Uzay Kimya, Türkiye'de bulaşık makinesinin yeni kullanılmaya başlandığı yıllarda, ilk bulaşık makinesi deterjanını üretti. Bir mutfakta başlayan üretim macerası bugün son teknoloji ile üretim yapan fabrikasında devam ediyor
Yüksek kimya mühendisi Sevda ARIKAN Türkiye'deki temizlik maddeleri sektörünün önde gelen şirketlerinin ikisinde 15 yıl boyunca teknik müdür olarak çalıştıktan sonra 1983 yılında kendi firmasını kurdu. Şirketin kuruluşundaki ana hedefi o tarihlerde Türkiye'de bulunmayan ancak tüketicinin yaşam standardını yükseltecek özel ürünler üretmekti. Türkiye'de ilk olarak bulaşık makine deterjanını, mobilya cilasını, halı şampuanını üretmeye başladı. Bu sektördeki 15 yıllık tecrübesi ile geliştirdiği ürünler piyasada beğeni kazandı. Uzay Kimya 1997 yılında bugünkü fabrikaya taşınılarak üretim teknolojisini bu konudaki en modern makinelerle yeniledi. Zaman içinde Türkiye'ye gelen uluslararası markalarla rekabet eder duruma geldi. Arıkan'la yaptığımız sohbetin ayrıntıları şöyle:
Bu işe başladığında amacım, Türkiye'de bulunmayan ve gelecekte tüketicinin yaşam standardını yükseltecek ürünleri üretmekti. Türkiye'de bulaşık makinesinin yeni kullanılmaya başlandığı o yıllarda, bulaşık makinesi deterjanı ürettim. Mobilya cilası ve halı şampuanı gibi ürünleri de ilk üretenler arasında yer aldık. Türkiye'de tüketicinin neye ihtiyacı olduğunu araştıran biriyim. Bu felsefe ile ilk bulaşık makinesi deterjanını, ilk mobilya cilasını, ilk çamaşır beyazlatıcısını, ilk halı şampuanını Uzay ve Giz markasıyla üreterek pazara sunduk. "Benzer işler" yapmaktan hoşlanmam. 'Yeni ne yapılabilir? Pazarda olmayan ne var?' soruları üzerinde durup, insanların ihtiyaçlarını düşündüm. Birilerinin henüz yapmadığı bir şeyi yapmak istedim hep. Öncelikle şunu da söylemek isterim: Bizde her konuda yabancı marka hayranlığı var ve bu bize pahalıya patlıyor. Yerli malına güvenmek ve bilinçli tüketici olmak önemli.
Ben ilk önce bu sektörde mühendis ve yönetici olarak çalıştım. Deva Holding'de sonra Başer Kimya'da da bir süre çalıştıktan sonra emekli oldum. Ancak o güne kadar edindiğim bilgi ve deneyimi değerlendirmek amacındaydım. Tabiî ki "yapamaz" diyen olmuştur ama ben kararlıydım. Mutfağımda başladığım işi, sonra kendi kiraladığım bir işyerine taşıdım. Başarıya ulaşmak için hep daha çok daha çok çalışmak gerektiğine inandım. Daha çok çalışıp daha az hata yapınca da önünüz açılıyor. Hep daha fazla çaba gösterdim.
AR-GE çalışmalarımızı yürütürken özellikle yabancı hammadde üreticisi firmalarla iyi ve yakın ilişkilerimiz sayesinde yurtdışındaki son gelişmeleri takip edebilme ve uygulama denemeleri yapma şansına sahip oluyoruz. Dünyada pazara çıkan yeni ürünleri çok yakından takip edip Türkiye'de uygulama sansını araştırıyoruz. Bunlara ek olarak geniş kapsamlı anketler yaparak, numuneler dağıtıyor, tüketici ihtiyaç, görüş ve önerilerini topluyoruz.
Biz bir aile şirketiyiz. Bugünün dünyasında tek avantaj bilgi paylaşımı. Koşulsuz olarak gereken şey: Durmaksızın gelişmelisiniz.
Bizim çalışanlarımızla çok iyi diyalogumuz var. Dünya Gazetesi'nin 2003 yılındaki İş Hayatındaki Başarılı Kadınlar Yarışması'nda "En İyi işveren Kadın" kategorisinde birinci seçildim. İş hayatında ekip ruhu ile çalışma tarzını benimsiyorum. Biz her konuda böyleyiz. Öneri toplantıları düzenleriz. Herkesin söz hakkı var şirkette. İyi önerileri de ödüllendiririz. İlerleme de böyle olur. Her bayinin bir katkısı var. Memur, işçi, bekçi veya müdür kim olursa olsun bir ürünü ilk olarak karıştırandan, doldurandan, kapağını kapatandan, formülünü hazırlayana, sevk eden şoföre kadar bu bilinçle hareket ediyoruz.
Bugünün dünyasında bilgiye ulaşımın kolaylığı en önemli avantaj. Durmaksızın gelişmelisiniz. 'Ben en iyiyi yapıyorum' diyerek oturduğunuz zaman kaybediyorsunuz. Yenilikleri çok iyi takip etmeniz gerekiyor. Takım çalışmasına inanmalısınız. Toplam kalite için de bekçiden genel müdüre, sekreterden yöneticiye herkesin katılımı gerekir. Gençlerin yaratıcılığından ve fikirlerinden de yaralanmak gerekiyor. Amerika'nın bugün burada olmasının en büyük nedeni özgür düşünceye imkan vermesi. Bir de 'Niçin olmaz?'a odaklanmayalım, 'Nasıl olur?'a odaklanalım. Buna vakit ayırırsak muhakkak bir çıkış noktası bulur ve başarıya ulaşırız.