Türkiye’nin güvenlikli bölge planı

04:0016/02/2016, Salı
G: 13/09/2019, Cuma
Abdülkadir Selvi

Rusya, Azez'de
.

Kimse çıkıp Rusya'ya
“Niye vurdun”
demedi.

Ama Türkiye, YPG'yi vurunca, ABD'nin etekleri tutuştu.


Rusya'ya kuzu, Türkiye'ye şahinler.



ABD'nin PYD konusunda

Ankara'da tam bir hayal kırıklığına neden oldu.



Ankara'yı ABD'ye bu denli tepkili görmemiştim.



PYD ile Türkiye sanki iki ayrı meşru güçmüş gibi.



Bu durum Türkiye'nin, ABD ile El Kaide'yi aynı kefeye koymasına benziyor.



O takdirde ABD ile El Kaide de eşit iki meşru güç olarak görülmeli.



ABD bunu kabul eder mi?


ABD bu işi tamir etmezse, Ankara'dan daha üst düzeyde bir restle karşılaşabilir.



Bir süredir Türkiye'nin kararlılığı test edilmeye çalışılıyor.



O nedenle Başbakan Davutoğlu'nun, ”

” sözü önemli.



Türkiye bir süre önce PYD'nin Fırat'ın Batısına geçmesini

k
ırmızı ç
izgi

” olarak

.



Türkiye'nin bu tavrı üzerine PYD'yi Afrin'in doğusuna geçirme planı da, karşısında Türkiye'yi buldu.



Başbakan

, ”YPG,
Fırat'ın B
atısına geçmeyecek.
Azez'e de yani Afrin'in doğusuna da geçemeyecek

” dedi.



Türkiye'nin kararlı tavrı üzerine bu kez Rusya algı yönetimine soyundu.



Önce Esed rejimi, Türk askerinin Suriye'ye girdiği iddiasında bulundu.



Suriye'nin iddiası en üst düzeyde, Başbakan Davutoğlu tarafından yalanlandı.



Çünkü sadece Fırtına Obüsleriyle Miniğ Hava Üssündeki YPG unsurları hedef alınmıştı.



Yetmedi Rusya bu kez, dünya savaşından

. Böylece savaş denildi mi kimyası bozulan Batı kamuoyunu hedef aldı.



O açıdan Başbakan Davutoğlu'nun ”

Savaşa giriyoruz gibi spekülasyonları

gündemde tutmamak lazım.

Bizim böyle bir algı operasyonuna düşmememiz lazım

” şeklindeki uyarısı yerinde oldu.



Başbakan'ın “Azez'in düşmesine izin vermeyeceğiz” sözünü biraz açmak istiyorum.



Azez-Tel Rıfat arası ele geçirilirse Türkiye'nin ılımlı muhalefetle bağı tamamen koparılmış olacak.



Azez ve Tel Rıfat'ın YPG'nin eline geçmesi hayat damarımızın kopması anlamında görülüyor.



Peki böyle bir tehlike var mı?


Var. Hem de tehlike kapımıza dayanmış durumda.



Azez ve Tel Rıfat düştüğü andan itibaren 400-500 bin arasındaki Suriyeli göçmenin sınırlarımıza dayanmasından endişe ediliyor.



Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, geçen hafta 600 bin mülteciden

.



Azez ve Tel Rıfat düştüğünde 500 bin Suriyeli sınırımıza dayandığı takdirde ne yapacağız.



Sınırlarımızı açıp bu insanları içeri mi alacağız?



Batılılar, “Türkiye, Suriye sınırını açsın ama Batı sınırını kapatsın” diyor.



Bu mümkün mü?


5 yıldır 2.5 milyon Suriyeliyi barındıran Türkiye'de barajın kapakları patlamak üzere.



Türkiye'nin bu durumda üzerinde durduğu bir planı var.


Planın özü Suriyelileri, Suriye sınırlarının içinde tutma esasına dayanıyor.


Zaten bir süredir uyguluyoruz.



Ama 400-500 bin sığınmacı kapıya dayanırsa, bu uzaktan sağlanacak idari önlemlerle mümkün olmayacak.


Türkiye'nin yeni Azez Planına göre, Türk askerinin 10 kilometre kadar derinliğe girip Suriye sınırlarının içinde “Güvenlikli B
ölge

” oluşturması esasına dayanıyor.



