TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, 'Cumhurbaşkanının görev süresini 5 yıla indiren anayasa değişikliği yapılırken, anayasaya bir geçici madde eklenmeliydi. Geçici madde ile buna bir açıklık getirilmeliydi. Bu gerçekleşmediği için bir tartışma var. Bu konuya açıklık getirmesi gereken merci yasama organıdır' dedi.
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, 'Cumhurbaşkanının görev süresini 5 yıla indiren Anayasa değişikliği yapılırken, Anayasa'ya bir geçici madde eklenmeliydi. Geçici madde ile buna bir açıklık getirilmeliydi' dedi.
Şahin, Ankara Karabüklüler Derneği'nin iftar yemeğinde gazetecilerin, Cumhurbaşkanı'nın görev süresine ilişkin sorularını yanıtladı.
Şahin, 2007'de referandumla kabul edilen, cumhurbaşkanının görev süresini 5 yıla indiren Anayasa değişikliği yapılırken, Anayasa'ya bir geçici madde eklenmesi gerektiğini ifade ederek, 'Bu bir eksiklik olmuştur. Geçici madde ile buna bir açıklık getirilmeliydi' diye konuştu.
Bu gerçekleşmediği için tartışma yaşandığını belirten Şahin, 'Bu konuya açıklık getirmesi gereken merci yasama organıdır' dedi.
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, cumhurbaşkanının görev süresini 5 yıla indiren Anayasa değişikliği yapılırken, Anayasa'ya bir geçici madde eklenmesi gerektiğini belirterek, 'Şimdi, bunu başka bir kuruma havale etmenin, 'onlar karar versin' demenin doğru olmadığı kanaatindeyim' dedi.
Şahin, Ankara Karabüklüler Derneği'nin iftar yemeğinde gazetecilerin çeşitli konulara ilişkin sorularını yanıtladı.
'Cumhurbaşkanının görev süresine ilişkin tartışmalar var. Sizin bu konudaki değerlendirmenizi alabilir miyiz' sorusu üzerine Şahin, 'Cumhurbaşkanının görev süresinin 7 yıl mı, 5 yıl mı olduğu' konusunda bir tartışma yaşandığını anımsattı.
Mehmet Ali Şahin, Cumhurbaşkanı seçildiğinde, cumhurbaşkanının görev süresinin 7 yıl olduğuna dair yasanın yürürlükte olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
'Ancak seçildikten sonra Anayasa'da değişiklik yapıldı ve 5 yıla indi. Şimdi tartışma şu: Seçildiği tarihteki Anayasa hükümlerine mi tabidir, yoksa seçimin yapılacağı tarihteki yürürlükte olan Anayasa'ya mı tabidir? Aslında referandumla kabul edilen ve cumhurbaşkanının görev süresini 5 yıla indiren Anayasa değişikliği yapılırken, Anayasa'ya bir geçici madde eklenmeliydi. Bu bir eksiklik olmuştur. Geçici madde ile buna bir açıklık getirilmeliydi. Bu gerçekleşmediği için tartışma var. Bu değişikliği yapan, milletin iradesinin tecelli ettiği TBMM'dir. Bu konuya açıklık getirmesi gereken merci de yasama organıdır. Bunu başka bir kuruma havale etmenin, 'onlar karar versin' demenin doğru olmadığı kanaatindeyim.
Şunu da soracaksınız: '5 midir, 7 midir?' Ben, 'bu sorunu Parlamento çözer' dedikten sonra, Parlamento Başkanı olarak '5 veya 7' şeklinde kanaat belirtmem doğru olmaz. TBMM Genel Kurulunda cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili tasarı veya teklif var. İlgili komisyondan geçti ve Genel Kurula indi. Bu, cumhurbaşkanlığı seçiminin nasıl yapılacağı ile ilgili bir düzenlemedir. Burada süre ile ilgili bir değişiklik yapılmasını, pek ihtimal dahilinde görmüyorum. Çünkü o bir yasadır. Konunun anayasal sorun olduğunu düşünüyorum. Yasama organı, grubu bulunan siyasi partilerimiz, konuyu, süreç yaklaştığı zaman gündeme alacaklardır. Bu sorunun muhatabı TBMM'dir.'
TBMM Başkanı Şahin, BDP'nin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır'da yapacağı konuşmaya ilişkin beklentilerinin yüksek olduğu anımsatılarak, bu konudaki görüşlerinin sorulması üzerine, referandumla ilgili siyasi partilerin açıklamaları, demeçleri konusunda Meclis Başkanı olarak bir şey diyemeyeceğini, bu siyasi tartışmaların içerisinde olamayacağını söyledi.
Şahin, 'Medyaya, Yargıtay üyelerinin kendi aralarında yaptığı konuşmalar düştü. 'Referandumdan hayır çıkması konusunda Öcalan'a da çok büyük görev düşüyor' şeklinde bir cümle de var bu konuşmalarda. Bu konuşmaları nasıl değerlendiriyorsunuz' sorusuna yanıt verirken, 'İki kişi arasında geçen bu konuşmalar nasıl temin edilmiştir? Yargı kararıyla mı temin edilmiştir, yoksa yasadışı bir dinlemenin sonucu mudur? Önce bunun açıklığa kavuşması lazım' dedi.
Şahin, her iki halde de bu konudaki konuşmaların rahatsızlık verici olduğunu belirterek, şunları söyledi:
'İddia edildiği gibi, yüksek yargı organı mensupları arasında geçen bu konuşma gerçekten böyle ise son derece düşündürücüdür ve vahimdir. Ancak bunlar sadece bir iddiadır. O bakımdan ilgili mercilerin bu konuyla ilgili inceleme yaparak... Kamuoyunun kafasında soru işaretleri var. Bu, yüksek yargı organımızı da töhmet altında bırakmaktadır. Yargı organlarımızı korumalıyız, her türlü töhmetten uzak tutmalıyız. Çünkü, adalet mülkün temelidir. Adaleti tecelli ettirecek organlar, töhmet altında olursa mülkün temeli sarsılır. O bakımdan bu konular çok hassas konulardır, uluorta konuşmamak, değerlendirme yapmamak gerekir. Bu konunun üzerine gidilerek ciddi bir açıklama yapılmalıdır. 'Doğrudur, değildir, uydurmadır, o kişilere ait değildir' denmesini tercih ederim ama gerçekten aslı varsa kabul edilemez, son derece endişe verici bir durumdur.'