İnsanın varlık hakikatinin etik-ontolojik, fenomenolojik, ferdi ve sosyolojik anlamının izafileşerek tamamen belirsizleşmesine yol açan, nesnelliğin (değersizliğin) biricik hakikat ve özgürlük ölçüsü olarak kabul edildiği bu süreç, şüphesiz günümüzde sanat, düşünce, ahlak ve kültür hayatımızın her alanında tecrübe ettiğimiz modern sonrası apokaliptik cinnetin sebebini teşkil ediyor. Rıdvan Şentürk'ün kaleme aldığı, 'Postmodern Kaos' bu bağlamda Antik-Yunan düşüncesinden, Galilei Galileo'ya, Kant'ın temsil ettiği Aydınlanma dönemine ve daha sonra Freud'a kadar uzanarak, günümüzde zamana hakim olan belirsizliğin etik, estetik, fenomenolojik ve ontolojik anlamını sorguluyor. Kitap bilhassa modern sonrası dönemin panoramasını çizerken, Nietzsche, Wittgenstein, Heidegger, J.F.-Lyotard, G. Deleuze, M. Foucault, J. Derrida, P. Virilio, J. Baudrillard gibi modernleşme sürecini kıyasıya eleştiren isimlerin eserlerine yöneliyor ve bu düşünürlerin öne çıkardıkları temel kavramlardan hareketle, günümüzün kaotik çehresini değerlendiren teorik bir dil alanı oluşturuyor. Şentürk kitabında “Sinemada postmodern estetik nasıl gelişti? Sinema tarihindeki postmodern temayülden hangi anlamda bahsedilebilir?” gibi soruların cevabını arıyor.