Asker, sınırımızdan 10 kilometre içeriye girecek ve buraya gelen sığınmacılar, oluşturulacak ”Güvenlikli B

ölge”de

tutulacak.


Bunun için ABD'nin desteğinin sağlanması gerekiyor. Çünkü Türk askerinin karadan girerek 10 kilometre derinlikte oluşturacağı Güvenlikli Bölgenin ABD'nin şemsiyesi altında olması gerekiyor.


Bu tamamen insani bir durum.



Ama askeri koruma kalkanı gerektiriyor.


Sanıyorum ABD ile bu müzakere ediliyor.


Almanya Başbakanı Merkel, Suriye'de uçuşa yasak bölgeyi desteklediğini
.


Ama burada kilit konumunda olan ABD'nin tavrı ne olacak.


ABD, bu planı desteklemezse ne olacak?

Bir B Planı daha var. Ama sıkıntı büyük.


İkinci bir nokta daha.



Rusya'nın Suriye'de operasyonlara katılmasıyla birlikte PYD'nin kontrolünün ABD'den ziyade Rusya'nın eline geçtiğine dair tespitler var.


Rusya, PYD'ye Moskova'da

. Ayrıca sahada PYD ile Rusya ve Esed rejimi arasında ortak işbirliği alanları kuruldu.



Paylaşacağım.



Türkiye'nin fırtına obüsleriyle vurduğu Miniğ Hava Üssünün pisti kısa bir süre önce uzatıldı. Havaalanı pisti, uçakların iniş kalkış yapabilmesi için uzatıldı.



Ayrıca burnumuzun hemen dibindeki Karkamış Uluslararası Havaalanında yine Rus görevliler tarafından tahkimatlar yapılıyor.



Kamışlı'da Rusların bir süre önce kurduğu “Dinleme Üssü” ve Haseke'de Rusya ile PYD tarafından kurulan “Harekat Merkezi”nin varlığı biliniyor.



25 Şubat'ta yapılacak “Cenevre 3” toplantısı öncesinde Rusya elini güçlendirmeye çalışıyor.


O nedenle Ilımlı muhalefeti hedef alan ağır bombardımanı sürdürüyor.



Rusya, DEAŞ'la mücadele için Suriye'ye gelmişti.


DEAŞ'a yönelik tek bir operasyon yapmadı.



ABD, Suriye'de DEAŞ'la mücadele için bulunuyor.



Amerikan uçakları artık DEAŞ'a yönelik etkili bir operasyon yapmıyor.



Suriye olayı, Türkiye açısından her geçen gün daha yakıcı hale geliyor.



Suriye'nin bu hale gelmesini ABD istedi.



Suriye krizinin başlarındaydı.



ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton Türkiye'ye gelmişti.



Suriye'nin geleceğinin konuşulurken, “

Esed gittikten sonra kim gelecek?”

diye sordu.



Suriye halkı kimi seçerse o gelecek

” cevabı üzerine, ”

Seçim olduğu takdirde Müslüman Kardeşler gelir. Oysa Suriye'de Nusayriler, Hristiyan Araplar, Dürziler var

” demişti.



Yine aynı tarihlerde.



Suriye'de iç savaşların başlarında, Esed'in akıbetinin tartışıldığı bir dönemde MİT ve MOSSAD yöneticileri Mısır'da bir araya geldi.



MOSSAD Başkanı Pardo, MİT yöneticilerine dönerek, “

Esed gittikten sonra kim gelecek? Bana bir isim verin

” dedi.



MİT yöneticileri, Suriye halkı kimi ister ve seçerse onun geleceğini söylediler.



MOSSAD Başkanı Tamir Pardo, “

Esed giderse Müslüman Kardeşler gelir. Biz bunu istemeyiz

” karşılığını verdi.



Suriye'de iç savaşın uzaması ABD ve İsrail projesiydi.


ABD, başından beri Esed'in gitmesi konusunda samimi olmadı.



Yetmedi bir de Rusya'yı Suriye'ye soktu.



Suriye'yi bir ateş topuna çevirip, Türkiye'nin kucağına bıraktılar.


#güvenlikli bölge
#suriye
#sınır