Hükümet'in kurtarma paketinin bazı madddeleri şöyle:
Hükümet, ekonomik önlemler paketi çerçevesinde şirket birleşmelerine kurumlar vergisi istisnası getirmeye hazırlanıyor. Piyasanın canlandırılması için tüketici kredi faizlerinin bir bölümünün de Hazine tarafından üstlenilmesi üzerinde duruluyor.
Edinilen bilgiye göre, ekonomi yönetiminin üzerinde çalıştığı ekonomik önlemler paketinde yer alan bazı düzenlemeler netleşmeye başladı. Bankacılık sistemini rahatlatmaya ve ihracatçılar ile küçük ve orta boy işletmeleri (KOBİ) desteklemeye dönük çeşitli hususların bulunduğu pakette, küresel mali krizle birlikte Türkiye'de zor duruma düşen şirketlerin birleşmesini teşvike yönelik vergisel düzenlemelere de yer veriliyor. Paket, istihdamın teşviki ve bu çerçevede işten çıkarmaların önüne geçilmesini öngören konuları da kapsıyor. Ekonomik önlemler paketiyle getirilmesi düşünülen ve ekonomi yönetiminde ele alınan bazı düzenlemeler şöyle:
-Şirket birleşmelerine vergi istisnası: Küresel krizle birlikte şirketlerin mali durumlarının bozulması ve şirket iflaslarına karşı, vergisel tedbirler de devreye girecek. Zor duruma düşen şirketlerin birleşmesini özendirmek amacıyla, kurumlar vergisi istisnası getirilecek. Üzerinde çalışılan düzenlemeye göre, şirket birleşmelerinde 1 ya da 2 yıl süreyle kurumlar vergisi istisnası uygulanacak. Mevcut sistemde vergiyle ilgili geçiş ertelemesi olduğunu belirten bir
üst düzey yetkili, "Kurumlar vergisi, kurumun tasfiyesine kadar ertelenebiliyor. Yeni düzenlemede, verginin tümüyle istisna edilmesi söz konusu olacak. Ancak şirket birleşmelerindeki bu istisna, 1 ya da 2 yıl süreyle uygulanacak" dedi.
-Aktif satışına da istisna: Üzerinde çalışılan düzenlemeye göre, şirketlerin aktiflerinde yer alan kıymetli varlıkların elden çıkarılması halinde de vergi istisnası geçerli olacak. Bu düzenlemeyle mali krize giren şirketlerin rahatlatılmasının amaçlandığını kaydeden bir yetkili, şu değerlendirmeyi yaptı: "Yürürlükte olan uygulamada, diyelim 1990 yılında kurulan bir şirketin, sahip olduğu binanın değeri 5 bin TL. Defterlerde de bu tutar yer alıyor. Bina
bugün satıldığında 500 bin YTL ediyorsa, biz, aradaki farkı vergilendiriyoruz. Birleşmelerde, defter değeri ne ise, o değer yeni firmaya geçecek. Biz, bunu yine takip edeceğiz. Ama bunun satılması halinde, bunu vergiden istisna edeceğiz. Bu şekilde firmalara biraz nefes aldıracağız."
-Firmaların, yurt dışından kullandığı kredilerin maliyeti azaltılacak. Bu konuda da bir düzenleme çalışması yapılıyor. Mevcut sistemde bankalar üzerinden kullanılan krediler üzerinde zaten az yük bulunuyor. Ancak bankalar dışındaki dış
kuruluşlardan, özellikle de tedarikçilerden sağlanan borçlanmalardaki vergi yükü aşağı çekilecek. Bu tür kullanımlardaki kurumlar vergisi stopajı yüzde 10'dan sıfıra indirilecek. Yetkililer, stopaj sıfırlanmasa bile oranın en fazla yüzde 1-2 olabileceğini belirtiyor.
-İşsizlik Fonu'nun bir kısmının, "istihdamın korunması ve süreli olması" koşuluyla, işletmelere kredi olarak kullandırılması. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, bunun ancak kendilerinin yanı sıra işçi ve işverenlerin ortak kararıyla uygulanabileceğine dikkat çekiyor.
