Mesleki yasadaki açıktan faydalanan birçok “uyanık” etrafta cirit atıyor. Kimileri, koçluğu psikolog olmakla karıştırıyor. Panik atak teşhisi koyup, kendi icat ettikleri tedavilerlerle insan ruh ve bedenine, “ciddi ve kalıcı” zararlar verebilecek uygulamalara imza atıyorlar. Bunları duyunca kaçıncı yüzyılda yaşadığımız hakkında şüpheye düşüyorum. Bundan yıllar önce çözmemiz gereken basit bir konu yüzünden hala üç beş “köylü kurnazına” mesleği kötüye kullanma fırsatı veriyoruz.
Trajik ve komik
Otuz üç senedir verilen bir çaba! Bu kadar da duyarsız kalmanın cahillikten başka açıklamasının olduğunu sanmıyorum. Beni üzüp hayretlere düşüren, güya, “entelektüel ve bilim insanlarından” gelen cahilce sözler. Geçenlerde bir kadın doğum uzmanı bir hanımın sözleri beni dehşete düşürdü. Güleyim mi, ağlayayım mı, karar veremedim.
“Psikologlar hiçbir işe yaramaz” dedi. Neden böyle bir şey söylediği çok merakımı cezbetti ve sordum. Hanımefendi, vakti zamanında bir psikologa gitmiş, ve psikolog kendisini sadece dinlemiş ve bir şey söylememiş. Bende, bir doktordan bu sözleri duymuş olmanın verdiği şokla, işi dalgaya alıp, “Evet, biz işe yaramayız bir yasamız bile yok” dedim.
Azim eşittir başarı
Türk Psikologlar Derneği'nin, verdiği otuz üç yıllık çaba ile bir çok mesafe kat edildi. 1992'den başlayarak Uluslararası Psikoloji Bilimi Birliği (IUPsyS) ve 1993'den beri de Avrupa Psikoloji Birlikleri Üyesi oldu (EFPA). 2009 yılından itibaren EFPA' ya üye bir çok dernek arasından, üyesi olduğu Avrupa Psikologlar Dernekleri Federasyonu (EFPA) tarafın' dan onaylandı ve EFPA-Psikoterapi Uzmanlığı Tanınma Belgesi verme yetkisine sahip oldu.
Ve…
Olimpiyatlarda o kadar şanslı olmasak da, büyük mücadeleyi kazandık ve birçok ülke arasından, 2011 de Avrupa Psikoloji Kongresine ev sahipliği yapma şansını elde ettik! Bu şansı ülke yararına çok iyi değerlendirip, bilimsel değerlerimizle dünya ile aynı yer de yürüdüğümüzü göstermeliyiz. “Yarın için yasa” mitingine, bugün 14:00 de Abdi İpekçi Parkı'na hepiniz davetlisiniz.