Dünyaca tanınan caz sanatçımız Timuçin Şahin, yeteneğiyle yarattığı küçük ayrıntılarla, caz müziğine zenginlik katıyor. Besteleri ve doğaçlamalarıyla, ritimdeki iniş ve çıkışlarıyla dinleyicilerini soluksuz bırakan Şahin, “Sanatçının yaşadıklarıyla, gözlemledikleriyle müziğinin ayrı düşünülemeyecegi” görüşünde...
Timuçin Şahin, sıra dışı yeteneği, müzik vizyonu, birikimi ile ortaya koyduğu beste ve doğaçlamalarının yanı sıra üstün gitaristlik vasıflarıyla da dünyada adından sıkça söz ettiriyor.
Ünlü besteci ve virtüöz Timuçin Sahin, Akbank'ın 'Çağdaş Müzik Günleri” kapsamında “Timuçin Şahin Special 4 Featuring” projesini usta piyanist Dave Kikoski ve ünlü saksafoncu Mark Turner'le birlikte gerçekleştirdi.
İki gece üst üste verdiği konserlerinden önce, sanatçının yurtdışındaki yaşamı ve yaptiği çalişmalarını konuştuk..
Projenin tümüyle kendi bestelerinden oluştuğunu belirten Şahin, çok farklı müzik anlayışına ve karaktere sahip müzisyenler olan usta basçı Thomas Morgan, son yılların en gözde davulcularından Tyswan Sorey, usta piyanist Dave Kikoski ile ünlü saksafoncu Mark Turner gibi sanatçılarla ortaya çıkardıkları müziğinin renk ve doku çeşitliliğinin yanı sıra dinamik parametrelerinin genişliğine kendilerinin bile şaşırdıklarını söyledi.
Dünyada birçok kültürün etkileşim içinde olduğunu, ve araştırmacı,açık kafalı müzisyenlerin ister istemez bunlardan etkileneceğini söyleyen sanatçı kendisini etkileyen müziklerin sadece bir coğrafyaya ait olmadığını ve tek ilham kaynağının müzik olmadığını söyledi.
Müziğini çok büyük kitlelere yaymak gibi bir endişe taşımadığını belirten Şahin, “Tek kaygım insanların müzik zevklerini yukarıya çekmek ve müziği nasıl hissediyorsam onlarla paylaşmak. Dinleyici rakamları bizim gibi sanatcıların çok umrunda değildir. Müzik dinleyicisinin çok küçük bir kısmı bizleri takip eder, bu sadece Türkiye'de değil dünyada böyle..
Müzik anlayışı yukarı çıkmıs bir insan ancak bu müziğin aşığı olabilir. Müziğin yaşaması için müzik aşığı dinleyicilerin müziği yapanlardan daha önemli olduğunu düşünüyorum. Bizler zaten odun vermeden müzikle yasadığımız için en mutlu, en zengin insanlarız yeryüzünde. Türkiye'de çok az da olsa muziği anlayan, müzik aşiği bir dinleyici kitlesi var. İyi müzik onlarda hayat bulacak."