BDP'den AK Parti ve CHP'ye sert tavır

Aa
00:0012/05/2010, Çarşamba
G: 12/05/2010, Çarşamba
Yeni Şafak
BDP'den AK Parti ve CHP'ye sert tavır
BDP'den AK Parti ve CHP'ye sert tavır

BDP Genel Başkanı Demirtaş, “AK Parti hükümetinin tavrında herhangi bir değişiklik olmazsa bizim mecliste sürdürdüğümüz tavrı sandıkta da sürdürmemiz son derece doğal olacaktır. Paketin Anayasa Mahkemesine götürülmesi için CHP'nin bir tek oy eksiği dahi olsa BDP'den bu desteği görmeyecektir” dedi.

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Anayasa değişiklik paketi için yapılacak referandumdaki tutumlarına ilişkin 'AKP Hükümetinin tavrında herhangi bir değişiklik olmazsa bizim Mecliste sürdürdüğümüz tavrı sandıkta da sürdürmemiz son derece doğal olacaktır' dedi.

Demirtaş, BDP Mardin Milletvekili Emine Ayna ve kapatılan DTP'nin Genel Başkanı Ahmet Türk, BDP Washington temsilciliğinin açılışı nedeniyle gittikleri Amerika'dan, THY'nin tarifeli uçağıyla İstanbul Atatürk Havalimanı'na geldi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 'Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'u onayladığını Atatürk Havalimanı'nda basın mensuplarından öğrenen Demirtaş, bu konudaki görüşlerinin sorulması üzerine, şunları kaydetti:

'Anayasa değişiklikleri hukuki bir süreci gerektiriyor. Haliyle yasal zorunluluk gereği paketin referanduma sunulması gerekiyor. Yüksek Seçim Kurulunun bir referandum tarihi belirlemesi ve hangi tarihte referanduma gidileceğinin netleşmesi lazım. Bu süre zarfında partimiz de tekrar değerlendirme yapacak. Özellikle AKP Hükümetinin BDP'nin talep ve beklentilerine yönelik ne tür bir tutum içinde olacağını hep beraber gözlemleyeceğiz. Bizim umudumuz ve beklentimiz, hükümetin yapılan Anayasa değişikliği ile 'artık demokratik bir Anayasamız var, demokratik bir yasal mevzuatımız var' havasına girmemesidir. Çünkü daha yapılacak çok iş, çok şey var. Bu Anayasa'nın yeni bir Anayasa şeklinde yapılması ve dizayn edilmesi lazım. Ve yasalarda da özellikle ifade özgürlüğüyle ve terör mağduru çocuklarla ilgili mutlaka düzenlemelerin yapılması lazım. Ve hükümetin seçim barajına ilişkin tutumunu netleştirmesi lazım. Hükümet yetkililerinin 'barajı düşürürsek çok sayıda parti Meclise girer' savunması anti demokratik bir savunmadır ve meşruiyeti yoktur. Hükümetin mutlaka seçim barajı konusunda Avrupa standartları ve Türkiye gerçeklerine uygun bir adım atacağını ifade etmesi lazım, beklentimiz budur.'

Selahattin Demirtaş, 'Bu haliyle Anayasa değişiklik paketi referanduma gittiği takdirde BDP'nin oyu 'evet' mi 'hayır' mı olacak?' sorusu üzerine de 'AKP Hükümetinin tavrında herhangi bir değişiklik olmazsa bizim Mecliste sürdürdüğümüz tavrı sandıkta da sürdürmemiz son derece doğal olacaktır. Bütün gelişmeleri nihayetinde Parti Meclisi'nde değerlendireceğiz. Biz umut ediyoruz ki AKP Hükümeti referanduma kadar toplumun genel beklentilerine cevap veren adımları atsın. Referandumda, bir ayrışma yerine bir bütünleşme ile daha geniş değişiklikleri de hedefleyen bir paket ile kamuoyunu da rahatlatmış oluruz. BDP'nin tavrı da belki konjonktüre göre, o günün gelişmelerine göre tekrar değerlendirilir' diye konuştu.


-ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURU-

'CHP Anayasa Mahkemesine başvurulacağını açıkladı. Anayasa Mahkemesine gidilebilmesi için yeterli oy sayısına ulaşıldığı söyleniyor ama bulunamazsa BDP destek verecek mi?' sorusu üzerine Demirtaş, 'Hayır, hayır. CHP ve MHP ile şu veya bu şekilde bir arada olmamız, birlikte hareket etmemiz mümkün değil. Paketin Anayasa Mahkemesine götürülmesi için CHP'nin bir tek oy eksiği dahi olsa BDP'den bu desteği görmeyecektir' dedi.


-DENİZ BAYKAL'IN İSTİFASI-

Selahattin Demirtaş, 'ortaya çıkan kaset olayından sonra Deniz Baykal'ın istifasını nasıl değerlendirdiğinin' sorulması üzerine de şunları kaydetti:

'Bu konudaki tartışmaların son derece yanlış bir mecrada sürdürüldüğüne üzüntü ile tanıklık ettik. Her şeyden önce Türkiye'de siyasi ahlak ve siyasi etiğin bu olay vesilesiyle tartışmaya açılması lazım. Siyaset bu kadar ele, ayağa düşmemeliydi. Daha doğrusu, ele, ayağa düştüğünün bu kadar çarpık ve çıplak bir şekilde kamuoyuna yansıması olmamalıydı. Bununla birlikte tartışmanın şu anda bile sağlıklı bir mecrada yürümüyor olması, bizler açısından üzüntü vericidir.

Sayın Baykal'ın istifası kendi bileceği bir iştir. Kararına saygı duyarız. Nihayetinde Türkiye'nin çok ciddi sorunları var, çok ciddi işsizlik problemi var. Kürt sorunu var. Halen kan akıyor, cenazeler geliyor. Bunlar çözülmesi gereken sorunlardır. Bunları çözecek bir sol, sosyal demokrat anlayışa Türkiye çok büyük ihtiyaç duyuyor. Bu ihtiyacı CHP'nin karşılamadığı, Sayın Baykal'ın zihniyetinin karşılamadığı, tam tersine, sol akımı tıkadığı ortadaydı. Umut ediyorum ki Türkiye sosyal demokrasisi açısından da katkı verici bir süreç olur. Ama tahmin ediyorum ki Sayın Baykal koltuğu öyle rahat rahat bırakacak bir mizaçta değil. Tahminlerimiz, taktik yaptığı şeklindedir. Daha da güçlenerek geri gelmeyi hesaplıyordur. Ama böylesi bir olay üzerine artık buradan bir güç almayı hesaplamak bile siyasi ahlak açısından tartışmalı olur.'