Devlet Bakanı Tüzmen "Türkiye'nin ihracatçı ülke haline gelmesi lazım. Biz asker bir milletiz, şu anda dış ticaret askerlerini yetiştirmeye çalışıyoruz" dedi.
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, yıl sonunda 123 milyar dolarlık ithalat, 83 milyar dolarlık ihracat ve 40 milyar dolarlık dış ticaret açığı verilmesinin beklendiğini bildirdi.
Tüzmen, Çin'e yapılacak ve 23 Eylül'e kadar sürecek ticaret gezisi öncesinde düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Cari açıkla ilgili soru üzerine Bakan Tüzmen, dış ticaret açığının, cari açığı tetikleyen bir unsur olduğunu kaydetti. Yıl sonu beklentileri hakkında bilgi veren Tüzmen, şu anda kurun tekrar aşağı inmeye başladığını ve bu durumun beklenen rakamları değiştirebileceğini söyledi.
Kuvvetli para biriminin "enflasyonun aşağı doğru çekilmesi, iç piyasadaki para sirkülasyonun azalmasında" en önemli etkenlerden biri olduğuna, ancak cari açığı da tetikleyen en önemli unsurlardan biri olduğuna dikkati çeken Tüzmen, "Diğer gelişmekte olan ülkeler ne yapıyorsa ona paralel bir politika izlenmesi lazım" dedi.
Türkiye'nin İhracata Dayalı Kalkınma Modelini benimsediğini hatırlatan Tüzmen, "Bu model benimsendiyse, gereklerinin de yerine getirilmesi lazım" diye konuştu.
Dış ticaretle ilgili önlemlere ilişkin soru üzerine Bakan Tüzmen, ihracatın yüzde 1'nin ihracatçıya destek verilmesini önerdiklerini ve bunun takipçisi olacaklarını kaydetti ve şöyle devam etti:
"Türkiye'nin ihracatçı ülke haline gelmesi lazım. Biz asker bir milletiz, şu anda dış ticaret askerlerini yetiştirmeye çalışıyoruz. Dünya artık dış ticaret askeri yetiştiriyor. Biz de bunu yapmaya çalışıyoruz. Türkiye'in akıllı ithalat yapması lazım. "
Tüzmen, "Türkiye yeni bir dalgaya hazırlıklı mı" şeklindeki soruya karşılık, "Hazırlıklıyız, Türkiye'den en iyi kriz yöneticisi yetişti. O sıkıntı yok, Türkiye o şokları rahat atlattı. Türkiye'nin artık gerçekten kamu kurum kuruluşları olsun, özel sektör kuruluşları olsun, çok sağlıklı analizler yapabilip, geleceğe göre kendilerini önceden çok iyi şekilde ayarlayabiliyorlar. Ben bunu gördüm" yanıtını verdi.
İhracatın arttırılması için, dağıtım kanallarının, zincirlerin ele geçirilmesi gerektiğine işaret eden Tüzmen, şöyle konuştu:
"Belli bir tüketici kitlesi var, o tüketici kitlesi aynı yerlerden alışveriş yapıyor, çeşitli mağaza zincirlerinden alışveriş yapıyor. Sadece markaya bakıyor, nerde üretildiği önemli değil. Bu zinciri aldığınızda Türkiye'nin malları pazarda olacak. Bunu önümüzdeki dönemde iyi işlememiz lazım.
Nihai tüketiciye ulaşabilecek dağıtım kanallarını ele geçirmek için çalışmalar yapmalıyız. "
Dış yatırımlarla ilgili bir başka soru üzerine Tüzmen, ülkenin yerli para birimi çok kuvvetli ise o ülkeye portföy yatırımı girdiğini, direkt yabancı sermaye girişinin azaldığını söyledi.
Bakan Tüzmen, yerli para biriminin kuvvetli olmasının o ülkeyi direkt ithalatçı bir ülke haline getirdiğini ve böyle bir ülkeye fabrika kurup, mal satmaya çalışmanın anlamı olmadığını anlattı ve şöyle devam etti:
"Türkiye'nin durumu biraz böyle. Üretim noktasında yabancı sermayenin gelmemesinin nedenlerinden bir tanesi de pazara giriş engelinin olmaması. Bir ülkenin para birimi çok değerli değilse, malınız pahalı ise o ülkeye mal kolaylıkla satılamaz. Türkiye'de para birimi aşırı değerli, ithalat artıyor, para birimi normal değerinde veya düşük olsa, o zaman üretim tesisleri kurulabilir.
Hem yatırım, hem üretim, hem ihracat hem ithalat açısından dörtlü faktör olarak bakıldığında, normal değerinde kur hepsinin ilacı. "
Bakan Tüzmen, Çin'e yapılan ihracatla ilgili soru üzerine de, Çin'e yapılan ihracatın aslında son dönemde iki kat artış gösterdiğini ancak ihracatın yine de çok düşük olduğunu söyledi.
Türkiye'nin bütün dünyaya ihracat artışı gerçekleştirirken, Çin'e neden yeterli ihracat artışı gerçekleştiremediğinin sorulması gerektiğine işaret eden Tüzmen, bunun nedeni şöyle açıkladı:
"Biz DTÖ'ye göre AB ülkesi sayılıyoruz, Çin ise gelişmekte olan ülke statüsünde ve koruma altında. Bunun aşılması kolay değil. Tarife ve tarife dışı engelleri, ucuz iş gücü, ucuz para birimi ve diğer girdi maliyetlerinin ucuzluğu Çin'i tüm dünyanın üretim merkezi haline getiriyor.
Türkiye olarak, Çin'in Türkiye'nin nüfusunun 4-5 katı çok zengin insanı var, bizim hedefimiz bu. Yüksek gelir gruba, sofistike tüketici tercihi olan ve büyük alımlar yapan bu gruba ihracatımızı arttırma hedefimiz var. "
Bakan Tüzmen, "Çin malı kullanıp kullanmadığına" ilişkin soru üzerine ise bu konuda ülke ayrımı yapmadığını, ancak Türk malını tercih ettiğini söyledi.