Başbakan Erdoğan, "Rauf Denktaş ile ilgili herhangi bir şey söylemeyeceğim. Yaşına saygı gösteriyorum. Ama Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin Başbakanıyla ilgili, ekibiyle ilgili yakıştırmalarını hoş bulmuyorum" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki (KKTC) gelişmelerle ilgili "Ben sayın Rauf Denktaş ile ilgili herhangi bir şey söylemeyeceğim. Yaşına saygı gösteriyorum. Ama Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin başbakanıyla, ekibiyle ilgili yakıştırmalarını hoş bulmuyorum" dedi.
Başbakan Erdoğan, Rize'nin Çaykent beldesinde Karali Çay Fabrikasının dinlenme alanında gazetecilerin çeşitli konulardaki sorularını yanıtladı.
Erdoğan, "Kıbrıs'ta iktidar değişikliği oldu. Denktaş ailesi, partinize yönelik ağır suçlamalarda bulundu. Bu konuda bir değerlendirme yapar mısınız?" sorusunu yanıtlarken, şunları kaydetti:
"Bu konuda dış ilişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcımız gerekli açıklamayı yaptı. Ben Sayın Rauf Denktaş ile ilgili herhangi bir şey söylemeyeceğim. Yaşına saygı gösteriyorum. Ama Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin Başbakanıyla ilgili, ekibiyle ilgili yakıştırmalarını hoş bulmuyorum.
Defaatle bunları yaptı ve içerde bazı sıkıntılara neden olabilecek açıklamaları devamlı yaptı. Bunları söylemeye devam edeceğini de zaten defaatle söylüyor.
Bilerek de konuşuyor, bilmeyerek de. . . Yaşına, başına saygı gösterdiğimizden dolayı bu konuda tartışmaların içerisine girmek istemiyoruz.
Şu anda hükümetteki yeni gelişmelerle alakalı konu, bu, bunların kendi iç sorunu. Ortağıyla anlaşmış olsa zaten kalkıp da niçin CTP ortağından ayrılsın. Uyum içerisinde olmuş olsalar ayrılmazdı. Bu bütün demokrasilerde olan bir hadise. Kaldı ki Türkiye olarak niçin sıkıntısız yürüyen bir yerde sıkıntı meydana gelmesini isteyelim. Kıbrıs bizim için en hassas bir olay.
Kaldı ki biz göreve geldiğimizden bu yana 3,5-4 yıldır gerek Sayın Rauf Denktaş ile gerek oğul Serdar Denktaş ile gerek Mehmet Ali Talat beyin başbakanlığı dönemi, daha sonra Ferdi beyin başbakanlığı döneminde hep bir araya geldik. AB süreci olsun, referandum öncesi bu süreçlerle ilgili onlarla gayet uyumlu çalışmaları beraberce yaptık.
Tüm bu uyumlu çalışmalar döneminde biz herhangi bir sıkıntı ilan etmedik, ifade etmedik. Her şey uyumluydu. Şimdi burada hükümet bozulunca bunun faturasını kalkıp Türkiye Cumhuriyeti hükümetine kesmek çok çirkindir, ahlaki sınırların dışında bir şeydir.
Bizim bu konularla ilgili bugüne kadar cevap vermeyişimiz sadece Kıbrıs'taki bütün gelişmelere yönelik attığımız olumlu adımlara gölge düşürmemek içindir. Bundan sonraki süreçte de ben buna burada nokta koyuyorum. Arkadaşlarımı da konuşturtmayacağım. Sorun Kuzey Kıbrıs'ın kendi iç sorunudur.
Bize düşen bir şey olduğu zaman biz bugüne kadar hep gerekli desteklerimizi verdik. Cumhuriyet tarihinde verilmemiş maddi ve manevi desteği verdik. Her zaman veriyoruz ve KKTC'ye dünyada bizim dönemimizde kazandırılan diplomatik itibar hiçbir dönem kazandırmamıştır. Bizim hükümetimiz bunu kazandırmıştır.
Bakın Pakistan Cumhurbaşkanı kalkmıştır resmi olarak davet etmiştir. Bu ilktir. Diğer yandan gerek İslam dünyası, gerek İslam dünyası dışında çeşitli diplomatik, ticari, sınai bütün yatırımcılar Kuzey Kıbrıs'a gelmeye başlamıştır. "
KKTC ile ilgili atılan ve çok önemsediği diğer bir adımın, İslam Konferansı Örgütüne "bir cemaat, topluluk" sıfatıyla kabul edilirken, KKTC'nin şimdi Annan Planı'ndaki adıyla "Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak gözlemci üye sıfatını" kazandığını kaydeden Başbakan Erdoğan, "Bunlar bu dönemde yapılmış olan lobilerle, görüşmelerle elde edilmiş olan imkanlardır. Bu hükümet daha ne yapacak?" dedi.