Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri olan Kürt sorununu çözmek için kararlı olduklarını belirten Başbakan Erdoğan, "Bu sorunu ancak bu hükümet ve bu kadrolar çözer. Muhalefetin istismarına fırsat vermeyeceğiz. Paket uygulanarak öğrenilecek" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kürt sorununun çözümünde muhalefetin istismarına fırsat vermeyeceklerini söyledi. CHP'nin ısrarla somut paket istediğine dikkat çeken Erdoğan, “Somut paketi, konuyu bu paket üzerinden sulandırmak için istiyorlar; bekliyorlar. Ama buna fırsat vermeyeceğiz. Somut paket açıklamadan uygulamaya koyacağız” dedi.
Kürt sorununun çözümü için izlenen yol haritası hakkında AK Parti Grubu'na bilgi veren Erdoğan, “Biz uğraşıp bir noktaya getiriyoruz ama bazen bir açıklama, bir değerlendirme bütün işi mahvediyor. Bu yüzden son derece dikkat olalım. Muhalefete malzeme vermeyelim” diye konuştu.
Erdoğan, toplantıda Kürt sorununu çözümü konusunda kararlılık mesajları verdi. Erdoğan'ın, “Kürt sorununu biz çözeceğiz. Bu sorunu hem Hükümet olarak biz çözebiliriz. Hem de siyasi kadro olarak ancak biz çözebiliriz ve çözeceğiz” dediği öğrenildi. Başbakan Erdoğan, ayrıca muhalefetin, çözüm konusunda somut bir paket beklediğini ve böyle bir paketin açıklanmasını istediklerini kaydederek, “Somut paketi, konuyu bu paket üzerinden sulandırmak için istiyorlar; bekliyorlar. Ama buna fırsat vermeyeceğiz. Somut paket açıklamadan uygulamaya koyacağız. Kararlıyız, bu sorunu çözeceğiz” ifadesini kullandı.
Yürütülen çalışmalar hakkında milletvekillerinin bilgilendirileceğini de vurgulayan Erdoğan, “Yapılan çalışmalar, olgunlaştığında kitapçık olarak bastırılıp size dağıtılacak” dedi. Alınan bilgilere göre kitapçıkta, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın gazeteciler ve aydınlarla yaptığı görüşmeler başta olmak üzere değişik toplumsal kesimlerle yapılan görüşmeler ve bu toplantılarda öne çıkan görüşler yer alacak.
ABD'nin finansal ve borsa çevrelerinin gazetesi The Wall Street Journal, Nicholas Birch imzalı haberinde “Türkiye, Kürt Sorununa Son Vermeyi Amaçlıyor” derken, Başbakan Erdoğan ile DPT lideri Ahmet Türk arasındaki görüşmenin “Türkiye'nin yükselen bölgesel güç statüsünü köstekleyen 25 yıllık bir sorununa son vermeye yönelik yeni bir hamle” olarak niteledi. Gazete değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi: “Birçok analist, yeni Kürt açılımının şimdiye kadar yapılan girişimlerden nitelik olarak çok farklı olduğunu söylüyor. Merkezi Washington'da olan Carnegie Endowment adlı düşünce kuruluşunun Türk uzmanı Henry Barkey de 'İlk defa olarak Türk devlet kurumları, bu sorunu çözmek için uyum içinde çalışıyor' dedi.”
Kürt sorununun çözümüne ilişkin ilginç bir süreç yürüyor. Süreç; ne İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın, ”12 iyi adamla” yaptığı toplantı ile başladı, ne de Başbakan Erdoğan'ın DTP heyeti ile görüşmesi ile.
Hatta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ”Çok iyi şeyler olacak” açıklamasını yaptığı Mart ayı da başlangıç noktası değil.
Abdullah Gül Cumhurbaşkanı seçildikten sonra ilk ziyaretini Güneydoğu'ya yapmıştı. Van'dan başlayıp Diyarbakır'da sona eren gezide Abdullah Gül, memleketi olan Kayseri'de görebileceği bir ilgiyle karşılanmıştı.
Halkın gözlerinden kendilerine uzatılacak bir ele sımsıkı sarılma isteği okunuyordu.
Çankaya'ya çıktıktan kısa bir süre sonra Kürt sorununa kafa yoran isimlerle görüşmelerine başladı Abdullah Gül.
O sıralarda hem Gül'ün hem de Başbakan'ın başdanışmanı olan Ahmet Davutoğlu ve MİT Müsteşarı Emre Taner'in de ayrı ayrı ortaya koydukları, "yeni vizyon” da çözüm sürecine girilmesinde etkili oldu.
ABD ile yürütülen çalışmalar Irak, Suriye ve İran'ın bu konudaki yaklaşım tarzları çözüm sürecine girilmesinde itekleyici faktörler oldu.
Dağlıca Baskını terörün zirveye çıktığı noktaydı. Çözüm süreci de o tarihten itibaren başladı. Çünkü Başbakan Erdoğan kararlı olarak devreye girdi ve ABD bu kez daha sağlam bir şekilde Türkiye'nin yanındaydı.
1.5 yıl süren kapalı diplomasi yürütüldü. Davutoğlu ve Emre Taner işin perde gerisini gergef gibi işlediler. SETA Başkanı İbrahim Kalın bu süreçte önemli bir misyon üstlendi. Askerden askere ABD ile verimli bir işbirliği sergilendi.
Şimdi tartıştıklarımız bu işin dışa yansıyan tarafı. Ama işin ağırlığı hala gizli kapaklı yürütülüyor.
Gelinen nokta şu: Şimdi sosyal bir gerçek olarak kamuoyu oluşturuluyor. 3 ay kamuoyu oluşturulacak, taraflar dinlenilecek, Türkiye çözüm sürecine hazırlanacak. Ekim ayından itibaren çözüm düğmesine basılacak.
Başbakan Erdoğan, ”Devlet bu işi çözmekte kararlı” sözlerini önceki gece AK Parti grubunda söyledi.
Sağlıklı bir çözüme ulaşılabilmesi için sürecin önemine dikkat çekti başbakan. “Önemli olan bu sürecin yönetilmesi.” Uyarısını, milletvekillerine, ”Söylemlerinize dikkat edin. Bir laf edersiniz geri dönüşü mümkün olmaz ve bunu bize karşı kullanırlar” uyarısı ile sürdürdü.
Başbakan'ın son sözleri Ankara'daki havayı yansıtmaya yetiyordu.
“Ne pahasına olursa olsun devlet bu işi çözecek” dedi Başbakan.