Çocuk istismarını önlemek

Prof. Dr. Oğuz Polat
00:0028/12/2006, Perşembe
G: 27/12/2006, Çarşamba
Yeni Şafak
Çocuk istismarını önlemek
Çocuk istismarını önlemek

Son haftalara damgasını vuran çocuk pornosu tartışmalarına Tünceli'de Yatılı İlköğretim Bölge Okulunda ortaya çıkan taciz haberleri eklendi. Kısaca durum vahim ve bir an önce tedbir alınmalı

Birleşmiş Milletler'in Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi (1989) (ÇHS), dünyada hemen hemen tüm ülkeler tarafından kabul görmüş, 0-18 yaş grubunun haklarını tarifleyen, uygulanması için ilkeler belirleyen temel kaynaktır. Türkiye ÇHS'ni imzalayan ilk devletler arasındadır. ÇHS'nin iç hukukumuzda tanınması ise ancak 09 Aralık 1994 tarihinde Meclis'in onaylamasıyla mümkün olabilmiştir.

Türkiye, ÇHS'nin Çocuk Satışı, Çocuk Fuhuşu ve Çocuk Pornografisi Ek Protokolüne'de (2001 de kabul edilmiş) imzacı olmuştur. Ancak, ÇHS'nin ve Ek Protokol'ün imzalanmasından ve Meclis'de onaylanmasından itibaren geçen sürede özellikle medeni kanun, iş kanunu ve ceza kanununda yapılan değişikliklerin yeterli olmadığı, özel koruma tedbirlerine ihtiyaç duyan çocuklar konusunda gerekli tedbirlerin alınamadığı ve mevcut kanunların yürütülmesinde, uygulamada başarılı olunamadığı gözlenmektedir.

ÇOCUK PORNOSU

İçişleri Bakanı 500 çocuğun porno tuzağında çetelerin elinde olduğunu belirtti. Ama bu çocukların tespit edildiğini ve kurtarılma operasyonlarının sürdüğünü eklemedi. Yani sadece durum tespiti yapılması düşündürücüdür.

Oysa Çocuk pornusu ve çocuk fuhuşunun 1960'lardan sonra özellikle artış gösterdiği görülmektedir. Çocuk seks turizminde yedi kat artış olduğu bildirilmektedir. 2005 yılı verilerine göre; dünyada 24 ülkede seks turizmi olanca hızıyla sürmektedir.

Seks turizminde kullanılan çocuklar en fazla 8-18 yaş arasındadır. Tayvan, Filipinler, Tayland, Vietnam, Kamboçya, Endonezya, Rusya, Romanya, Polonya, çocuklarını pazarlayan ülkeler arasında ilk sıralarda yer almaktadır. 1998'de Endonezya, Malezya, Filipinler ve Tayland'ın turizm gelirlerinin yüzde 2 ile 14'ünü bu sektörden karşıladıkları ve seks turizmi için bu ülkelere gelen erkeklerin çoğunluğunun Batı Avrupa ve Kuzey Amerika kökenli olduğu bildirilmektedir.

İnternet ortamındaki pornografiye ait veriler bugün ürkütücü boyutlara ulaşmıştır. Dünyada pornografik içerikli web site sayısı 4.2 milyon civarındadır ve bu tüm web sitelerin yüzde 12'sini oluşturmaktadır. Pornografik görüntü içeren sayfalarla ilk tanışma yaşı 11'dir. Pornografik sitelere en fazla 12-17 yaş aralığındaki çocuklar girmektedir. Arama motorlarında en çok aranan kelime "seks"tir ve günlük aramaların yüzde 25'i bu kelimeyi aramaktadır. Bilgisayardan indirilen aylık pornografik sayfa sayısı 1.5 milyondur. Son bir yılda üretilen pornografik içerikli film sayısı 11.000'dir. Her gün 2.5 milyon pornografik içerikli e-mail atılmaktadır. ABD'de pornografi endüstrisinin yüzde 7'sinin çocuk pornosuyla ilgili olduğu, tahminen 300.000 ila 600.000 arasında 16 yaşından küçük çocuğun bu amaçla kullanıldığı bildirilmektedir. İnternetle çocuk pornografisinden kazanılan yıllık paranın 3 milyon dolar civarında olduğu tahmin edilmektedir.

