Brüksel'den ardı ardına patlama haberleri gelirken biz Meclis'teydik.
İktidar kulisinin tam girişinde Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ile karşılaştım.
“Nasılsınız” diye sorunca, Sağlık Bakanı,
karşılığını verdi.
Başbakan Davutoğlu'nun Meclise giriş yapması bekleniyordu. Protokol kapısına doğru yürüdük.
Her zaman yüzünden gülümseme eksik olmayan AB Bakanı Volkan Bozkır'ın yüzü asık, canı sıkkındı.
dedik.
dedi. Teröre karşı uluslararası işbirliğinin altını çizdi. Konuşma haliyle Brüksel'in merkezinde açılan PKK çadırına geldi. Volkan Bozkır,
deme gereği duydu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile karşılaşınca hemen Brüksel'deki saldırıyı sorduk.
dediğini anlattı. Çavuşoğlu, Brüksel'in merkezine açılan PKK çadırı için Belçikalı meslektaşıyla görüşmüştü. Belçikalı meslektaşına,
dediğini söyledi.
PKK, Ankara'da 1 ay arayla iki canlı bomba eylemi gerçekleştirdi. Sivil insanlar feci bir şekilde hayatını kaybetti. Belçika hükümeti ise 17 Şubat'ta Merasim Sokak'ta, 13 Mart'ta Kızılay'da canlı bomba eylemlerini düzenleyen PKK'yı ödüllendirircesine, Türkiye-AB toplantılarının yapıldığı binanın karşısında çadır kurmalarına izin verdi. DEAŞ, Brüksel'de saldırınca,
sözü dillerden düşmedi.
Dünya ciddi bir terör dalgası ile karşı karşıya. “Terör silsilesi” bir Paris'ten vuruyor, bir Ankara'dan. Daha İstanbul'un yaraları sarılmadan bu kez Brüksel'den vuruyor. Dünyanın terör fay hattı kırıldı. Paris, Ankara, Brüksel, İstanbul saldırıları bu zincirin bir halkası. Küresel bir terör tehdidi ile karşı karşıyayız. İnsanlığın küresel işbirliğine ihtiyacı var.
Paris saldırılarından bir müddet sonra Brüksel'deydik. Şehir merkezinde zırhlı araçlarla, eli silahlı askerler nöbet tutuyordu. Otellerin içinde, sinema salonlarının, alışveriş merkezlerinin kapısında askerler devriye geziyordu. Saldırı Paris'te olmuş, ama Brüksel de teyakkuza geçmişti.
denilmişti. Paris saldırganı Salah Abdeslam sonunda yakalandı. Ancak Paris saldırganının yakalanmasından 4 gün sonra DEAŞ, Brüksel'e çok ağır bir terör saldırısı gerçekleştirdi.
Brüksel saldırısında iki ihtimal üzerinde duruluyor.
Her ikisi de olsa netice itibariyle sonuç değişmiyor. Adı ha DEAŞ olmuş, ha PKK. Yeri ha Ankara olmuş ha Brüksel ya da Paris. Sonuç itibariyle küresel terör, insanlığı vurdu. Bu terörün sorumlusu kim? Suriye, terör örgütlerinin laboratuvarı olmaya devam ettikçe insanlık tehdit altında demektir. Türkiye, Suriye'deki iç savaşın sona ermesi için hava operasyonuysa hava operasyonu, kara harekatıysa kara harekatı, tampon bölgeyse tampon bölge, güvenli bölgeyse güvenli bölge önerdi. Brüksel'in, Paris'in, İstanbul'un güvenliğinin Suriye'den başladığı gerçeği kabullenilmedi. Sonuç ortada.
DEAŞ diye bir örgüt yoktu. Amerikan işgalinden sonra üretildi DEAŞ. İngiliz anahtarı gibi her kapıyı açıyor, her canı yakıyor. Suriye'deki DEAŞ'ın yüzde 85'i yabancılardan oluşuyor. DEAŞ'a batıdan en fazla katılım Belçika'dan. Fransa ve İngiltere bile çok gerilerden geliyor. Batılı ülkelerin vatandaşı olan DEAŞ militanları, Suriye'deki eğitimin ardından Batıya dönmeye başladılar. Ama DEAŞ'la bağlantıları sürüyor. Paris ve Brüksel'deki terör saldırılarını bunlar gerçekleştirdi.
Batı dünyasının kalbinden vurulduğu, Brüksel'de DEAŞ şokunun yaşandığı bir sırada ilginç bir şey yaşandı. Biri çıktı ve bu olayların failini ilan etti.
Bu söz sizce kime ait olabilir?
A-Putin
B-Sarkozy
C-Le Pen
Hayır yanıldınız? Bu açıklama CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na ait. Kılıçdaroğlu, siyasi hayatının en yanlış konuşmalarından birini Brüksel saldırısı üzerine yaptı. AK Parti'yi eleştireceğim diye, Türkiye'yi DEAŞ terörünün müsebbibi olarak ilan etti. Bir anamuhalefet partisinin lideri Türkiye'ye bu kötülüğü nasıl yapar? Hele bu kişi Atatürk'ün koltuğunda oturuyorsa…
Kemal Bey'in ilgisini çeker mi bilmem ama Brüksel'deki terör saldırısından sonra Türk makamlarına ilginç iki çağrı ulaştı.
Biri İsveç'ten.
İsveç vatandaşı olan Muhammed Qadar, Yasmin Said Ahmed ve Amin Gazeli'yi 5 Mayıs'ta yakalayıp, ülkelerine iade etmişiz.
3 ay geçmiş. Bu kez aynı üç kişiyi Kos adasından giriş yaparken yakalayıp, ülkelerine tekrar iade etmişiz.
Brüksel'de patlama olunca İsveç dün bize bu üç vatandaşının nerede olduğunu sordu.
Bir örnek de Norveç'ten.
Mamed O. isimli Norveç vatandaşını DEAŞ'a giderken, Sabiha Gökçen Havaalanında, hem de silahla yakalamış ve iade etmişiz.
Norveç ne yapmış? Serbest bırakmış.
Dün Norveç bize, Mamed O. ne oldu diye sordu?
Batı bu kadar ilgisizken faturayı Türkiye'ye kesmek niye?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.