı şekilde Senato’da oylanacağını açıklaması dikkat çekti.
Trump’ın Başkanlık seçimlerini kazanması çantada keklik değil. Öte yandan Demokratlar’ın Senato’da çoğunluğu sağlamaları bile ihtimal dahilinde. Bu yüzden Cumhuriyetçiler ve Muhafazâkârlar hızlı hareket edilmesinden yanalar. Ginsburg’un ölümü “kültür savaşları”na yeni bir ivme kazandırdı. Evanjelik ve Katolik muhafazâkârlar nezdinde Anayasa Mahkemesi’ne altıncı bir muhafazâkârın seçilmesi kültür savaşlarının kaderini belirleyecek önemde.
Trump’tan nefret ettiği bilinen Ginsburg ölmeden önce yakınlarına son dileğinin yeni bir başkan seçilinceye kadar hayatta kalmak olduğunu belirtmiş. Ginsburg, Anayasa Mahkemesi’nde liberal kanadın kazanımlarını tersine çevirecek bir gelişmeden endişe ediyor imiş. Bu yüzden Demokratlar ve Liberaller için Ginsburg’un son dileği siyasi bir vasiyet değeri taşıyor.
9 Eylül’de Trump kendisinin başkan seçilmesi halinde Anayasa Mahkemesi dahil Federal Yargının yüksek mahkemelerine atamaya düşündüğü 20 isimden oluşan bir liste açıklamıştı. Trump’ın listesi Liberalleri ürkütecek nitelikteki muhafazâkâr isimlerden teşkil edilmişti. Bu isimlerin radikal muhafazâkâr hukukçuları bir çatı altında toplayan “Federalist Toplum” derneği tarafından hazırlandığına dair söylentiler Demokratlar’ı daha da endişelendiriyor.
Trump’ın listesindeki isimlerin dikkat çeken bir özelliği de yaşlarının genç olması. Böylece Trump, muhafazâkâr seçmenlerin Kasım seçimleri için daha da tutkulu olmalarını sağlamak istiyor. Anayasa Mahkemesi’ne seçilecek bir adayın 50 yaşın altında olması Mahkemede muhafazâkâr çoğunluğun uzun bir süreliğine garanti altına alınmasını kolaylaştırıyor.
Anayasa Mahkemesi bireysel silahlanmayı savunan “silah lobisi” için de son derece önemli. Cumhuriyetçiler bireysel silahlanmanın kutsal bir hâk olduğunu düşünüyorlar. Bireysel silahlanmanın kısıtlanmasına yönelik düzenlemeler Anayasa Mahkemesi’ni yakından ilgilendiriyor. Keza “Göçmenler” meselesi ve “Irkçı” uygulamalar da aynı şekilde siyasetin ve yargının konusu. Dolayısıyla Ginsburg’un ölümü ABD’de yargı savaşlarını tetikleyecektir.