Fantezi müzik, beslendiği müziğin ruhunu emiyor

00:0021/08/2006, Pazartesi
G: 20/08/2006, Pazar
Yeni Şafak
Fantezi müzik, beslendiği müziğin ruhunu emiyor
Fantezi müzik, beslendiği müziğin ruhunu emiyor

Fantezi müzik arabesk ve pop müzikle anılıyor ama ikisi de değil. İbrahim Erkal, bu türün, tüm müzik türlerinden beslendiğini, ama onların içini boşalttığını söylüyor

Arabesk ve pop müzik üzerine bugüne dek yüzlerce araştırma ve tespit yapıldı. Ama 1980'lerde Türk tavernalarında filizlenen ve adına "fantezi müzik" denilen tür hakkında hiç konuşulmadı. Ne arabeskti ne de pop... Arabeskin kralı, popun starı vardı, ancak fantezi müziğin "prensi" olurdu. Neydi fantezi müzik? Bu "prens"lerden biri olduğu söylenen ama bunu şiddetle reddeden İbrahim Erkal'a göre fantezi müzik "kimliksiz" bir müzik türü. Erkal, "Fantezi müziği tanımlamak bu yüzden güç. Bu müzik 80'li yıllarda arabesk tınıları taşıyordu, karamsar ve teslimiyetçiydi. 90'larda bu çizgiden uzaklaştı; şimdi her müzikten besleniyor fakat beslendiği müziğin, kimliğini, felsefesini sıfırlıyor, içini boşaltıyor. Halk müziği, arabesk, sanat müziği ve pop müziği kullanıyor. Tek kullanamadığı klasik müzik" diyor.


SEZEN DE FANTEZİ YAPIYOR

Erkal, fantezi müziğin çıkışını, yeni ve kaliteli halk müziği, arabesk ve TSM eserlerinin üretilememesinden doğan boşluğa bağlarken, TRT'nin arabesk yasağının da bu akımın yayılmasına neden olduğunu ekliyor. Kolaycılığın fantezi müzik sektörüne hakim olduğunu vurgulayan Erkal, bu müziğin önünü açan üç isim üzerinde duruyor: Sezen Aksu, Tarkan ve ünlü söz yazarı Şehrazat. "Bu isimler yüzünden müzik piyasasında yüz elli tane Tarkan, yüz elli tane Sezen Aksu var. Çünkü yaptıkları pop değil. Eğer popsa, şarkılarını neden hep fantezi müzik şarkıcıları okuyor?" diye sorarak, insanları bu iddiası üzerinde düşünmeye davet ediyor.


FANTEZİ, EVLİLİĞİ SEVMEZ

Fantezi müzik ve beraberinde getirdiği kültür üzerine de yorum yapan Erkal, fantezi müzik şarkıcılarıyla birlikte "bekar sanatçı" kavramının dayatıldığını söylüyor. Evlenirlerse şöhretlerini kaybetme endişesi yaşayan fantezi müzik şarkıcılarını eleştiren Erkal sözlerine şöyle devam ediyor: "Korkmaları normaldir. Çünkü evlilik düzenli bir yaşam vaat ediyor. Onlar ise yaptıkları müziğin kalitesiyle kendinden söz ettiremedikleri için sansasyonlarıyla müzisyen kimliklerini besliyorlar. Evlenirlerse sansasyondan beslenen müzisyen kimlikleri tükenecek. Şarkı sözleri de bırakın evliliği, düzgün bir birlikteliği bile öngörmüyor. Hep terketme, hep gidenin arkasından beddua... Ayrılık acısının da bir estetiği vardır. 'Allah belanı versin' şarkısındaki estetik nerede?" Fantezi müziğin fantastikliğini sorduğumuz Erkal bu durumu Serdar Ortaç'tan verdiği "fantastik" bir örnekle açıklıyor: "Ortaç bir şarkısında, 'Kırkından sonra amcam çeker halayı / e amcamın zamanında halay mı vardı?' diyor. Bu sözlerin gerçeklikle ilgisi var mı? Neden Ortaç'ın amcasının zamanında halay yok. Anlayan beri gelsin..."

FANTEZİ PROFİLİ: Para kazanmış varoş sakinleri

Arabeskin kendini tekrar ettiği 80'li yıllarda fantezi müziğin ilk örnekleri tavernalarda ortaya çıktı ve fantezi müziğin ilk şarkıcıları piyanist şantörlerdi. Nejat Alp ve Cengiz Kurtoğlu bu dönemin yükselişe geçen şarkıcılarıydı. Göç sorunlarıyla boğuşan arabesk dinleyicileri artık hayatlarını düzene sokmuş ve bir kısmı da bolluğa kavuşmuştu. Daha önce arabesk veya halk müziği okuyan şarkıcılar da "halk müziği görünümlü fantezi" yapmaya başladı. Fantezi müziğin ikinci önemli yükselişi ise 2000'li yılların başında Mahsun Kırmızıgül ve Hilmi Topaloğlu tarafından kurulan Prestij Müzik ve İbrahim Tatlıses'in kurduğu İdobay dönemiydi. Fantezi müziğin ilk yıllarında kullandığı Küçük Emrah ve Ceylan gibi çocuk şarkıcılar bu dönemde de çıktı: Küçük Onur, Küçük İbo. Tatlıses, Küçük İbo'ya, Kırmızgül Küçük Onur'a kollarını açarak rekabete çocukları dahil etti.