Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Derneği, Mersin'in PKK'nın eline geçtiği propagandasıyla şehrin yörük köylerini İstiklal Savaşı vermeye çağırıyor. VKGB'nin Mersin temsilcisi Sezer, "Damarlarında Türk kanı akanlar mitingimize katılsınlar" diyerek köy köy dolaşıyor
Emekli albay Fikri Karadağ'ın başkanlığını yaptığı Kuvayı Milliye Derneği'nin silah üzerine ettirdiği "soyunda dönme olmayan Türk oğlu Türküm ben" şeklindeki yemininin yankıları sürerken, Karadağ'ın ayrıldığı Vatansever Kuvvetler Güçbirliği'nin de (VKGB) Mersin'deki yörük köylerinde benzer bir 'ırkçı' örgütlenmeye gittiği ve köylülere bu yönde propaganda yaptığı ortaya çıktı.
Yeni Şafak'ın ulaştığı bir video görüntüsünde, VKGB Mersin Şube Başkanı Mesut Sezer'in, Mersin'de bir yörük kahvesinde toplanan köylüleri iki kilometrelik bayrak yürüyüşüne davet ederken, "Birlik ve beraberliğimizi nasıl sağlayacağız. Az önce söylediğim gibi bütün siyasi görüşlerimizi bir kenara bırakacağız. Siyasi görüşlerimiz, dini inancımız, yaşayış tarzlarımız nasıl olursa olsun damarlarımızda Türk kanı varsa ayın 15'inde saat 11.00'de Devlet Hastanesi'nin önünde olacağız ve Türk bayrağımızı Mersin'de yürüteceğiz" diye konuşuyor.
Sezer'in, Diyarbakır'ın elden gittiğini, Mersin'in kurtuluşu için bir İstiklal Savaşı başlatılması gerektiği yönündeki sözleri ise görüntüleri izleyenleri şoke ediyor. Sezer, köylülere hitaben, "Maalesef, 'artık Diyarbakır'a bir Türk şehri diyebilir miyiz arkadaşlar? Diyebilir miyiz size soruyorum' diyor, bu sırada kahveden 'Diyemeyiz!” sesleri duyuluyor. Sezer devamla, "Mersin'e de artık diyemiyoruz değil mi? Mersin'e de diyemiyoruz. İki sene sonra Mersin'e de Türk şehri diyemeyeceksiniz. Bu bir İstiklal Savaşı'dır arkadaşlar" sözleriyle köylüleri motive etmeye çalışıyor. 26 Mart 2006'da kaydedilen görüntülerde Sezer'in hemen yanında bulunan ve bir kamu görevlisi olduğu öne sürülen kişi de Mersin'de sadece Kürtlerin işe alındığını, işe başvuran Türklerin ise geri çevrildiğini iddia ederek şu çağrıda bulunuyor:
"Bayrakla, milletle ve devletle sorunu olmayan kimseyle sorunumuz yok. Ama sen Mersinliysen arkadaş, bu pastadan önce senin yemen lazım. Sen dururken efendim, bana Harranlı'yı gösteriyor. Koskoca Mersin'in, 60-70 tane 80 tane mektep sahibi Mersin'in, Aydıncık'ıyla, Mut'uyla, Anamur'uyla, Tarsus'uyla, Bozyaka'sıyla, Çamlıyayla'sıyla tüm bu ilin insanları dururken, benim insanlarım dururken, Harranlı derneğini gözetiyorlar. Adam 'Harranlı derneğine git' diyor. Dernek başkanı ne diyor? 'Arkadaşım sen geç kaldın.' Bu nasıl olur.”
Görevli konuşmasını şöyle sürdürüyor: "Bundan sonra herhangi bir seçim esnasında, siyasi partiler gelip bizi yönlendiremeyecekler. Bu siyasilari, artık hangisi olursa olsun biz yönlendireceğiz arkadaşlar. Titreyip kendimize gelmemiz lazım. Bakın Nisan'ın 15'inde bu bayrak yürüyüşünü yaptığımız zaman arkadaşlar, karşımızda herhangi birşeyler yapan, yapmaya çalışan insanlar, 'Allah Allah bu adamlar ne yapıyor? Bu adamlar neden böyle çıktı?' deyip kendi kabuklarına çekilmek zorunda kalacaklar. Çünkü arkadaşlar dini bütün, vicdanı bütün, Türk milletinin has evlatları, karşılarındaki çok affederseniz düzensiz, çapulcu grubundan daha fazla cesaretli, en az onlar kadar cesaretli olmak zorunda."
Konuşmalardan sonra VKGB Mersin Şube Başkanı Mesut Sezer, stadyumda 30 bin kişinin katılacağı bir konser planlandığını, derneğin Türkmen ve Yörük çocuklarının birlik ve beraberliğini sağlamak için de konferans ve paneller düzenleyeceğini söylüyor. Köylülerden, bu programlardan haberdar olabilmeleri için görevlilere cep telefonu numalarını vermelerini ve VKGB'ye üye olmalarını istiyor.
Genel Başkanlığını eski MHP'li Taner Ünal'ın yaptığı Vatansever Kuvvetler Güç Birliği (VKGB) Danıştay saldırısının tetikçisi Alparslan Arslan'ın üzerinde bu dernek yöneticisine ait bir kartvizitin çıkmasıyla gündeme geldi. Tezlerini İsmet İnönü'nün karşı devrimci olduğu ve Türkleri yönetimden uzaklaştırdığı, PKK'nın Türkiye'yi işgal edeceği üzerine kuran VKGB'nin amacı ise 'gerçek Türkleri' ekonomi, bürokrasi ve siyasetten etkin hale getirmek. Dernek daha önce Mersin gibi yapısı nedeniyle 'hassas' olarak nitelendirilen çeşitli şehirlerde 'bayrak yürüyüşleri' ve 'Türk askerine saygı mitingleri' yaptı. Mersin'deki "Bayrağa Saygı Yürüyüşü"nün ardından zafer işareti yaptığı ileri sürülen bir genç kız, yürüyüşe katılanlar tarafından linç edilmek istendi.