İnternette takip gücü yüksek olan TİB, Baykal'ın videosunun kaynağını bilmiyor. TSK'nın mühimmat yüklü kamyonunu ihbar eden de meçhul. Tek gerçek ikisi de ABD kaynaklı.
TİB İnternet Daire Başkanı Osman Nihat Şen , “Yurtiçinde 'içerik çıkarın' dediğimiz ama çıkarmayan site olmadı. Yurtdışındakiler de yüzde 90 oranında çıkarıyorlar. Mesela Sayın Deniz Baykal'ın olduğu iddia edilen videoyu çıkarttırmak için çok uğraştık, ama sonunda çıkardılar” diyor. “O videonun izini TİB bulamıyor mu” sorusuna da yanıt veren Şen şunları söyledi: Bütün trafiği gözetleseydik her şeyin kaynağını bulurduk. Türkiye'den bütün çıkışı bu yapıyla kurarsak videoyu kimin yüklediğini kimin aldığını bulabiliriz. Ama böyle bir sistemimiz yok.”
Radikal Gazetesi'ndeki habere göre, TİB'in savcıların talimatıyla içerik ve yer sağlayıcıdan bilgi isteyebileceğine işaret eden Şen, şöyle devam etti: “Savcılık bizden istemedi, kendisi de istemedi diye biliyorum. Talep edip bulabilir. Yer sağlayıcıdan istenebilir. IP sorulabilir ama sorulamadı. Sayın Baykal'ın görüntüsü konusunda yer sağlayıcıdan trafik alınması konusunda sorun yaşanmış olabilir. Yurtdışından yapılmışsa tespit etmemiz mümkün değil. Türkiye içerisindeki bize kayıtlı 25 bin internet kafeden ya da yasal kayıtlı kullancılardan sonuca gidilebilir.”
Baykal videosunun Türkiye'den nasıl çıktığı bilinmiyor. Ancak ilk yayınlayan sitenin ABD kaynaklı olduğu biliniyor. Türkiye ile ABD'nin bu konularda bir işbirliği anlaşması yok. Türkiye, Siber Hukuk sözleşmesini de imzalamadığı için doğrudan işbirliği yapamıyor. ABD'li yer sağlayıcıdan bu bilginin resmi yollardan alınabilmesi için Adalet Bakanlığı üzerinden talep edilmesi gerekiyor. Savcılıktan ABD'den kaynağın bulunması talebi yok.
TSK'nın mühimmatını taşıyan bir kamyon bir e-mail ile ihbar edilmiş, polis kamyonu durdurup arama yapmıştı. Savcılık Microsof'ta sordu. Microsoft IP adresi verdi. Telekom'a direkt sordular. Telekom 'Türkiye değil' yanıtını verdi. Artık bu bilginin, ABD'den istenmesi gerekiyor.
Mahkemelerden TİB'e gelen karar sayısı her yıl aritmetik olarak arttı. 2006'da mahkemelerin aldığı telefon dinleme kararı 30 binde kalırken bu rakam 2007'de 39 bine, 2008'de 42 bine ulaştı. 2009'da dinleme kararları sayısında 2008'e göre 5 bin kararlık bir düşüş yaşandı ve rakam 37 bine düştü ama 2010'un ilk yarısında bu rakam yeniden 30 bine çıktı. Savcıların acil durumlarda mahkeme kararını beklemeden istediği dinleme sayısı çok yüksek değil. 39 bin 210 kararın olduğu 2007'de 64, 42 bin 256 kararın olduğu 2008'de 539, 37 bin 708 kararın olduğu 2009'da ise 669 'acil' dinleme başlatıldı. 30 bin 387 mahkeme kararının alındığı 2010'un ilk altı ayında 569 dinleme ya da iletişimin tespiti savcı ya da istihbarat kuruluşunun talebiyle başladı.