ABD ve İsrail’in ‘UCM’ korkusu..

04:0024/12/2019, Salı
G: 24/12/2019, Salı
Abdullah Muradoğlu

“Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi(UCM)”BaşsavcısıFatou Bensouda’nın, İsrail’in Batı Şeria ve Gazze’de işlediği savaş suçlarının soruşturulması için yaptığı çağrı geniş yankı buldu. Soruşturma için makul sebepler olduğunu vurgulayan Başsavcı Bensouda, İsrail ve Filistin’in yargılama yetkisi kapsamında olup olmadığına mahkemenin karar vermesini istiyor. Bildiğim kadarıyla “UCM”nin 120 gün içinde Bensouda’nın bu talebine cevap vermesi gerekiyor.Tabii ki Bensouda, durup dururken bu açıklamayı yapmış

“L
ahey Uluslararası Ceza Mahkemesi(UCM)”
Başsavcısı
Fatou Bensouda
’nın, İsrail’in Batı Şeria ve Gazze’de işlediği savaş suçlarının soruşturulması için yaptığı çağrı geniş yankı buldu. Soruşturma için makul sebepler olduğunu vurgulayan Başsavcı Bensouda, İsrail ve Filistin’in yargılama yetkisi kapsamında olup olmadığına mahkemenin karar vermesini istiyor. Bildiğim kadarıyla “UCM”nin 120 gün içinde Bensouda’nın bu talebine cevap vermesi gerekiyor.
Tabii ki Bensouda, durup dururken bu açıklamayı yapmış değil. Filistin, “Uluslararası Ceza Mahkemesi”nin kurulmasını sağlayan “
Roma Statüsü
”ne 2014’de imza attı ve bu tarihten itibaren İsrail’i Mahkeme önüne çıkarmak için çırpınıyor. “Roma Statüsü”ne Taraf Devletler arasında yer alan Filistin en son Mayıs 2018’de Mahkeme’ye başvuruda bulunmuştu.
Filistin Dışişleri Bakanı
Riyad el-Maliki
, geçtiğimiz Aralık ayı başlarında Lahey’de düzenlenen “
Taraf Devletler Toplantısı
”nda UCM’ye yaptıkları bu başvurunun incelenmesinin geciktirilmesinden şikâyet etmişti. El-Maliki Filistin’deki ön incelemenin uzun sürmesinin suçların cezasız kalmasına ve haklı bir şekilde mahkemede adaleti arayan Filistinli mağdurların sistematik bir şekilde temel haklarının çiğnenmesine katkıda bulunduğunu söylemişti. Mağdur Filistin, mağdur eden ise İsrail olunca, bu gecikme sürpriz değil elbet.
ABD’nin İsrail’e verdiği koşulsuz destek, adalet arayan Filistinlilerin önündeki en büyük engellerden biri. Başsavcı Bensouda’nın soruşturma çağrısına tepki yine ABD ve İsrail’den geldi. Filistin’i bağımsız bir devlet olarak görmediklerini vurgulayan ABD Dış İşleri Bakanı
Mike Pompeo
, Filistin’in “UCM” dahil uluslararası kurum ve kuruluşlara devlet olarak katılma hakkına sahip olmadığını iddia ediyor. ABD ve İsrail “Roma Statüsü”ne taraf değiller. “Roma Statüsü”, Trump yönetimi ile
“Avrupa Birliği
” arasında da ciddi bir kriz sebebi oldu. “AB” ve “UCM” Amerikan tehditlerini hukukun üstünlüğüne ilişkin kurallara bir saldırı olarak görüyor.
Afganistan’da sivillere yönelik birçok saldırıya imza atan ABD askerlerinin “Uluslararası Ceza Mahkemesi”nde soruşturulmasına ilişkin girişimlere de Trump yönetimi çok şiddetli tepki göstermişti. Eylül 2018’de Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı
John Bolton
Amerikan askerlerine soruşturma açılması halinde “UCM” de görev yapan yargıçlara ABD’ye giriş yasağı getireceklerini, hatta mahkeme fonlarına yaptırım uygulayacakları tehdidinde bulunmuştu.
Bolton açıklamasında İsrail’e atıfta bulunarak, “
Amerikan vatandaşlarını ve müttefiklerimizi Uluslararası Ceza Mahkemesi soruşturmalarından korumak için ne gerekiyorsa yapacağız”
demişti. Mahkemeyi ‘gayrimeşru’ olarak niteleyen Bolton “
UCM bizim için ölmüştür. ABD askerlerinin kaderini Venezuela ve henüz devlet olmayan Filistin Yönetimi gibi üyelerin bulunduğu bir mahkemenin eline bırakır mısınız? Biz bırakmayız
” diye konuşmuştu.
Bolton’ın bu sözleri Yemen’deki iç savaşa dahil olan “
Birleşik Arap Emirlikleri
” için de geçerli. Londra merkezli “
Arap İnsan Hakları Örgütü (AOHR)”
Yemen’de Emirlikler için savaşan paralı yabancı askerlerin sivillere yönelik saldırılar düzenledikleri gerekçesiyle “Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi”ne suç duyurusunda bulunmuştu. Bu duyurunun akibeti de belli değil.
Amerikan Askeri-Endüstriyel Kompleksi
”nin hatırlı müşterileri arasında yer alan Birleşik Arap Emirlikleri de “Roma Statüsü”ne taraf değil tabii. “
Arap İnsan Hakları Örgütü
”nün avukatı
Joseph Breham
ise “
Söz konusu savaş suçlarının failleri Kolombiya, Panama, El Salvador, Güney Afrika veya Avustralya gibi ‘UCM’yi tanıyan ülkelerden gelen paralı askerlerdir. Bu anlamda UCM’nin yargılama yetkisi bulunmaktadır. Emirlikler’in yürüttüğü hava saldırılarında sivillerin yaşadığı evler, okullar ve hastaneler hedef alınıyo
r” demişti.
ABD “
Kuralları ben koyarım, kartları ben dağıtırım, kimin kazanacağına da ben karar veririm”
diyor. Bu cümle ABD’nin
‘dünya düzeni’
tasavvurunu özetliyor. Mazlumlara adalet yolunun kapatıldığı, suçluların ise korunup kollandığı bir dünya düzeninden hâyır umulur mu?
#Lahey
#ABD
#Yemen
#UCM