Devlet Bakanı Babacan, reyting kuruluşlarının riskleri önceden görmesi gereken kuruluşlar olması gerekirken artık her şey olup bittikten sonra harekete geçtiklerini söyledi. Bunun yanlış bir tutum olduğuna dikkat çeken Bakan, 'yatırımcıların kredi derecelendirme kuruluşlarına olan bağımlılığını azaltıcı tedbirler alınmalı' dedi
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kredi derecelendirme kuruluşlarına karşı son krizde ciddi bir güven erozyonu oluştuğunu söyledi. Bir televizyon programında soruları cevaplayan Bakan Babacan, 'Bu kuruluşlar normalde önden giden kuruluşlar olması gerekir. Yatırımcılara önceden haber vermesi gerekir. Bu kuruluşlar son yıllarda olup biteni sonradan izah etmeye çalışan kuruluşlar haline geldi. Banka batıyor arkasından notunu düşürüyorlar. Ülke ödemesini yapamıyor arkadan not düşüyor” dedi.
Türkiye konusunda da aynı şeylerin yapılmakta olduğuna dikkat çeken Babacan şöyle konuştu: “İşler olup bittikten sonra Türkiye'ye not vermeye çalışıyorlar. Çok yanlış bir tutum. Bazı fonlar ilk kurulduğunda, kredi derecelendirme kuruluşlarının verdiği notlara göre, yatırım konusunda iç düzenleme yapmışlar. Bunun artık değişmesi gerekiyor. G-20 kararlarında da bu var; bu ülkelerin, yatırımcıların kredi derecelendirme kuruluşlarına olan bağımlılığını azaltıcı tedbirler alınmalı, düzenlemeler yapılmalı...'
İMKB'yi bir anonim şirket yapmak istediklerini belirten Babacan, 'Anonim şirket olursa çok daha rahat çalışabilir ya da hisselerin bir kısmı halka arz edilebilir, uluslararası ortaklıklar daha kolaylaşabilir doğrusu, düşünüyoruz. Bununla ilgili SPK'ye talimatlarımızı verdik. Çalışmalar belli bir noktaya geldi. Ama nihai kararlar için henüz vakit var.”
Bankalar konusunda ise 2010 yılında yaklaşık 125 milyar liralık kredi genişlemesi olduğuna dikkat çeken Bakan, “Banka kredileri, yüzde 20-25 arttığı bir dönemde, Türkiye'nin büyümesini olumlu etkiliyor. Büyümemizden fedakarlıkta bulunmamazı gerektirecek bir durum değil. (Türkiye'nin büyümeye ihtiyacı var. Yüzde 7-8'i hedefleyelim), bugünkü yapımızla, yapısal reformları tamamlamamış bir Türkiye'de 2011 yılı için bunu söylerseniz, bunu da tamamen kredi genişlemesi ile sağlamaya kalkarsanız, Allah korusun o zaman hem 2011 hem de 2012'ye daha korkulacak bir yıl olarak bakmaya başlarız' dedi.
Babacan, Türkiye'nin 5, 10 yıl vadede İtalya'dan daha düşük risk ile tahvil sattığını belirterek, 'Ya İtalya'nın notu yanlış ya da bizimki. Seçimleri beklememesi gerekir' dedi. Babacan, şöyle konuştu: 'Seçimde olur da kazayla bir koalisyon hükümeti olursa saçma sapan bir şeyler yaparlar mı diye bekliyorlar. Bilseler ki garanti olarak AK Parti tek parti olarak devam edecek, bunu garanti görseler, not artışı için beklemeye sebep yok. Hele bizim muhalefet partilerimiz, harcamaları artıracak tamamen popülist söylemlerde bulunursa, olur da kazayla Türkiye'de böyle saçma sapan politikalar uygulanırsa diye korkular olabilir.'
İstanbul Finans Merkezi Projesi'nin sadece Anadolu Yakasındaki bir arazi projesi olarak algılandığını ifade eden Babacan, 'Bu yanlış bir algı. Bizim oraya yapacağımız 8-10 tane bina falan... Bir gayrimenkul projesiyle bir şehir finans merkezi olmaz. O şehrin tüm altyapısı, çok geniş bir çerçeveyi düşünmemiz gerekiyor' dedi. Şu anda İMKB ve VOB'un olduğunu, bir de ürün borsası kurulumu hazırlığı bulunduğunu belirten Babacan, 'Burada alternatiflerden bir tanesi VOB'un İzmir'de, ürün borsasının Ankara'da, İMKB'nin de İstanbul'da olması. Bu obsiyonlardan bir tanesi. Diğeriyse en azından bilgi işlem sistemi olarak birbirine bağlanması. Bunlardan hangisini tercih ederiz, henüz karar verilmiş değil' diye konuştu.
Babacan, Halkbank'ın halka açık kısmının artırılması, ikinci halka arzı ile Vakıfbank'ın yine bir ikinci halka arzı ve Ziraat Bankası'nın ilk halka arzının gündemde olduğunu belirterek, bunların zamanlaması ve boyutlarının piyasa şartlarıyla alakalı olduğuna dikkati çekti. THY'nin yüzde 49'unun hala Hazinenin olduğunu, Türk Telekom'un hala Hazine hissesinin bulunduğunu ifade eden Babacan, 'Zaman içinde Hazinenin payının azaltılması bizim gündemimizde. Zamanlamasını çok dikkatli yapmak gerekiyor. Çünkü dünya şimdi normal şartlarda değil' dedi. Blok satışın bankalar için daha erken olduğuna işaret eden Babacan, 'Önümüzdeki 2–3 yıl boyunca blok satışın zor olduğunu düşünüyorum' dedi.