Aynı şekilde çeşitle zamanlarda gündeme gelen çocuk tacizleri de aynı şekilde önemli bie sosyal sorun olarak karşımızda durmaktadır. Tunceli'de YİBO'da ortaya çıkan ve insanı ürküten tablodan dersler çıkarılmalıdır.

ÖNLEM VE ÖNERİLER

İlk adım olarak mecliste Araştırma Komisyonu kurulması gerekmektedir. Çocuk fuhuşu, çocuk pornosu ve cinsel istismar konularında durum tespiti yapacak ve önlemleri ortaya koyacak geniş kapsamlı, detaylı bir çalışmayı yapacak olan meclis komisyonu çalışması gizli kalan olguyu tüm boyutlarıyla kamuoyunun gündemine taşıyacaktır.

Buna ek olarak; (1) Risk altında bulunan çocukların tespit edilmesi için ihbar hatlarının geliştirilmesi, duyurulması ve ihbar prosedürlerinde ihbar edenin kimliğinin saklı tutulması, (2) İstismarın Önlenmesi: Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin toplumda etkin şekilde duyurularak çocuk hakları üzerine bilinç oluşturmak, (3) Çocukların kendi haklarının farkına varmaları için Çocuk Hakları Eğitimleri gerçekleştirilmesi, (4) Çocukla ilgili çalışan kurumların istismara karşı sürekli denetlenmesi, (5) Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin gerekleri doğrultusunda iç hukuk kurallarının yeniden yapılandırılmasının tamamlanması ve sıklıkla uygulamanın gözlemlenmesi, (6) Risk altında olan çocukların kendi ailelerinin yanında bakımı için ailelere yaşam koşullarına uygun sosyal yardımlarda bulunulması, (7) Çocukla ilgili çalışanlara hizmet içi eğitimler verilmesi ve bu eğitimlerin belli aralıklarla tekrarlanması, (8) Çocukların sokakta çalışması/çalıştırılmasının etkin şekilde engellenmesi gibi hususlara acilen dikkat verilmesi gereklidir.

Bunların dışında alınması gerekli tedbirler şunlardır; (1) Emniyet bu konuda çalışan diğer ülke polisi ve uluslararası polisle daha yetkin ve iç içe bir çalışma geliştirmesi olayların saptanmasında daha verimliliği arttıracaktır. . Ayrıca bu konuda bilgili ve donanımlı eleman yetiştirmelidir, (2) Valiliklerin ilin yapısına uygun stratejilerle soruna etkin yaklaşımları gereklidir, (3) SHCEK'nun bu konuda model geliştirmesi ve ülkemize uygun hizmet modellerini hizmete sokması gerekmektedir. Koğuş sistemlerinden ev sistemine geçişin hızlandırılması ve paralele olarak maruz kaldığı olaya özel merkezlerin açılması gerekmektedir. (4) Sosyal Hizmet Uzmanı yetiştiren yüksek okullar açılmalıdır ve gençler bu meslek dalı hakkında bilgilendirilmelidirler/özendirilmelidirler, (5) Özellikle konusunda uzman sivil toplum kuruluşlarına denetim altında hizmet etme imkanı tanınmalıdır, (6) Kurumlar sivil toplumun denetimine açık tutulmalıdır ve şeffaf yönetim göstermelidir.

Tüm kurum ve kuruluşların ortak akıl ve işbirliği içinde çalışmasıyla bu konu gelecekte daha büyük tehdit oluşturmaktan çıkarılacak ve bugün mağdurlara ulaşılarak yardımcı olunabilecektir. Şeffaf , işbirliğinde yapılacak ortak çalışmalara özellikle bu konuda büyük gereksinim bulunmaktadır.

*Sokak Çocukları Rehabilitasyon Derneği Başkanı