Türkçe'yi bozduğu eleştirileri yöneltilen Türk Malı dizisinin senaristi ve yönetmeni Tayfun Güneyer, “Amerikalılar ya da İngilizler dil yapısını Türkçe'deki gibi kullanamadıkları için 'durum komedisi' yapıp, basit şeyleri espri zannederler. Bizim dilimizin esnekliği ise kelimelerden kahkaha koparmayı başarabilir. Biz bu zenginliğimizi gösteriyoruz” diyor.
Tayfun Güneyer Türk Malı dizisinin hem senaristi hem de yönetmeni. Aynı zamanda Adanalı'yı da yazıyor. Televizyonda Çarli, Yılan Hikayesi, Memoli gibi en bol reytingli diziler de onun elinden çıkma! “Dahi çocuk” diye anılan Güneyer, televizyonlarda yayınlanan dizilerin Türk ailesiyle alakası olmayan ultra zengin, mutlu aileleri yansıttığını söylüyor ve “Ekranlara bakın. Adeta ABD ya da Brezilya dizilerinin tercüme çalışması gibi... Türk hikâyelerinde de bizimle alakası olmayan ultra zengin ve mutlu hayatlar Türk ailesi diye veriliyor.” diyor. Güneyer, “Türk dilini bozuyor, Türk aile yapısını aşağılıyor” eleştirilerine ise “Aile içi cinsel temalara yer verilen diziler aile yapısını bozmuyor da, hiçbir öpüşme sahnesinin olmadığı Türk Malı mı rahatsız ediyor” diyerek cevap veriyor.
İlk kez bir TV kanalında bu kadar 'Türk bir dizi' izlemeye başladık. Nereden aklınıza geldi?
Tabi uzun dönem televizyonculuk yaptım. Daha önce de çeşitli dizilerin senaryosunu yazdım. Bu tecrübeyle geldi.
Çevrenizde Kuzular ya da komşularına benzer insanlar var mıydı?
Ailemde ve çevremde Erman Kuzu ya da Abiye Kuzu'ya benzeyen karakterler yok. Benim beğendiğim Evli ve Çocuklu adında bir Amerikan dizisi vardı. O diziyi izlerken, mekanizması dikkatimi çekti. Bu Amerikan film endüstrisinde “anti aile” dizisi olarak bilinen bir tür… “Bu fikri Türkiye'de nasıl uygularım”la yola çıktım.
Dizinin Türk aile yapısını yansıtmadığı yönündeki eleştirilere ne diyorsunuz?
Türk ailesinin bazı değerleri dizide tereddütsüz veriliyor. Zaten Kuzu Ailesi muhafazakâr bir aile… Bizim aile babamız Erman Kuzu, şu anda Türkiye'de yaşanan laçkalaşmışlıklara karşı direnen bir baba. Kısa eteğe karşı tavrı, küpeye karşı oluşu ile yüzde yüz Türk babası olduğunu gösteriyor.
Dizideki yönetmen Cem karakteriyle kendinizi mi yazdınız?
Evet, aslında dizideki yönetmen benim, kendimi yazdım (gülüyor) Murat Serezli'dir 'Yönetmen Cem'i oynayan. Çok yakın arkadaşım. Ona benim set kıyafetlerimi giydiriyorum. Çok komik oldu onun katkısı… Evet, onun üzerinden kendi hislerimi, beni yazıyorum.
Karakterler oldukça başarılı. Yazarken aklınızda isim var mıydı?
Tabi senaryoyu yazarken, hangi karakteri kimin oynayacağı hemen aklımda belli oluyordu zaten. Şafak Sezer, Binnur Kaya doğuştan yetenekli oyuncular. Bu projenin en büyük şansı çok özel oyuncularla çalışıyor olmamız… Hepsi yetenekli oyuncular.
Erman Kuzu, Şafak Sezer'in üzerine o kadar güzel oturdu ki, bazıları senaryoyu Şafak Sezer'in bile yazdığını düşünüyor.
Evet, internette sağda solda bu tür şeyler söylenebilir. Ancak senaryonun tamamını ben yazıyorum.
Atasözlerini anlamlı ve komik bir ucubeye çevirmeyi nasıl başarıyorsunuz?
Evet… Abiye Kuzu diye bir karakterimiz var. Kendini bilmez tatlı bir deli Abiye Kuzu… Ona bir özellik yüklemek istedim. Onun için de atasözlerini bozma işini çok eğlenceli buldum. Bu olmayan bir şey değil çünkü… Bazen bilmediğimiz şarkıları, sözleri toplum olarak salladığımız olmuyor değil… Bunu yaparken deyimler sözlüğüm ve atasözleri sözlüğüm yanımdan eksik olmuyor.
Bunları yazarken çevrenizden örnekler de topluyor musunuz?
Bir tane komşum demişti. 'Sen kaçın kurbağasısın' diye… Çok gülmüştüm. Onu da diziye koydum, oldukça komik olmuştu.
Kuzuları ilerde neler bekliyor. Biraz ipucu?
Her iki ailenin de döngüsü benzer şekilde devam edecek. Mutlaka çok sürprizler de var, ancak ne Kuzular, Kuzulardan başka bir şey olacak ne de komşuları onlardan kurtulabilecek.
Türk Malı dışında neler yapıyorsunuz?
Şu anda iki dizi birden götürüyorum. Türk Malı dizisinin hem yönetmenliğini hem de senaristliğini yapıyorum. Öte yandan Adanalı dizisinin de senaryosunu yazıyorum. Bunların dışında yılbaşından sonra başlayacak bir dizi üzerine çalışıyorum. Yine komedi. Azgın teke sendromu dersek filmin konsepti ile ilgili genel çerçeveyi çizmiş oluruz.
Dizideki dil kullanımı ile ilgili çok eleştiri aldınız. Ne diyorsunuz bu konuda?
Ben bir aileyi yansıtıyorum. Tüm aileler böyledir demiyorum. Türk dilini bozuyormuş diyorlar. Tam tersi dili kullanarak mizah yapmak, o dilin zenginliğini gösterir. Ne İngilizce'de, ne İtalyanca'da kelime oyunu ile espri yapamazsınız. Durum komedisi yaparsınız. O yüzden sit-comdur bunların adı… Türkçe o kadar zengin bir dil ki, kelimelerle oynayarak espri yapabiliyorsunuz. Bu dilin zenginliğini gösterir, alay edildiğini değil! “Ağaç yaşken emilir” dediğimizde hakaret etmiyoruz. O kelimenin ne kadar kıvrak olacağını gösteriyoruz. Bu eleştirilerin tek amacı saldırmaktır. Başarılı işlere bazı çevreler saldırmayı sever.