Gine'ye “Gine” geliriz deyip, Gana ve Nijerya'dan izlenimlerimi paylaşmak istiyorum.
Afrika ülkelerine her gelişimde Afrika açılımını başlatanların ne kadar uzak görüşlü olduklarını düşünürüm.
Türkiye Afrika'da siyasi gücü ve ekonomik başarıları ile kendine yer arıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Afrika'daki karşılığı çok büyük. Sadece Afrika sokaklarında yok Erdoğan, “Dünya beşten büyüktür” çıkışı bir slogan haline dönüşmüş durumda. Afrika'da henüz demokrasi kök salabilmiş değil. Rejimler ya eski sömürge şeflerine ya da BM'ye sırtını dayayarak ayakta durabiliyor. Buna rağmen mazlum milletler adına Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çıkışı karşılık buluyor. BM Güvenlik Konseyi'ne geçici üyeliğimizle ilgili oylamada Afrika ülkelerinin arkamızda durduğunu da hatırlatmak isterim. Afrika mazlum Afrika ama reelpolitikte artık mazlum Afrika yok. Fırsatlar cenneti olan Afrika var. Afrika ayağındaki prangaları kırıyor. Kara kıtanın kara bahtlı insanları makus talihlerini yeniyorlar. Yavaş yavaş da olsa bir gerçek var ki o da, “Siyah Dev” uyanıyor. Afrika'ya artık başka bir gözle bakmak gerekiyor.
Cumhurbaşkanı Afrika ülkelerindeki konuşmalarında iki noktanın üzerinde duruyor.
“Birleşmiş Milletler az sayıda ülkenin çıkarlarına hizmet ediyor. Dünya 5 ülkenin iki dudağı arasında. Ama dünya 5'ten büyük”
“DEAŞ ve Boko Haram gibi kandan beslenen karanlık yapılar, Afrika'da bir arada yaşama duygusunu tahribe çalışıyorlar”
Fildişi'nde ve Gana'da değil ama Nijerya'da Boko Haram etkisini hissediyorsunuz. Nijerya'nın başkenti Abuja'ya gece yarısı indik. Diğer ülkelere göre güvenlik önlemleri artırılmıştı. Sadece Nijerya tarafında değil, Türk koruma sayısında da dikkat çekici bir artış söz konusuydu. Yine yerel danslar yapan bir grubun müzik gösterisiyle karşılandık. Afrika değişiyor. Daha önce sadece yerel giysiler giyen gruplar dans ederdi, şimdi onu ikiye ayırmışlar, yerel ile moderni birleştirmeye çalışmışlar.
Havaalanı şehirden uzak. O yüzden otele ulaşmamız biraz zaman aldı. Bir işimiz olmadığı takdirde gece dışarıya çıkmayı tavsiye etmediler. Gana'da o kadar yorucu bir gün geçirmiştik ki, kimsenin dışarı çıkacak hali yoktu. Boko Haram örgütü ülkenin Kuzey doğusunda etkili. Başkentte 2 yıl önce bir eylem yapmışlar. Gariban bir seyyar satıcı ölmüş. O nedenle halk tepki gösteriyor. Nijerya'ya kadar gelmişken Boko Haram'ın kaçırdığı kızlar konusuna eğilmedim değil. 2 yıl olmuş ve ilk başta kurtarılanlar dışında bir haber yok. İslam denilince akla DEAŞ ve Boko Haram gelmemeli. O nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın net ve kararlı duruşu önemliydi.
Bu arada Gana'dan ayrılmadan önce bir sorunun cevabını araştırdım. Cumhurbaşkanı'nın törenle karşılanması sırasında bir karışıklık yaşanmıştı. Protokol görevlilerine sordum, herhangi bir art niyet görmediklerini söylediler. Tamamen “sakarlıktan” kaynaklı bir durum yaşanmış. Protokol kazasına rağmen görüşmelerden memnun ayrıldı Türk ekibi.
Enerji Bakanı Berat Albayrak geziye Gana'da dahil oldu. Nijerya bölümünde yer aldı. Her iki ülkede de önemli anlaşmalara imza attı. Gana Devlet Başkanı'nın Gana'ya bir rafineri kurun, Afrika bölgesinden alacağınız petrolü burada işleyin. Bize de satın diye bir teklifi olduğu geldi kulağıma. Bu ülkelerde petrolü çıkarıyor ama işleyecek rafineri sistemlerine sahip değil. Berat Bey'le uçakta selamlaşıp hal-hatır sorduk ama bunu soracak ortam yoktu. Dost sohbetinin arasına haberi sokmak istemedim. Ama kulağa hoş gelen bir teklif.
Gana'dan son izlenimlerimi paylaşıp Nijerya'ya geçmek istiyorum. Gana'dan ayrılmadan önce Okyanus'un kenarına indik. Devlet Başkanının konuklarının ağırlandığı bir tatil merkeziydi. Hemen bizim Antalya Belek'tekiler aklınıza gelmesin. Onun yanında ancak üç yıldızlı otel muamelesini görür. Bizim tatil merkezlerimiz dünyaya parmak ısırtıyor. Obama bile G20 zirvesi için geldiği Antalya'ya hayran kalmış, “bir tatil planı yapmak lazım” demişti. Obama tatile gelse gelse artık eski Başkan olarak gelir. Böylece Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile golf oynayacak zamanı bulur.
Antalya'dan Gana'ya dönmek biraz zor olacak ama okyanusun kenarına inmeye çalışıyorduk. Eski kayıklar duruyordu. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül gibi bir kayık fotoğrafı çektirmeye özenmiştik. Bir anda bulutlar toplanmaya, hava karışmaya başladı. Aniden bir yağmur bastırdı. Palmiye ağaçlarının dalları dans eden yerliler gibi bir o yana bir bu yana yatarken adam akıllı bir yağmur yağdı. Yağmur yağarken Ganalılar mutluydu. Merak edip sordum. Tozlu günler dedikleri 45 günlük sürenin bittiğinin işaretiymiş yağan yağmur.
Bir de ilginç bir müzeyi gezdik. Müzenin girişinde renkli bir ahtapot maketi duruyor. İçeri giriyorsunuz sizi devasa bir spor ayakkabısının maketi karşılıyor. Birebir benzetmişler. Eski model “Bedfort” marka bir otomobil yapmışlar. Onun hemen yanı başında bir ev maketi, müzenin giriş kapısının sağında ve solunda ise birer adet renkli akvaryum balığı, salonun en görkemli yerlerinden birini ise kaplan maketine ayırmışlar. Buranın kralı benim diyor. Dev maketlerin üstlerinde bir kapak dikkatimi çekti. Hani kapağı açıp içine giresi geliyor insanın. Aman o kapağı açıp içlerine girmeye acele etmeyin. Çünkü bir girince artık çıkamıyorsunuz. Bunlar birer maket tabut. Zaten müzenin kapısında, “Omanya Hause” yazıyor. Burası bir maket tabut müzesi. Gana'da isteyen tabi biraz da parası olan sevdiği bir figürün maketinden yapılmış bir tabutla gömülebiliyor. O yüzden acele etmeyin dedim.
Afrika'da Türkiye'deki tartışmalardan uzak bir kaç gün geçirdik. Ama dönüş yolunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'la sıkı bir soru cevap yapacağız, size söz Anayasa Mahkemesi meselesini unutmayacağız ve sıcağı sıcağına size aktarmaya devam edeceğiz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.