Dijital ekonominin küresel büyüklüğü 11,5 trilyon dolar civarında ve bu rakam hızla artıyor. Dünya Ekonomik Forumu’na göre, 2030 yılına kadar küresel GSYİH’nın %30’u yapay zeka ve dijital teknolojilerden kaynaklanacak. Bu, trilyonlarca dolarlık bir ekonomik büyüme anlamına geliyor. İsviçre 12 yıldır üst üste AR-GE harcamalarında birinci sırada, inovasyonda tüm dünyaya örnek oluyor. Almanya , “Endüstri 4.0” kavramını dünya literatürüne kazandırarak üretim süreçlerinde dijital dönüşümü hızlandırdı.
Dijital ekonominin küresel büyüklüğü 11,5 trilyon dolar civarında ve bu rakam hızla artıyor.
Bu, trilyonlarca dolarlık bir ekonomik büyüme anlamına geliyor.
Geçen sene küresel yapay zeka anlaşmalarının neredeyse yarısı ABD’de gerçekleşti.
Silikon Vadisi’nde önümüzdeki on yıl içinde 1 trilyon dolarlık bir yapay zeka kümelenmesi oluşturuluyor.
Avrupa, inovasyon yarışında ABD ve Asya’nın gerisinde kalıyor gibi görünse de özellikle yeşil enerji ve sürdürülebilirlik alanlarında liderliği elinde tutuyor.
2000’lerin başında çoğunlukla bir “üretim merkezi” olarak tanınan Çin, şu anda teknoloji ve inovasyonun öncüsü haline geldi.
Toplam 1,5 milyon patent başvurusu ile dünya çapında lider oldu.
Ayrıca, yapay zeka, biyoteknoloji ve yenilenebilir enerji gibi kilit alanlarda da devasa yatırımlar yapıyor.
**
Bu yukarıda sıraladığımız ekonomisi zengin ülkeler aynı zamanda dünyanın bütün kaynaklarını kirletenler.
Hava su ve doğal kaynakları hoyratça kullanarak iklimi bozuyorlar.
Büyüyorlar ama büyürken insan haklarına hayvan haklarına doğadaki canlıların haklarını yiyerek büyüyorlar.
Dolayısıyla bunlar büyümede örnek gösterilecek, özenilecek ülkeler değil.
Bugüne kadar hep bunların arkalarından koştuk.
Onları yakalayamadığımız gibi kendi yürüyüşümüzü de unuttuk.
Dijitalleşen yeni dünya düzeninde yerimizin neresi olacağından çok bu düzene nasıl gideceğimiz önemli.
Taklitçi bir kafayla mı, kendi üstüne yakışan üretken bir kafayla mı?
Yeni dünyadaki yerimizi biz mi belirleyeceğiz, onlar mı?
Arkadan mı gideceğiz, yol mu açacağız?
**
Bilim ve teknoloji üretemeyen ekonomilerin güçlü olması ve dünyada ön sıralarda yer alması mümkün değil.
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanının dikkat çektiği gibi inovasyon, topluluklarla, iş birlikleriyle ve çeşitlilikle beslenir.
Bunun için eğitim sisteminin, toplumsal yapının ve iş gücü dinamiklerinin inovasyonla uyumlu hale getirilmesi gerekiyor.
**
Bu noktada Türkiye İhracatçılar Meclisi TİM’in genç yetenekleri iş dünyası ile buluşturmak gibi güzel projesinden de bahsetmek lazım.
5 üniversiteden 17 öğrenci inovasyon ekosistemini geliştirmek adına yeni fikirlerini anlatma fırsatı buldular.
Umarız model yaygınlaşır.