-Bankaların zorunlu karşılıklarının aşağı çekilmesi: Konu ilk olarak Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın Bankalar Birliği ile yaptığı toplantıda gündeme getirildi. Sektör temsilcileri, bu toplantıda halen YTL mevduatta yüzde 6, yabancı paralarda ise yüzde 11 olarak uygulanan zorunlu karşılıkların aşağı çekilmesini istedi. Zorunlu karşılıkların yüksek olmasının, kullanılabilir kaynakları azalttığını kaydeden bankacılık sektörü, aynı talebi, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren ile yapılan toplantıda da yineledi. Bankacılar, yurt dışından edinilen ve sermaye niteliğindeki kaynaklar üzerinden alınan yüzde 11'lik zorunlu karşılığın ise tümüyle sıfırlanması isteğini hükümete iletti. Sektör temsilcileri, "Kredi mahiyetinde olanlara yüzde 11 yerine daha düşük oranlı zorunlu karşılık uygulansın ancak, sermaye benzeri dış kaynaklarda oran sıfır olsun" dedi. Önlem paketi görüşmelerinde ekonomi yönetiminde, zorunlu karşılık oranlarının indirilmesi konusunda mutabakata varıldı. Ancak bu konunun Merkez Bankasınca değerlendirilerek, hayata geçirilebileceği de belirtildi.
-Uzun vadeli mevduata stopaj indirimi: Toplantılarda bu konu da gündeme geldi. Uzun vadeli mevduatın teşviki amacıyla, bu tür mevduattaki stopaj oranlarının aşağı çekilebileceğini konuşuldu. Maliye tarafı da, "Geçmişte de bu tür bir uygulamaya gidildi fakat vadeler uzamadı. Bu dönemde de etkisi olur mu bilmiyoruz. Ancak sektör isterse bunu yapabiliriz" şeklinde görüş bildirdi.
-Tüketici kredi faizlerine sübvansiyon: Önlem paketi görüşmelerinde, tüketici kredilerinin finansmanı konusu da masaya getirildi. Bu çerçevede, "yerli ürün alınmak kaydıyla, konut, araba ve beyaz eşya dahil tüketici kredi faizlerinin yüzde 30 ya da 50'lik bölümünün, 1 yıl süreyle Hazine tarafından karşılanması" önerildi. Bu şekilde piyasanın canlandırılabileceği vurgulandı. Bu öneri, ekonomi yönetimince "uygulanabilir" bulundu. Ancak, yerli ürün sınırlamasının Dünya Ticaret Örgütü ya da Avrupa Birliğince "ayrımcılık" olarak nitelendirilip, nitelendirilmeyeceğinin değerlendirilmesi kararlaştırıldı.
-Yatırım ortaklıkları ve fonlarının işlemlerde elde ettikleri kazançlar üzerinden ödedikleri yüzde 5 oranındaki banka sigorta muameleleri vergisi de sıfırlanacak. Bu konudaki düzenleme, bir tasarıya eklenerek, Meclis'ten geçirilecek.
-Eximbank ve Türkiye Kalkınma Bankası aracılığıyla ihracatçılara ve KOBİ'lere ek destek sağlanacak. Bu çerçevede bu yıl 2 milyar dolar olan, 2009 Bütçe Tasarısında ise 3 milyar dolar olması öngörülen Hazine garanti limiti, yeni yılda 4 milyar dolar olarak uygulanacak. Hazine yetkilileri, limit artışının, ihracatçı ve KOBİ'lerin desteklenmesi için Eximbank ve Kalkınma Bankasına kaynak sağlama amacıyla yapıldığını bildirdi. Bir üst düzey yetkili de, düzenleme için "Halen üzerinde çalışılan Ekonomik Önlemler Paketinde bazı sektörlere kaynak aktarılmasına dönük ilk adım" nitelemesinde bulundu.